Gazze’deki savaş Türkiye-İsrail ilişkilerini nasıl etkileyecek? Al Ain Türkçe Özel

7 Ekim’de başlayan çatışmaların ardından Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceği merak konusu oldu. Al Ain Türkçe, uzmanlara bu soruyu sordu. Uzmanlar ilişkilerin geleceğini analiz etti.
Son dönemde normalleşme sürecinde olan Türkiye-İsrail ilişkilerini de derinden etkiledi. İlişkilerin bundan sonraki seyri merak ediliyor. Al Ain Türkçe, Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini uzmanlara sordu. Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Kadir Ertaç Çelik ve Orta Doğu Uzmanı Haydar Oruç ilişkilerin geleceğini değerlendirdi.
“Savaşın seyrine bağlı”
Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı’ya göre Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini, Gazze’deki savaşın gidişatı ve İsrail’deki mevcut yönetimin görevde kalıp kalmayacağı belirleyecek. Şu anda durum bıçak sırtı. Savaş sürer ve durum daha da kötüleşirse Türkiye-İsrail ilişkileri gerilir ve bir çatışma noktasına kadar varabilir. Savaş sona erer ve İsrail Filistin’le kalıcı barış için görüşme sürecini başlatırsa Türkiye İsrail ilişkileri normalleşebilir.
Celal Kazdağlu bu konuda; “İsrail toplumunun büyük kesimi Netanyahu’nun gitmesini istiyor. Netanyahu şu ya da bu şekilde görevden ayrılırsa Türkiye -İsrail ilişkileri normalleşme sürecine girebilir. Türkiye’nin Netanyahu’suz bir İsrail’le ilişkileri geliştirmeye yatkın olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bunun şartı İsrail’in Filistin’le uzun vadeli barışa yönelik görüşme sürecini başlatmasına bağlı” değerlendirmesini yapıyor.
“Netanyahu’nun durumu belirleyici”
Celal Kazdağlı’ya göre savaşın sürüp sürmeyeceği ile Natanyahu’nun görevde kalıp kalmaması birbiriyle paralel... Kazdağlı; “Eğer çatışmalar durursa Hamas’ın yerine Filistin’i temsil eden diğer aktörler de devreye girecektir. Bir Netanyahu-Hamas çatışması değil İsrail-Filistin uzlaşma süreci başlayabilir. Şayet Netanyahu gitmez görevde kalırsa savaş sürecektir. Muhtemelen Batı Şeria’ya yayılması bu durumda kaçınılmaz olacaktır. Bu ise bölgede topyekün savaşa zemin hazırlayacak tehlikeli bir sürecin başlangıcı olacaktır” ifadesini kullanıyor.
Türkiye ne yapmak istiyor?
Türkiye, çatışmanın başlangıcından bu yana savaşın sona ermesi yönündeki kararlı tavrını sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ateşkes çağrısını her fırsatta yineliyor. Çatışmaların durdurulup tarafların masaya oturmasını istiyor. Celal Kazdağlı bu noktada “Türkiye’nin derdi İsrail’le ilişkileri koparmak değil, masanın kurulması için İsrail’i zorlamaktır. Türkiye, İsrail tüm diplomatlarını çekmesine rağmen kendi diplomatlarını Tel Aviv’den çekmedi. Bu tutum Türkiye’nin diyalogdan yana olduğunu gösteriyor. Esasen Türkiye’nin bu tutumu bölge ülkeleriyle de eşleşiyor. Türkiye tek başına değil bölge ülkeleriyle birlikte hareket eden bir yol izliyor. Türkiye’nin İsrail politikası bölge ülkelerinin politikalarından çok ayrışmayacaktır. Nüans farkları olsa da ana stratejide birlikte hareket etmeyi önceleyen bir politika izleniyor” görüşünü dile getiriyor.
İlişkilerin onarılması mümkün mü?
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kadir Ertaç Çelik’e göre Türkiye-İsrail ilişkilerinin onarılması Gazze sorununun çözülmesiyle mümkün olabilir. Çelik’e göre ilişkilerin onarılması mümkün. Ancak bu, İsrail’in Gazze konusunda adım atmasıyla olabilir. Çelik; “Türkiye-İsrail ilişkileri sadece Türkiye-İsrail etkileşiminden ibaret değil. NATO, ABD ve bölgesel ilişkiler bu seyri etkiliyor. Bu olumsuz havanın dağılması için İsrail’in saldırılarına son vermesi gerekiyor. Temel şart bu. Bundan sonra Refah kapısından yardımların ulaştırılması, Gazze’nin yeniden inşası sürecine izin vermesiyle ilişkiler onarılacaktır ama bu biraz zaman alacaktır” değerlendirmesini yapıyor.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin seyrinin Gazze’deki çatışmaların geleceğiyle doğru orantılı olduğunu vurgulayan Çelik; “Çatışmaların gidişatına göre şekillenecek bir süreç var. İsrail’in niyetinin savaşını derinleştirmek olduğu şu an görülüyor. Bu nedenle bu derinleşirse biraz daha soğuk rüzgarların emesini beklemek mümkün. Ama tarafların geri adım atması durumunda ilişkilerin normale dönmesi konusunda sağlıklı bir ortam oluşabileceğini düşünüyorum.” diyor.
İlişkiler Eski haline döner mi?
Ortadoğu Uzmanı Haydar Oruç, Türkiye-İsrail ilişkilerinin 1990’lı yıllardaki duruma dönmeyeceği görüşünde.
Son dönemdeki normalleşme sürecinde en büyük riskin Filistin konusu olduğunu vurgulayan Haydar Oruç, son çatışmayla bunun görüldüğünü belirtiyor.
Karşılıklı yapılan son açıklamalara dikkat çeken Oruç, “Son gelişmelerle İsrail’le Türkiye ilişkileri iyice gerildi. Son açıklamalar İsrail tarafından memnuniyetle karşılanmadı. Rahatsızlık Dışişleri Bakanı tarafından dile getirildi. Türkiye’ye yönelik başka tepkiler de oldu. Ancak bunun ardından yeniden bir suskunluk dönemi geldi. Türkiye, İsrail'in savaş suçu işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması konusunda adım atmaya başladı. Bu İsrail’i daha da rahatsız ediyor.” ifadesini kullandı.
Türkiye-İsrail ilişkilerindeki en önemli konu olan enerjiye dikkat Çeken Oruç, şu ifadeleri kullanıyor:
“Enerji işbirliği tek ortak noktaydı. İsrail-Türkiye enerji ilişkileri şu an rafa kalkmış görünüyor. Bu işbirliğinin yeniden sağlanması kolay olmayacak. Yakın gelecekte bununla ilgili radikal bir değişim olacağını düşünmüyorum. İsrail’in zaten bu konuda pek çok şartı vardı. Türkiye bu şartlara çok sıcak bakmıyordu. Anlaşmazlıklar tamamen çözülememişti.”
Bundan sonra ne olur?
Haydar Oruç, bundan sonraki süreç için öngörülerini şöyle sıralıyor:
“Türkiye-İsrail ilişkilerin normalleşmesi süreci çok kırılgandı. Bıçak sırtı bir normalleşmeydi. Gazze çatışmasının ardından bu görüldü. Bundan sonra normalleşme olsa da soğuk bir havada olacaktır. Çünkü Filistin ve bölgesel konularda çıkarlar uyuşmuyor. İsrail iki devletli çözüme yaklaşmayacağını net gösteriyor. Bu olmadan ilişkilerin 1990’lı yıllardaki döneme dönmesi zor görünüyor.
Köprüler henüz atılmadı, ilişkiler henüz kesilmedi. Resmi olarak devam ediyor. Türkiye’nin temsilcileri Tel Aviv’de. Ama İsrail’in bu saldırıları devam ederse Türkiye’nin ilişkileri sürdürme gibi bir seçeneği kalmayacak. İlişkiler bıçak sırtı devam edecek, tarafların yapacağı bir hata ilişkilerin kesilmesine neden olacaktır diye düşünüyorum.”