İlber Ortaylı'dan Ayasofya yorumu: Müslüman'ın ruhunu karartan gudubet bina
Tarih profesörü İlber Ortaylı, yakın zamanda ibadete açıklan Ayasofya için çok konuşulan bir yorumda bulundu. Ortaylı, "Ayasofya 5 vakit namaz kılan Müslümanın ruhunu karartan gudubet bir bina." dedi.
Tarihçi İlber Ortaylı, Ayasofya'nın ibadet mekanı olarak uygunluğunu sorgulayan açıklamalar yaptı. Müzeden camiye dönüşen bu tarihi yapı hakkındaki eleştirileriyle dikkat çekti.
Tarihçi İlber Ortaylı, katıldığı bir programda Ayasofya Camii hakkında dikkat çeken yorumlar yaptı. Ortaylı, özellikle Ayasofya'nın ibadethane olarak kullanılmasına yönelik eleştirileriyle gündeme geldi.
Ayasofya'nın cami olarak kullanımı uzun yıllardır devam eden tartışmaları beraberinde getiriyor. İlber Ortaylı bu tartışmalara katılarak, Ayasofya'nın namaz kılınacak yer olarak uygun olmadığını belirtti. Ortaylı, "Ayasofya, namaz kılınması için uygun bir yapı değil" ifadelerini kullanarak, bu tarihi mekanın ibadethane olarak kullanımını eleştirdi.
Program sırasında Ortaylı, Ayasofya için "gudubet bir bina" tabirini kullanarak, yapıyı namaz kılınması için uygun olmayan bir yer olarak nitelendirdi. Ortaylı ayrıca Ayasofya'nın mimari yapısıyla alakalı, "5 vakit namaz kılan adamın ruhunu karartır." sözlerini kullandı. Ayasofya'da yapılabilecek değişikliklere de sert tepki gösteren Ortaylı, "Ayasofya'da tuvaletler yapalım' Allah senin belanı versin" şeklinde konuştu.
Ortaylı'nın Ayasofya ile ilgili yaptığı bu açıklamalar, hem tarihî yapının kullanımı hem de kültürel mirasın korunması açısından önemli bir tartışma başlattı. Tartışma, Ayasofya'nın sadece bir ibadethane olarak değil, aynı zamanda bir kültür ve turizm merkezi olarak değerlendirilmesi gerektiğini de gündeme getirdi.
Programın sunucusu Müjdat Gezer'in Ayasofya'nın 150 metre ilerisinde bulunan Sultanahmet Camii'ni hatırlatması üzerine ise, Ayasofya'nın yıllık ziyaretçi sınırlamasına vurgu yaptı. Ayasofya, özellikle devlet reisleri ve ruhani liderler gibi önemli ziyaretçilere ev sahipliği yapması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, bu tür önemli yapıların yıllık ziyaretçi kapasitelerinin sınırlı tutulması gerektiğini, böylece daha detaylı bir etüt ve korumanın mümkün olacağını belirtti.
Ortaylı, "Kabe'nin içine herkes giriyor mu? Bütün Müslümanlar etrafında dönüyor," diyerek kutsal mekanların korunmasına yönelik genel bir yaklaşımı savundu. Bu bağlamda, Ayasofya'nın da benzer bir hassasiyetle ele alınması gerektiğini öne sürdü.
Ayasofya'nın kapasitesinin sınırlı tutulması gerektiğinin altını çizen Ortaylı, tarihi yapıların aşırı ziyaretçi akınından korunması gerektiğini vurguladı. Aşırı kalabalıkların, tarihi dokuya zarar verebileceğini ve bu yüzden özenli bir ziyaretçi yönetiminin şart olduğunu belirtti.