33. Arap Zirvesi'nin sonuç bildirgesi yayınlandı: Gazze Savaşı, bildirgenin odağında
Bahreyn'de bugün gerçekleştirilen 33. Arap Zirvesi'nin sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede Gazze Şeridi'ndeki durumun önemine vurgu yapıldı.
Arap Zirvesi'nin yayınladığı sonuç bildirgesinde, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının derhal durdurulması ve İsrail işgal güçlerinin Şeridin tüm bölgelerinden çekilmesi gerekliliği vurgulandı. Ayrıca Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması, tüm engellerin kaldırılması ve her kesime yeterli insani yardımın girişi için tüm geçişlerin açılması gerektiği vurgulandı.
Bildirgede, başta Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) olmak üzere Birleşmiş Milletler kuruluşlarının çalışabilmesinin sağlanması ve sorumluluklarını özgürce ve güvenli bir şekilde yerine getirebilmeleri için mali destek sağlanmasının gerekliliği vurgulandı.
Sonuç bildirgesinde, Filistin halkını Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki topraklarından zorla göç ettirmeye yönelik her türlü girişimin kategorik olarak reddedildiği ifade edildi.
Bildirgede, acil ve kalıcı ateşkes sağlanması, Gazze Şeridi'ndeki saldırıya son verilmesi, sivillerin korunması, rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılması için acil tedbirlerin alınması çağrısında bulunuldu.
Bildiride ayrıca Arap-İslam Ortak Bakanlar Komitesi'nin Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail saldırganlığını durdurma ve 2 milyon 300 binden fazla Filistin vatandaşının yaşadığı insani felakete son verme yönündeki çabalarını sürdürmesinin önemi de vurgulandı.
YARDIMIN ENGELLENMESİNE KINAMA
Bu bağlamda bildiride, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki ateşkes çabalarını engellemesi ve bunun feci insani sonuçlara yol açabileceğine dair uluslararası uyarılara rağmen Filistin'in Refah kentine yönelik saldırılarını genişleterek askeri gerilimi artırmaya devam etmesi şiddetle kınandı.
Bildiride, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nde sivillere yönelik ablukayı sıkılaştırmak amacıyla Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafındaki kontrolünü kınadı. Bu da geçiş operasyonunun durmasına, insani yardım akışının durmasına yol açtı.
Açıklamada, güvenli insani erişimin sağlanması için Tel Aviv'e Refah'tan çekilme çağrısı yapıldı.
Bildiriye göre Arap liderler, Filistin meselesinde Arapların sağlam ve destekleyici tutumunu vurguladı; zira bu mesele, bölgedeki barış ve istikrarın temel meselesidir.
Arap liderler ayrıca, Filistin halkını kendi toprakları içinde veya dışında yerinden etmeye yönelik tüm girişimleri kategorik olarak reddettiklerini, bunun uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu ve topluca karşı çıkılacağını vurguladı.
ADİL ÇÖZÜM
Arap ülkeleri, Filistin meselesinin adil ve kapsamlı bir barışçıl çözümü çağrısında bulunarak kararlı tutumlarını yenilediler ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın uluslararası bir barış konferansı düzenleme çağrısına destek verdiler.
Arap ülkeleri, Arap Barış Girişimi ve uluslararası meşruiyet kararları doğrultusunda iki devletli çözümün uygulanması için 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulması için geri dönüşü olmayan adımlar atılması çağrısında bulundu.
Arap ülkeleri, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e üyeliğinin dünya genelinde diğer ülkeler gibi bağımsız ve tam egemen bir devlet olarak tanınması ve Filistin halkının yerlerine geri dönmesi gibi tüm meşru haklarının iadesinin sağlanması çağrısında bulundu.
Arap liderler, uluslararası topluma Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından bu yana çıkarılan 2720 Kararı da dahil olmak üzere Güvenlik Konseyi kararlarını uygulamaya çağrıda bulundu. Ayrıca, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Baş Koordinatörlüğü'ne, kararda Gazze Şeridi'nde insani yardım girişini kolaylaştırmak için kurulmasını öngören uluslararası mekanizmanın kurulmasını ve etkinleştirilmesini hızlandırma çağrısında bulundu.
ULUSLARARASI GÜÇLERİN KONUŞLANDIRILMASI
Bildiride, uluslararası topluma, iki devletli çözüme dayalı adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için barış sürecini ilerletme çabalarını takip etme sorumluluklarını yerine getirmesi çağrısında bulunuldu.
Bildiride, iki devletli çözüm uygulanıncaya kadar uluslararası BM koruma ve barışı koruma güçlerinin işgal altındaki Filistin topraklarında konuşlandırılması çağrısında bulunuldu.
Bu bağlamda Arap liderler, iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik net tedbirlerin alınması konusunda Güvenlik Konseyi'ne düşen sorumluluğun altını çizdi.
Liderler, siyasi süreç için bir zaman sınırı belirlenmesinin ve Yedinci Bölüm kapsamında bağımsız, egemen bir Filistin devleti kurulmasına yönelik bir Güvenlik Konseyi kararı çıkarılmasının gerekliliğini vurguladı.
Arap liderler, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 10 Mayıs 2024'teki toplantısında, Filistin Devleti'nin 143 ülkenin desteğiyle Birleşmiş Milletler'e tam üyelik talebine ilişkin kararını da memnuniyetle karşıladı.
Arap liderler, BM Güvenlik Konseyi'nin 18 Nisan 2024'teki oturumunda bu konuyla ilgili aldığı kararı yeniden gözden geçirmesi çağrısında bulunurken, aynı zamanda Filistin halkının yaşam, özgürlük ve insan haklarının adil ve destekleyici olmasını da talep etti.