İmamoğlu'nu ziyaret eden Özel: Terörsüz Türkiye'yi başaracak anlayış burada

Cezaevindeki Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı görüşme üzerinden terörsüz Türkiye mesajı verdi. Özel, Meclis’i işaret etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklanan ve görevden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu Silivri Cezaevi'nde (Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu) ziyaret etti.
2 saat 30 dakika süren görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Özel, DEM Parti ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşmesi ve terörsüz Türkiye gündemiyle ilgili de konuştu. Partisinin Kürt meselesindeki duruşunun yıllardır net olduğunu söyleyen Özel, “Kürtler "Sorunum var." diyorsa vardır. Çözmek hepimize düşer. Bunu "Yoktur." deyip de görmezden gelmemeli” dedi.
“BAŞARISIZLIĞA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”
Terörsüz Türkiye gündemine ilişkin ise Özel, Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğunu da eleştirerek “Terörsüz Türkiye" diyorlar. Biz terörü de kınıyoruz, terörsüz Türkiye'yi de destekliyoruz. Terörsüz Türkiye demokratik açılımlarla mümkündür. Bunun için doğru zemin Meclis'tir. Bu sorunun çözümü için Meclis zemininde şeffaf, kimseyi dışlamayan, başta şehit aileleri ve gazilerimizin duygularını yok saymayan, onların da fikirlerini alan, tüm mağdurları kapsayan bir süreç için Meclis meselesini, Meclis'te olmayı çok önemsiyoruz. Bakın, büyük bir çelişki yaşıyoruz. Şimdi arkamdaki cezaevinde biri yatıyor. Onu içeri kimin attırdığını da herkes biliyor. Soru şu: Batıdaki Kürtlere, batıda seçim kazanamayacakları halde DEM partisinin batıdaki Kürtlere belediye meclislerinde görev teklif etmek suretiyle onları şehrin yönetiminde söz sahibi kılma suçu... Bunu terör suçu kabul ediyor, Ekrem Başkanı bununla suçluyor. Bununla suçlanan birisi içeride yatıyor. Kürtler belediye meclis üyesi olursa bu terör faaliyetidir diyen birisi, onu içeri attıran birisi de bugün güya Kürt meselesinin... Ona Kürt meselesi de yok diyor artık ve terörsüz Türkiye yaratacakmış. Terörsüz Türkiye'yi de, Kürt meselesini kökten çözmeyi de, bütün Kürtleri eşit vatandaş yapmayı, bu devleti onlara ait hissettirmeyi de başaracak anlayış buradadır. Bu anlayışın Cumhurbaşkanı adayı şimdi içeride yatıyor. Bu sorunu Kürtlerin güvendiği biz çözeriz. Bu sorunu Kürtleri ikinci sınıf vatandaş gören, belediye meclislerine bile layık görmeyen ve Kürtleri, Kürtleri "Kürt eşittir sorun, Kürt eşittir terör" diye gören anlayış çözemez. Ancak biz Meclis zemininde atılacak her türlü şeffaf, barışçıl çözüme yönelik adımı da desteklemeye hazırız ama Meclis'i yok sayıp da, Kürtleri yok sayıp da, sorunu yok sayıp da, ipe un serip de buyurganlıkla laf edenlerin bu sorunu çözmede samimi olmadıklarını bir kez daha, başarısızlığa da hiçbirimizin tahammülü olmadığını ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.
“ADI BELLİ OLMAYAN TANIKLARIN İFTİRALARI VAR”
Ekrem İmamoğlu’nun mesajlarını ileten ve açıklamalarda bulunan Özel, “Bu büyük iftiraya, bu büyük hakarete karşı sadece ve sadece gerçekleri anlattıkları savunmalarının televizyondan yayınlanmasını istiyorlar. Çünkü gizli tanık dışında bir tane, bir tane paraya, pula, rüşvete ilişkin olarak belge yok. Adı belli olmayan Meşe, Çınar, Ladin denen gizli tanıkların iftiraları var. MASAK raporundaki şüpheli görülen her işlemin açıklamasına ikna olmuş, buna bir şey söyleyemeyen bir iddianame, iddia makamı var. Yargılamanın mutlaka ve mutlaka milletin önünde olmasını istiyorlar” dedi.
İmamoğlu’nun duruşmasının Çağlayan’dan Silivri’ye alınmasına tepki gösteren Özel, “Ekrem Başkan'ın Çağlayan'daki mahkemesi geçmişte Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarının simge salonuna alındı. Kumpas davası kumpasın mekanında görülür. Bizim buna karşı bu sembolik hatırlatmayı, tarihi hatırlatmayı önemsiyoruz. Yarın o salonda İstanbul'dan il başkanımız, yönetimi, ilçe başkanlarımız, belediye başkanlarımız, Trakya'daki tüm seçilmiş arkadaşlarımız salonda Ekrem Başkan'ın yanında olacaklar ve Ekrem Başkan, bir başka davada İstanbul'da olması gereken bir başka davayı, buraya taşıdıkları davada yarın hakim karşısında olacak” diye konuştu.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN’E ‘BALTA’ TEPKİSİ
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i ‘eli baltalılar’ açıklaması üzerinden eleştiren Özel, şunları söyledi:
“Milli Eğitim Bakanı büyük bir iftira atıyor. "Bu elli baltalılar" diyor. Yani bu kadar büyük iftiracılık, bu kadar çocuklara, gencecik çocuklara hakaret ve iftira olmaz. Herkes biliyor ki örneğin bu çocuklardan, bu gençlerden 55 tanesi "Salıveriliyorsunuz." denip bir gelen telefonla tutuklandı. Birçoğuna ev hapsi veriliyordu, bir gelen telefonla tutuklandı. Hakimin karşısında bir tek soruya cevap vermediler. İsmi okundu, tutuklandı. İsmi okundu, tutuklandı. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefetten daha önce cezası olmayan kişinin bir gün yatırı yok. Burada tutuldukları her gün işkencedir. Ailelerine ve kendilerine boşu boşuna ızdıraptır. Gördükleri kötü muamele, ters kelepçe, susuz bırakma, aç bırakma geçmişte, buraya gelene kadar hepsi yıldırmak içindir. Ne aileleri yılmıştır ne çocuklar yılmıştır ama yapılan büyük haksızlıktır. O yüzden dün yüz binlerin bağırdığı gibi buradan bir kez daha gençlere özgürlük istiyoruz. Sınavlarına girmelerini talep ediyoruz. Bu konuda milletvekillerimizden oluşan bir heyet de ilgili görüşmeleri yapmak üzere bir kez daha inisiyatif alacaklar. Bu konuyu artık bir gün bile yatırı olmayan ve asla eline bir taş almamış, bir sopa almamış... Ne baltası ya? Yalancı adam! Utanmaz adam! Ne baltası? Sadece gösterilere katılmış, evine gitmiş kişileri yüz tarama sistemiyle evlerden topluyorlar. Sonra da onlar eli baltalı. Eli baltalı kimse yoktu. Öğrencilerden bir tanesinin elinde bırak baltayı, böyle bir çubuk yoktu ya, çubuk yoktu. Hepimiz bunu biliyoruz. Yıldırmak için yapılan işler bunlar.
Bu arada bugün Türk Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 180. yılı. Bizim polisimiz bu milletin evlatları, vicdanlı evlatları. Sonuçta bunlar devletin polisi, cuntanın polisi değil. Kanunsuz emirler verildi. Bunu ifade ettik daha önce de. Mutlaka ve mutlaka bunun için yazılı emir isteyin. Yazılı emri verenler ileride hesabını verecekler yoksa onlar kenara çekilecekler, suçu polisin üstüne atacaklar. Ben bir kez daha hem gençlerimizi kucaklıyorum hem de kanunsuz emirlere muhatap olan, kendisine bir gün bile fazla, bir saat bile fazla mesai verilmeyen, kaskını yastık yapıp yatan, aç bırakılan, kumanyalarla, kuru kumanyalarla zor günler yaşayan polisimize diyorum ki: Biz bu iktidarı değiştireceğiz. Bir daha sizi milletin evlatlarıyla karşı karşıya dikmeyeceğiz. Ne emeğinizi sömüreceğiz ne size suç işleteceğiz. Size suç işleten, kanunsuz emir veren ve size eziyet eden bunlardan sizi kurtarmak da bu milletin evlatlarının birinci görevidir”