Haydar Oruç, İran’ın nükleer görüşmelerini değerlendirdi: Al Ain Türkçe Özel

Orta Doğu Uzmanı Haydar Oruç, İran’ın nükleer görüşmelerini Al Ain Türkçe için değerlendirdi. Oruç, “Bu gelişmeden ABD’nin habersiz olduğunu düşünmek gerçekçi değildir” dedi.
İran’ın, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın Avrupa’daki tarafları olan İngiltere, Fransa ve Almanya (E3) ile 16 Mayıs’ta İstanbul’da görüşme yapacağı bildirildi. Kritik buluşmada, İran’ın nükleer programı ve yaptırımların kaldırılması başlıkları masaya yatırılacak.
Diplomatik kaynaklara göre, taraflar arasında yürütülen teknik temasların ardından yapılacak bu toplantı, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Görüşmelerde, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin mevcut durumu ile Avrupa ülkelerinin anlaşmaya dönüş süreci konularının ele alınması bekleniyor. Taraflar, 2018’de ABD’nin anlaşmadan çekilmesinden sonra sekteye uğrayan diplomasi sürecini canlandırma çabalarını sürdürüyor.
“TRUMP’IN AÇIKLAMALARI SÜRECİ CANLANDIRDI”
Orta Doğu Uzmanı Haydar Oruç, söz konusu gelişmelere ilişkin değerlendirmelerini Al Ain Türkçe için paylaştı. Görüşmelerden nasıl bir sonuç çıkacağına yönelik konuşan Oruç, “2015 yılında İran ile BM’nin beş daimi üyesi ve Almanya (P5+1) arasında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (nükleer anlaşma), Trump’ın 2018 yılında anlaşmadan çekilmesiyle kadük kalmış ve sonrasında da gündemden düşmüştü. Biden döneminde bu anlaşmaya tekrar dönülmesi için bazı girişimler olsa da nihayetinde İsrail’in süreci zehirlemesi nedeniyle statüko değiştirilememişti.
Ancak Trump’ın yeniden başkan seçilmesinden sonra pek çok konuda olduğu gibi İran ile müzakereler konusunda bazı gelişmeler yaşanmaya başlamıştır. Aslında Trump’ın kabinesindeki İsrail’e yakın pek çok isim İran’ın nükleer tesislerinin vurulması veya rejimin değiştirilmesi hususunda Trump’a telkinde bulunurken Trump’ın İran’ın nükleer silah edinmekten vazgeçmesi halinde yeni bir anlaşmaya varılabileceğine yönelik açıklamaları süreci yeniden canlandırmıştır” dedi.
Oruç, “Bu kapsamda yapılan nabız yoklamalarının ardından, Umman’ın ev sahipliğinde ABD ve İran heyetlerinin dolaylı da olsa ilk temasları 13 Nisan’da gerçekleşmiştir. Akabinde ise görüşmelere Roma’da devam edilmiş ve sağlanan ilerleme sayesinde teknik seviyede görüşmelere geçildiği açıklanmıştır. Bu hafta müzakerelerin dördüncü turunu yapılması planlanmakta olup, sürecin bu hızla devam etmesi halinde kısa sürede tarafların yeni anlaşma imzalamaya hazır hale gelecekleri ileri sürülmektedir” ifadelerini kullandı.
“HERHANGİ BİR METNİN ORTAYA ÇIKMASINI BEKLEMEK YANLIŞ”
“Aslında buraya kadar 2015’teki anlaşmanın tarafı olan Avrupa devleri (E3), yani İngiltere, Fransa ve Almanya’nın sürece doğrudan dâhil olduklarını görmemiş ve duymamıştık” diyen Oruç, “Zira ABD bu konuda adım atmadan E3 ülkelerinin İran ile görüşmelerinin fazla bir faydası olmayacağı herkes tarafından bilinmekteydi. Fakat ABD ile İran arasındaki görüşmelerin İsrail’in olumsuz tavrına rağmen ilerlemesi ve son dönemde Trump ile Netanyahu arasının açılması sonrasında sürpriz şekilde E3 ülkelerinin İstanbul’da İran ile müzakere masasına oturacağı haberi geldi.
Bu gelişmenin sadece E3 ülkelerinin inisiyatifinde olduğu, yani ABD’nin süreçten habersiz olduğunu düşünmek gerçekçi değildir. Dolayısıyla bu görüşmenin de ABD’nin dahli ve teşvikiyle yapıldığını öngörmek daha rasyonel bir tercih olacaktır.
Ancak bu aşamada E3 ülkeleriyle İran arasında herhangi bir metnin ortaya çıkmasını beklemek de yanlış olacaktır. Buna rağmen görüşmenin yapılması, hem de yer olarak İstanbul’un seçilmesi çok önemlidir. Avrupa ülkelerinin Türkiye’nin ve Erdoğan’ın Trump ile arasındaki yakınlıktan istifade etmek isteyeceği, Türkiye’nin Avrupa’nın güvenlik mimarisine dahil olmasına yönelik bir sürecin başlayabileceği tahmin edilmektedir. Zira bu koşullar altında muhtemelen Türkiye’nin de sürece dahil olması mümkün olabilecek, eğer İran ile yeni bir nükleer anlaşma yapılacak olursa Türkiye’nin inisiyatif alması söz konusu olabilecektir” diye konuştu.