IMF ABD ve Çin'e birlikte çalışmayı tavsiye etti
IMF, küresel ekonomiye ciddi zararlar vermemek adına, ABD ve Çin'in gerilimi bir kenara bırakarak işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.
Uluslararası Para Fonu Sözcüsü Julie Kozack, ABD'nin Çin'den ithalatına yönelik tarife artışları hakkında konuştu. Kozack, açık ticaret politikalarının önemini vurgulayarak, ABD ve Çin'in mevcut ticari gerilimleri çözme konusunda işbirliği yapması gerektiğini belirtti.
Julie Kozack, ABD yönetiminin, Çin'den ithal edilen bazı kritik ürünler üzerindeki gümrük vergilerini artırma kararını değerlendirdi. Bu ürünler arasında çelik, alüminyum, yarı iletkenler, elektrikli araçlar, bataryalar, kritik mineraller ve güneş pilleri bulunuyor. IMF Sözcüsü, bu hamlenin küresel ticaret sistemine etkilerini ele aldı.
Kozack, IMF'nin açık ve kurallara dayalı bir ticaret sistemini desteklediğini ifade etti. Bu sistemin, son yıllarda dünya ekonomisinde büyüme ve istikrar açısından kritik bir rol oynadığını söyledi.
IMF Sözcüsü, açık ticaret politikalarının ABD'nin ekonomik performansına büyük katkı sağlayacağını ve iki ülke arasındaki ticari gerilimlerin çözümünde işbirliğinin şart olduğunu vurguladı. Kozack, "ABD ve Çin, iki ülke arasında süregelen ticari sorunları çözmek için birlikte çalışmalı" dedi.
Kozack, tüm ülkeleri, ticari farklılıklarını çözmek için çok taraflı bir çerçevede işbirliği yapmaya davet etti. Bu yaklaşımın, global ticaret gerilimlerini hafifletebileceğine işaret etti.
Ticaret kısıtlamalarındaki keskin artış, global ticaret ve yatırımlar üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Kozack'ın vurguladığı gibi, bu kısıtlamalar global ekonomiye ve tedarik zincirlerine zarar verebilir.
Son dönemlerde ticaret kısıtlamalarının sayısında kayda değer bir artış gözlemlendi. Kozack, 2019 yılında 1000 olan kısıtlama sayısının 2023 itibarıyla 3000'e ulaştığını ifade etti.
Kozack'a göre, bu tür kısıtlamalar ticareti ve yatırımı olumsuz etkileyebilir, global ekonomiyi bölebilir ve misilleme eylemlerini tetikleyebilir. Ayrıca, bu durumun tedarik zincirlerini ciddi şekilde bozabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Kozack, böyle bir ayrışmanın global ekonomiye maliyetinin oldukça yüksek olabileceğini belirtti. Yapılan analizler, bu ayrışmanın küresel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) %0.2'den %7'ye kadar zarar verebileceğini gösteriyor. Özellikle teknolojik ayrışma durumunda, bu maliyetlerin daha da artacağını vurguladı.
Kozack, ABD ekonomisinin son yıllarda uygulanan sert para politikası sıkılaştırmalarına rağmen önemli ölçüde dirençli kaldığını belirtti. Ancak, ABD'deki enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde olduğunu ve bu durumun, Federal Rezerv'in (Fed) önümüzdeki aylarda daha temkinli ve veri odaklı politika kararları almasını gerektireceğini ifade etti.
Kozack ayrıca Arjantin ekonomisi hakkında da değerlendirmelerde bulundu. IMF, Arjantin'e sağladığı yaklaşık 44 milyar dolarlık kredi programının sekizinci değerlendirmesinde olumlu bir gelişme kaydetti. Bu, IMF'nin Arjantin ile sürdürmekte olduğu ilişkiler açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. IMF yetkilisi Kozack, bu anlaşmanın, ülkenin ekonomik istikrar planını kararlılıkla uygulamasının sonucu olarak ortaya çıktığını belirtti.
Arjantin ekonomisi, son 16 yılın ilk çeyreğinde mali fazla vererek dikkat çekti. Ülkenin uluslararası rezervlerinde gözlemlenen hızlı toparlanma, Merkez Bankasının bilançosunda iyileşme ve enflasyonda yaşanan hızlı düşüş, ekonomik iyileşmenin belirgin işaretleri arasında yer alıyor.
Kozack'a göre, Arjantin ekonomisi yılın ikinci yarısında büyümeye başlaması bekleniyor. Bu beklenti, yapılan reformların ve uygulanan politikaların sonuçlarını yansıtıyor.