Kirlilik ve iklim değişikliği biyolojik çeşitliliği etkiliyor
Fırat ve Dicle nehirlerindeki 92 endemik balık türü, kirlilik ve iklim değişikliği gibi tehditlerle karşı karşıya. Uzmanlar, IUCN Kırmızı Listesi'nde yer alan tür sayısının artabileceğini öngörüyor.
Fırat ve Dicle nehirleri, çeşitli çevresel sorunlar nedeniyle biyolojik çeşitliliği açısından risk altında. Uzmanlar, bu nehirlerdeki balıklarda yüksek miktarlarda mikroplastik tespit ettiklerini açıkladı.
Çalışmalar, nehirlerin tamamında 92, Türkiye sınırları içinde ise 78 endemik balık türü olduğunu gösteriyor. Bu türlerin yedisi, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) Kırmızı Listesi'nde yer alıyor.
Akademik çalışmalar tehditleri gözler önüne seriyor
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Kaya, 15 yıldır bu nehirlerde biyolojik çeşitliliğin tespit edilmesi amacıyla çalışmalar yürütüyor.
Kaya, Anadolu'nun biyolojik çeşitlilik açısından dünya üzerinde kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Cüneyt Kaya ayrıca, Anadolu'nun üç kıtanın biyolojik çeşitliliğinden izler taşıdığını ve Türkiye'nin dünya üzerinde 36 biyoçeşitlilik sıcak noktasının üçüne ev sahipliği yaptığını ifade etti.
Tehdit eden faktörler
Doç. Dr. Kaya, nehirlerin kirlilik, kanalizasyon atıkları, zirai gübreler, plastik kullanımı, dere yatağı değişimleri, istilacı türler, hidroelektrik santralleri ve barajlar gibi birçok faktörden olumsuz etkilendiğini belirtti. Kaya, yakın zamanda yapılacak bir güncellemeyle IUCN Kırmızı Listesi'nde yer alan tür sayısının 16'ya çıkabileceğini öngörüyor.
Mikroplastik oranı artıyor
Öte yandan, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimler Bölümü Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ülgen Aytan, Dicle Nehri'nde "Alburnus sellal" balık türünde 2007'den 2021'e kadar mikroplastik incelemesi yaptıklarını bildirdi.
Aytan, 536 bireyin incelendiği çalışmada, balıkların yüzde 57'sinde mikroplastiklere rastlandığı ve bu oranın zamanla arttığı kaydetti.
Kaya ve Aytan, biyolojik çeşitliliğin korunması için damla sulama sistemine geçilmesi, plastik tüketiminin azaltılması ve eğitimle farkındalığın artırılması gerektiğini belirtiyor.
Doç. Dr. Ülgen Aytan Aytan, çalışmanın bir sonraki adımında bölgedeki kaynaklarla sediment ve sudaki ilişkileri incelemek istediklerini dile getiriyor.