İran-İsrail gerilimi petrol fiyatları 100 dolara çıkarır mı? / Al Ain Türkçe Özel
İran Lübnan’a havadan ve karadan saldırdı. İran dün gece İsrail’e hipersonik füzeler attı. “Petrol 100 dolara çıkar” iddiaları ortaya atıldı. Enerji Uzmanı Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan bu iddianın gerçek olup olamayacağını Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
İsrail ve İran arasındaki gerilim dün gece zirveye çıktı. İran İsrail’e yüzlerce füze attı. Gerilimin tırmanmasıyla petrol fiyatları 75 doların üzerini gördü. Bazı yorumcular petrolün İran-İsrail gerilimiyle 100 doları görebileceğini iddia etti. Peki bu mümkün olabilir mi? Enerji Uzmanı Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan, petrol fiyatlarının 100 dolara hangi durumda çıkabileceğini anlattı.
İşte Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan’ın Al Ain Türkçe’nin sorularına verdiği cevaplar...
İRAN-İSRAİL GERİLİMİ NEREYE KADAR GİDER?
Petrol fiyatlarını değerlendirmeden, gerilimin nereye kadar gideceğine ilişkin bir çerçeve çizmek gerekiyor. Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan bu konuda önemli bir çerçeve çizdi ve şu ifadeleri kullandı;
“İran’ın düzenlemiş olduğu füze saldırılarının İsrail’i durduramadığı aşikar. Bugün yaşananlar da bunun kanıtı. Ancak bu durum iki taraf arasında yaşananların bazı sonuçları olmayacağı anlamına gelmez. Şu an için tam bir netlikten söz etmek mümkün olmamakla birlikte bir takım öngörülerde bulunabiliriz. Öncelikle şunun altını kalın çizgilerle çizmek gerekir ki 3. Dünya Savaşı’ın patlak vermesi ya da İsrail-İran arasında topyekün bir savaş yaşanması ihtimali söz konusu görünmemektedir. Nitekim başta iki taraf olmak üzere tüm dünya olası bir 3. Dünya Savaşı’nın tarihte eşi benzeri görülmemiş yıkımlara ve felaketlere neden olacağının farkındadır. Öyle ki böyle bir kötü senaryonun gerçekleşmesi durumunda tüm dünyanın büyük bir mezarlığa dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu bağlamda uluslararası toplumun bu olasılığın bilincinde olmasıyla birlikte Soğuk Savaş döneminde nükleer silahların kullanılmasına ve büyük savaşların yaşanmasına bir nevi engel olan “dehşet dengesi” düzeninin bu gerginliklerin felakete dönüşmesi ihtimalini zayıflattığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla iki taraf arasındaki çatışmaların göreceli düşük yoğunlukta, vekil aktörler üzerinden ve siber saldırılar gibi farklı tekniklerin kullanıldığı hibrit temelde devam etmesi muhtemeldir.”
İSRAİL İRAN’IN NÜKLEER TESİSLERİNİ VURABİLİR Mİ?
İran-İsrail geriliminde İsrail’in misilleme olarak İran’ın nükleer tesislerini vurma ihtimali de konuşuluyor. Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan, bu adımım kolay atılamayacağı görüşünde. Gerekçe olarak ise enerji konusunda son dönemde yaşanan dönüşümü gösteriyor ve şu ifadeleri kullanıyor;
“İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini vurması sanıldığı kadar kolay gerçekleşecek bir ihtimal değil. Bununla birlikte “saldırı” ifadesiyle anlatılmak istenenin silahlı saldırı olduğunu göz ardı etmemek gerekmektedir. Kişisel olarak da gerçekleşmesini beklemediğim gelişme de nükleer santrallere yönelik silahlı saldırının olduğunu vurgulamakta yarar var. Olasılığın düşük görünmesinin temel nedeni ise olası saldırının hedefinin nükleer enerji tesisleri olmasıdır. Zira İsrail’in İran’ın nükleer enerji tesislerine yönelik olası bir saldırısı, sıradan bir kritik enerji altyapı saldırısının çok daha ötesinde etkilere neden olacaktır. Söz konusu nedenlerden ilki nükleer enerji tesislerine yönelik olası bir saldırının zararları o ülke coğrafyasıyla sınırlı kalmayarak, Çernobil örneğinde de acı bir şekilde tecrübe edildiği gibi sınır ötesi etkilere neden olabilmesidir. Böylesi bir olasılığın gerçekleşmesi İsrail’in başta uluslararası toplum olmak üzere istisnasız -belki ABD’nin aralarında olduğu- bütün devletlerin hedefi haline getirecektir. Çünkü nükleer enerji tesislerine yapılacak silahlı saldırı, diğer kritik enerji altyapılarından son derece farklıdır. Söz konusu farklılık sınır aşan zararların yaşanması durumunun çok daha ötesindedir. Bu noktada çağın değişen dinamikleri devreye girmektedir. Bundan belki de 20 yıl önce benzer bir olasılığın gerçekleşmesi daha mümkün iken günümüzde bu ihtimal giderek daha da imkansız hale gelmektedir. Bu aşamada son yıllarda hız kazanan enerji dönüşümü girişimleri önemli bir role sahiptir. Zira enerji dönüşüm sürecinde nükleer enerjiye yönelik bakış açıları giderek değişmeye başlamıştır. Bu doğrultuda nükleer enerjiyi savunanların sayısında önemli bir artış meydana gelmekle birlikte karar alıcı ve politika yapıcılar tarafından güvenilir geçiş süreci enerji kaynakları şeklinde lanse edilmeye başlamıştır. Böylesi bir ortamda İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine olası bir saldırıda bulunması nükleer enerjiye yönelik olumlu yönde değişen algıları tersine çevirmekle birlikte belki de enerji dönüşüm sürecinin sekteye uğramasına neden olabilecektir. Tüm bunlar göz önüne alındığında İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine Stuxnet örneğindeki gibi farklı saldırı türleriyle zarar vermesinin daha olası olduğunu söyleyebiliriz.”
PETROL FİYATLARI 100 DOLARI GÖRÜR MÜ?
Gerilimin tırmanmasıyla petrol fiyatları arttı. Bazı yorumcular petrolün 100 doları aşabileceğini iddia ediyor. Ancak Doç. Dr. Anıl Çağlar Erkan’a göre İran-İsrail geriliminin petrol fiyatlarının 100 dolara yükseltmesi çok zayıf bir ihtimal. Erkan, nedenini ve hangi durumda petrol fiyatlarının 100 doları aşabileceğini şöyle anlattı;
“Hipersonik füzeler Tel Aviv’i vururken, Brent petrol fiyatları da bir anda tırmanışa geçmiştir. Son günlerde 70 dolar seviyesinde yatay bir çizgide seyreden Brent petrolün varil fiyatı 1 Ekim Salı gününde 71,92 dolara kadar çıkmış ancak gün sonunda 70,10 dolara kadar gerilemiştir. Bununla birlikte füzelerden sonra fiyatlarda sıçramalar yaşanmış ve bir saat içerisinde 73,63 doları görerek gün içinde bu artış kademeli şekilde devam etmiştir. Öyle ki İran füzelerinin Tel Aviv'e düştüğü saat olan 19.30'dan sonra Brent petrolün varil fiyatı sıçrama yaparak 75,41 dolar seviyesine ulaşmıştır. Benzer hareketlilik ham petrolde de görülmüştür. Nitekim ham petrol de tıpkı Brent petrol gibi 15.00'te hızlıca tırmanmış, füze görüntüleriyle beraber ise sıçramayı görmüştür. Bu doğrultuda güne 69,11 dolardan başlayan ham petrol, İran'ın füzelerinin ardından 71,78 dolara tırmanmış ve ardından tıpkı Brent petrol gibi düşüşe geçmiştir. İlerleyen süreçte benzer hareketliliklerin olması son derece muhtemeldir. Ancak fiyatlarda büyük sıçramaların olması beklenmemektedir.
İsrail ve İran arasındaki söz konusu karşılıklı misilleme saldırılarının jeopolitik risk düzeyini arttırmasından dolayı petrol fiyatları üzerinde etkisi olduğu tartışmasızdır. Ancak jeopolitik risk düzeyindeki artış fiyatların çeşitli mecralarda dile getirildiği gibi 100 dolar seviyesini aşması için yeterli değildir. Bu aşamada petrol fiyatları üzerinde daha büyük etkisi olan arz-talep faktörü devreye girmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki zaman diliminde petrol fiyatlarının gidişatını büyük oranda arz ve talep faktörleri belirleyecektir. Bununla birlikte tek bir olası senaryonun gerçekleşmesiyle petrol fiyatlarında son derece büyük artışların yaşanabilir. Hatta bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda küresel ölçekte bir enerji krizinin patlak vermesi bile kaçınılmaz hale gelebilir. Küresel bir krize neden olabilecek bu senaryo ise İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatmasıdır.”