Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜRGEV iftarında önemli mesajlar verdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geleneksel TÜRGEV iftarına katıldı ve ülke gündemine dair önemli mesajlar verdi.
İbn Haldun Üniversitesi'nde gerçekleştirilen ve Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) tarafından organize edilen Geleneksel TÜRGEV İftarı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra, pek çok önemli ismi bir araya getirdi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun gibi devlet erkanının yanı sıra, akademik ve öğrenci topluluğu da iftarda yer aldı. Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, ezanın okunmasıyla birlikte oruçların açılmasıyla devam etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftar sonrası yaptığı konuşmada, Beşiktaş'ta meydana gelen ve 29 emekçinin hayatını kaybettiği yangın trajedisine değindi. Ahlaki değerler üzerinden siyaset yapan çevrelerin bu felaket karşısında sessiz kalmasını eleştiren Erdoğan, "Bu acı olay karşısında sessiz kalanlar, aslında en büyük vebali üzerlerine almıştır" şeklinde konuştu. İmar ve inşaat ruhsatları ile binanın alt katlarının kullanımına izin veren sorumluların peşinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı, adaletin yerini bulması için gereken her adımın atılacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı'nın, olayın sorumlularına yönelik açıklamaları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. "Kimler bunlar? 29 vatandaşımızın ölümüne sebep olanlar kim?" şeklindeki sorularıyla, olayın takipçisi olacaklarını ve gereken her türlü adli sürecin başlatılacağını ifade etti.
Konuşmasına katılımcıların Kadir Gecesini kutlayarak başlayan Erdoğan sözlerine şöyle devam etti;
"İSEGEV olarak 1996 yılında kurduğumuz TÜRGEV'imiz tam 28 yıldır ülkemize, milletimize ve sahip çıkıyor. Her yıl binlerce evladımızın eğitimine katkı veren onlara sıcak bir yuva imkanı sunan TÜRGEV başarılı çalışmalarıyla kendinden söz ettiriyor. Toplam sayısı 40 bin 500’e ulaşan mezunlarımız bugün hem ülkemizde hem de dünyanın dört bir yanında insanlığa hizmet ediyor. Bu müstesna çatının kurucuları arasında bulunmaktan daima bahtiyarlık duyduğumu ifade etmek isterim. Ülkesine ve milletine sayısız eserler kazandırmış bir siyasetçi olarak TÜRGEV gönlümüzde her zaman farklı bir yere sahip oldu. İnşallah bundan sonra da sizlere destek vermekten geri durmayacağız. Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınız emrine ram olarak bir gönle daha girmek, bir gencimize daha ulaşmak, bir evladımızın daha elinden tutmak için canla, başla çalışan vakfımızı tebrik ediyorum. Vakfımızın faaliyetlerinde emeği geçen maddi manevi katkısı bulunan her bir kardeşime her bir hayırseverimize teşekkür ediyorum. Ebediyete irtihal eden herkesi burada rahmetle yad ediyorum. TÜRGEV'in en önemli temsilcilerinden olduğu gönüllü kuruluşlarımız ülkeye ve millete hizmet mücadelemizin öncüleridir. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin vatana, millete, ailelerine hayırlı birer evlat olarak yetişmelerinde sizlerin yeri doldurulamaz. Bizim her fırsatta dile getirdiğimiz TEKNOFEST gençliği, inşallah sizlerin arasından çıkacak Türkiye yüz yılı sizlerin omuzlarınızda yükselecektir. Ben burada yeni Türkiye'nin büyük ve güçlü Türkiye’nin engelleri aşarak hedeflerine yürüyen kararlı Türkiye'nin mimarlarını görüyorum. Burada sizlerin arasında yarının başarılı bilim kadınlarını, siyasetçilerini, eğitimcilerini, mühendislerini, iş insanlarını, doktorlarını, milletimizi hayırlı kuşaklar yetiştiren örnek annelerini görüyorum."
Beşiktaş'ta çıkan ve 29 vatandaşımızın can verdiği gece kulübü yangını ile alakalı da konuşmayı ihmal etmeyen Erdoğan konu ilişkin şu sözleri sarf etti;
"Biliyorsunuz meyve veren ağaç taşlanır. TÜRGEV gibi vakıflarımız da hem hizmetleriyle hem varlıklarıyla hem de yerli milli duruşlarıyla ülkemizdeki belli çevreleri her zaman rahatsız etti. Kim var diye seslenilince sağına soluna bakmadan fert fert ben varım diyen özgür zihinler yetiştiren TÜRGEV bu kesimler tarafından özellikle hedef tahtasına konuldu. İftira ve yalan furyasının hedefi oldunuz. Haysiyet cellatları tarafından yıpratılmak istendiniz. Sizleri yıldırmayı amaçlayan daha nice saldırıya maruz kaldınız. Birileri ellerine geçirdikleri her fırsatı iyi ve faydalı işleri desteklemek için değil, TÜRGEV gibi gençliğe hizmet çatılarını yıkmak için kullandı. Ve siz ne de biz bunların hiçbirine aldırmadık. Hukuktan, meşruiyetten, hakka ve halka hizmet yolundan ayrılmadık. Bizi yok etmeye gelenlerin bizde hayat bulacağı yüksek bir ruh haliyle mücadelemizi kararlılıkla devam ettirdik. Bugün de aynı hareket ediyoruz. Sen doğru olursan, sen dürüst olursan, sen samimi olursan eğri er ya da geç mutlaka belasını bulur diyoruz. Ağızlarını her açtıklarında hak, hukuk, adalet kavramları üzerinden gönüllü kuruluşlarımıza dil uzatanların ikiyüzlülüklerini çok iyi biliyoruz. Sürekli ahlak tüccarlığı yapan sürekli işçinin, emekçinin hakkından bahseden bu çevreler önceki gün Beşiktaş'taki yangında hayatını kaybeden 29 emekçi kardeşimizle ilgili çıkıp tek cümle kurmadılar. Ekranları başında izleyenlere ve buradaki kardeşlerime sesleniyorum. Bu binaya inşaat ruhsatını veren, imar ruhsatını veren ve binanın en alt bodrum katlarını gazino haline getirmeye müsaade edenler kim? Şimdi tabii ki biz de savcılarımızla bunu takip ediyoruz. Bunu kovalıyoruz. Kovalamaya devam edeceğiz. Kimler bunlar? 29 tane orada vatandaşımızın ölümüne göz yumanlar kimler? Biz de kovalayacağız. Zerre kadar vicdanı olan herkesin tepkisini çekmesi gereken skandallar zinciri karşısında başlarını kuma gömmeyi tercih ettiler. Ama birileri hemen anında koşup gittiler. Niye? Çünkü kendi günahlarını nasıl örteriz, bunun peşinde koştular"
Erdoğan sözlerini şu şekilde tamamladı;
"Sizlerden kendi şahsi geleceğiniz yanında ülkemizin istikbaliyle ilgili de hayaller kurmanızı ve hedefler belirlemenizi istiyorum. Hayatı anlamlandıran, insanı dünyaya bağlayan, kişiye değer katan üretmektir. Yaptıklarının üzerine koymak, kendini aşmaktır. İnsan ürettikçe mutlu ve motive olur. İnsan düşünüp, tefekkür edip, çalışıp ortaya iş koyduğunda mutlu, huzurlu, kendisiyle barışık olur. Her ne yapıyorsanız, hangi okulu okuyor, hangi işte çalışıyorsanız yaptıklarınızın üzerine koymaya, kendinizi aşmaya özellikle gayret edin. İmkan bulmak aslında imkanı oluşturmaktır. Unutmayın, imkan size gelmez, siz imkanlara gideceksiniz. Projeleriniz, planlarınız, tezlerinizle beraber, mücadele azminiz de varsa hiçbir güç sizi yolunuzdan geri döndüremez. İlmin ve başarının anahtarı çalışmak, disiplinli çalışmak ve sabretmektir. Azminizi, kararlılığınızı, inancınızı, asla ama asla kaybetmeyeceğiz. Sizlerden yarını değil daha ötesini görerek çalışmanızı, kendinizi geliştirmenizi bekliyoruz. Bunları başardığınızda Allah'ın izniyle sizlerin önünde durabilecek hiçbir engel tanımıyoruz. TÜRGEV'in dijital kültür alanında gençlere yönelik çalışmalarını takdirle karşıladığımı burada ayrıca belirtmek istiyorum. Sizlerden beklentimiz her alanda olduğu gibi dijital kültürde de sadece takipçi değil asıl içerik üreticisi olmanızdır. Medeniyetimizin, tarihimizin, değerlerimizin ışığında içerikler geliştirerek, bunları gençlerimize ve dünyaya açmanız son derece kıymetli çabalardır. Mevcut çalışmalarınıza yeni projeleri, girişimleri ekleyerek dijital dünyayı boş bırakmayacağınıza inanıyorum. Kıymetli kardeşlerim, merhum Menderes'ten bu yana canımızla, kanımızla, emeklerimizle büyüterek bugünlere getirdiğimiz çok partili demokrasimiz 31 Mart Pazar günü yapılan Mahalli İdareler seçimlerinden de başarıyla çıktık. Seçimlere gölge düşürme, seçmenin iradesini rehin alma girişimleri bir kez daha sandıkta hüsrana uğradı. Bizler kadere ve takdire inanan insanlarız. Sandık sonuçlarının da davamız, hareketimiz, mücadelemiz açısından Allah'ın izniyle hayra tebdil olacağına yürekten inanıyoruz. Bu tarz neticeler insanlık tarihi boyunca kiminin şımarıklığını, kiminin pervasızlığını, kiminin de sabrını, metanetini, dayanışmasını, birlikteliğini ve mücadele azmini arttırmıştır. 31 Mart sadece yeni bir dönüm noktası değil, aynı zamanda daha büyük zaferlerin müjdecisi, muştusu ve habercisi olacaktır. Yolumuza yenilenmiş, tazelenmiş çok daha güçlenmiş, üstat Necip Fazıl'ın ifadesiyle pekleşmiş bir şekilde devam edeceğiz. Siyasette yarım asra yaklaşan mücadelemizin zafer sancağını burca dikecek ve ardından gönül huzuruyla nöbeti sizlere devredeceğiz"