Erkan: Türkiye’nin Maastricht Kriterleri’ne uymakta sıkıntısı yok | Al Ain Türkçe Özel
Ekonomist Birol Erkan, bütçe açığının Maastricht Kriterleri’nin altına indirilmesinin hedeflendiğini söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarını “Türkiye’nin bu kriterlere uymakta sıkıntısı yok” sözleriyle değerlendirdi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün Gaziantep'te, HORASIS Global Toplantısı'nda Türkiye'nin ekonomik görünümü ve politikaları hakkında önemli açıklamalar yaptı.
Şimşek, enflasyonla mücadelenin öncelikli olduğunu, para ve maliye politikasının gelecek dönemde kapsamlı yapısal reformlarla destekleneceğini belirtti.
Ayrıca, mali disiplin için yeni gelir ve harcama politikalarının devreye alındığını ve bütçe açığının Maastricht Kriterleri'nin altına indirilmesinin hedeflendiğini söyledi.
İskenderun Teknik Üniversitesi Akademisyeni ve Ekonomist Prof. Dr. Birol Erkan, Şimşek’in bu açıklamalarını ve Maastricht Kriterleri’nin kapsamını Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
Yeni ekonomi yönetiminin göreve geldiği gün itibarıyla sıkı para politikalarına yöneldiğini söyleyerek sözlerine başlayan Erkan, “Sıkı para politikaları çerçevesinde faiz oranlarının artırılması söz konusu. Sıkılaşma süreci sadece faiz oranları kanalıyla değil diğer araçlarla da devam etti. Sıkı politikanın en önemli sac ayağını maliye politikaları oluşturmakta. Bu minvalde kamu harcamalarının görece azaltılması ve disiplinle birlikte vergi gelirlerinin artırılmasına yönelik bir politika çerçevesi çizildi. Bu da sıkı bir bütçe denetimi gerektirmekte. Bununla da bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı ortaya çıkıyor” dedi.
“TÜRKİYE GENELDE YÜZDE 3 CİVARINDA KALDI”
Maastricht Kriterleri’nin enflasyon, faiz oranı, kamu borcu, bütçe açığı ve yerli para istikrarını kapsadığını belirten Erkan, bu kriterler çerçevesinde bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranının yüzde 3’ün altında olmasının istendiğini kaydetti. Erkan, “Türkiye’nin son yıllarına bakıldığında ciddi bir sıkıntısı yok. Türkiye genelde yüzde 3 civarında kaldı. Bu yılın ilk çeyreklerinde de bu oranın ciddi anlamda aşılmadığı görüldü. Kümülatif anlamda 12 aylık bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı eylül 2023’te yüzde 2.8 olarak gerçekleşti. Faiz dışı anlamda bütçe açığı değil bütçe fazlası söz konusu oldu” ifadelerini kullandı.
“KAMU HARCAMALARINDA İSRAFIN ÖNLENMESİ GÜNDEMDE”
Orta Vadeli Plan’a bakıldığında 2023-2024’te bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranının yüzde 6,4 civarında beklendiği ifade edildi. Bu oran uluslararası kriterlerden en önemlisi olan Maastricht Kriterleri’ne göre oldukça yüksek. Bu bağlamda Mehmet Şimşek de bu oranı yüzde 3’ün altına indirilmesi gerektiğini sıklıkla ifade etmekte. Vergi gelirlerinin artırılmasına yönelik çaba sarf edilmesi gerektiğini vurguluyor” diyen Erkan, şöyle konuştu:
“Kamu harcamalarında israfın önlenmesi de gündemde. Bütçe disiplini bu çerçevede sağlanırsa zaten kamuda bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı istenilen seviyeye gelir. 5 kriter dikkate alındığında buradaki en büyük sorunun enflasyon ve faiz oranının yüksekliği olduğu görülecektir. Diğer Avrupa ülkelerine göre bu oranlar bizden yüksek.
Türkiye’nin cari açığını oluşturan en önemli unsur enerji ve altın ithalatı. Ağustos 2023 rakamlarına göre çarpıcı bir durum söz konusu. 619 milyon dolar cari açık var ama altın ve enerji hariç cari fazla söz konusu. Enerji ithalatını azaltıp yerli üretimi artırırsak cari açığa çok ciddi katkılar sağlanacaktır”