"5 sayfalık dilekçenin 1.39 dakikada okunması mümkün değil"
6-8 "Kobani" (Ayn el -Arab) soruşturmaları kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan şüphelilerin tutukluluk hallerinin kaldırılması için yapılan itirazların bir iki dakika içinde reddedildiği ortaya çıktı.
6-8 "Kobani" (Ayn el -Arab) soruşturmaları kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan şüphelilerin tutukluluk hallerinin kaldırılması için yapılan itirazların bir iki dakika içinde reddedildiği ortaya çıktı.
Tutukluluğuna yapılan itiraz "jet hızıyla" reddedildiği iddia edilenlerden biri de eski milletvekili Emine Ayna oldu. Durumu, Ayna'nın avukatı Mehmet Emin Aktar açıkladı.Edinilen bilgiye göre, 2 Ekim'de tutuklanan eski Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Ayna'nın tutukluluğuna itiraz edildi.
Sosyal medya hesabından verilen ret kararına tepki gösteren Emin Aktar, 2 dakikalık kısa bir sürede itirazın reddedildiğini belirterek, "Buna ışık hızı adalet denir" dedi.
Konuyu Independent Türkçe'ye değerlendiren Aktar, itiraz dilekçesinin aynı gün iki hakim tarafından iki dakika içinde ele alındığını söyledi.
Aktar, "Bu değerlendirme sürecinde usulen dosyanın savcılıktan istenip görüş alınması lazım. 5 sayfalık dilekçem var ve bunun iki dakikadan bile daha az bir zamanda bir dakika 39 saniye içerisinde okuması mümkün değil" dedi.
Dilekçenin okunmaması için "Tabiri, caizse 'mış' gibi bile yapılmamış" diyen Aktar, dilekçeyi saat 16.00'da gönderdiğini, 16.58'de kaydedildiğini ve 1.39 dakikalık kısa bir sürede reddedildiğini ileri sürdü.
Avukat Aktar, "Son dönemde yapılan yargılama ne bir yargılama ne de soruşturmalar bir soruşturma faaliyetidir. Tümü siyasal amaçlı operasyonlar. O operasyonlarda 'yargı bile paraf ve araç olarak kullanıldığı' içindir ki burada verilen kararların hiçbiri hukuki değil artık. Bir hukuki kaygı ve bir suç soruşturması kaygısı taşımıyor" diye konuştu.
Soruşturma dosyasının savcılar tarafından okunmadığını ileri süren Aktar, "Örneğin Emine Ayna dosyasında savcı soru soramamıştır. Ayna'ya 'HDP'ye üyeliğinizi anlatın' demiştir. Oysa Ayna bırakın HDP'de yönetici olmayı, hiç üye bile olmamıştır. Buradan dosyanın okunmadığını anlayabiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Mevcut iktidar gibi Türkiye'de geçmiş siyasal iktidarların her sıkıştığında Kürtlere saldırdığı savunan Aktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neden, çünkü ciddi bir kamuoyu desteği var. Kürtler kadim ve asırlık düşman gibi algılanıyor. Mesela sosyal medya ve televizyon kanallarında birileri bunu açıkça dillendiriyor. Türkiye'nin tarihi düşmanları arasından Kürtler sayılıyor. Siyasal iktidarlar "Kürtlere saldırsak bir artı puan ve toplumsal destek sağlarız" hesabında. Ayrıca toplumun başka bir konuyu tartışmasız önüne de geçilmiş oluyor ve gündem değişikliği yaratılmış oluyor."
"İktidar, 2009-2015 dönemine ilişkin tek bir şeyi hatırlamak istemiyor"
Meselenin gündem değişikliğinden ziyade, iktidarın 2009 ile 2015 yılları arasında Kürt sorununun çözümüne ilişkin yaptığı diyalog, müzakere ve attığı adımları yaşanmamış gibi davrandığını iddia eden Aktar, devamında şunları kaydetti:
"O dönemde yer alan bütün aktörlere bir yönelim var. Davalarla sindirilmeye çalışılıyor, tutuklanıyor ya da ülkeden kaçmak zorunda kalıyor. O döneme ilişkin tek bir şeyi hatırlamak istemiyor. Siyasal iktidarın sözcülerinin hiçbiri 2009-2015 arasında yapılanlara ilişkin tek bir söz söylemek istemiyor."