Fırat ve Dicle nehirlerinde biyolojik çeşitlilik tehlikede

Fırat ve Dicle nehirlerinde yaşayan 92 endemik balık türü, iklim değişikliği, aşırı su tüketimi ve kirlilik nedeniyle nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
Fırat ve Dicle nehirleri, Türkiye, Suriye ve Irak gibi ülkelerin su kaynaklarına katkı sağlayan önemli nehirler arasında yer alıyor. Ancak bu nehirlerde yaşayan 92 endemik balık türü, iklim değişikliği, aşırı su tüketimi ve kirlilik gibi faktörlerle tehdit altında.
Yüksek mikroplastik seviyeleri
Son yıllarda Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimler Bölümü'nden Doç. Dr. Ülgen Aytan, Dicle Nehri'nde 536 balık türlerini inceledi. Aytan, bu türlerin yüzde 57'sinde mikroplastiklere rastlandığını bildirdi.
IUCN Kırmızı Listesi'nde endemik türler
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Kırmızı Listesi'nde Fırat ve Dicle nehirlerinden 7 endemik balık türü yer alıyor. Yakın zamanda bu sayının 16'ya çıkması bekleniyor.
Doç. Dr. Cüneyt Kaya'nın açıklamalarına göre, Fırat ve Dicle nehirlerinde kanalizasyon atıkları, zirai gübreler ve yoğun plastik kullanımı sorun oluşturuyor. Önerilen çözümler arasında damla sulama sistemine geçilmesi, su kaynaklarının etkin yönetilmesi ve eğitimle farkındalığın artırılması yer alıyor.
Kaya, "Dünyanın neredeyse her su kaynağı bundan nasibini aldı ve son yıllardaki saha çalışmalarımızda Dicle ve Fırat nehirlerinde ciddi sıkıntılar gördük. Su kaynaklarımız azalıyor. Bir yandan biz su kaynaklarımızı kirletiyoruz, bir yandan da kaynaklarımızı doğru yönetemiyoruz. Su kaynaklarımızın azalması doğal olarak biyolojik çeşitliliğimizin azalması şeklinde bize geri yansıyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin biyoçeşitlilik haritası
TRT HABER'in haberine göere Anadolu, 36 global biyoçeşitlilik sıcak noktasından üçüne ev sahipliği yapıyor. Fırat ve Dicle nehirlerinin geçtiği Mezopotamya bölgesi, bu sıcak noktalardan biri olarak kabul ediliyor.
Bu bölgedeki nehirler olan Fırat ve Dicle'ye ilişkin Doç. Dr. Ülgen Aytan şu saptamalarda bulunuyor:
"Özellikle derelerin alt kısımlarında birikimin akış yönünde çok daha fazla olduğunu gördük. Ayrıca 2007'ye kıyasla 2021 yılında balıklarda mikroplastik bulunma sıklığının arttığını gördük. Çalışmanın 15 yıllık veri setine baktığımızda, 2007'de balıkların yaklaşık yüzde 40'ında mikroplastiklere rastlanırken 2021 yılındaki araştırmamız bu rakamın yüzde 60'a çıktığını gösteriyor. Sadece bir bireyde yaklaşık 1200 mikroplastiğe rastladık ki bu literatürde rastlanmış bir şey değil. Bu bilimsel veride bir sapma olarak değerlendirilir ancak aynı bölgelerden alınmış diğer balıkları incelediğimizde birinde 700, diğerinde 400 mikroplastik parçacığına rastladık, inanılmaz rakamlar vardı."
Dünyadaki diğer örnekler
Benzer durumlar dünya genelinde de görülüyor. Örneğin, Amazon Nehri'nde yasadışı madencilik ve ormansızlaşma sorunları mevcut. Amazon, yüksek sayıda endemik türe sahip ve birçok ülkenin su ihtiyacını karşılayan bir nehir durumda. Ganges Nehri'nde ise aşırı kirlilik ana tehdit olarak belirtiliyor. Bu nehir, Hindistan ve Bangladeş için kritik bir su kaynağıdır ve aynı zamanda Hinduizm için kutsal sayılıyor. Yangtze Nehri de aşırı balıkçılık ve sanayi faaliyetleri nedeniyle tehdit altında. Bu nehir, Çin'in en büyük su kaynağı durumumunda ve büyük ekonomik değere sahip olarak öne çıkıyor.