Erdoğan: Taksim miting alanı değildir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mayıs kutlamalarının Taksim'de yapılması talebine ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Taksim miting alanı değildir. Muhalefet, 1 Mayıs'ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla gerçekleştirilen 13. Çalışma Meclisi Yemeğinde konuştu.
Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, "Taksim miting alanı değildir. Muhalefet ve bazı marjinal yapılar, 1 Mayıs'ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor. 1 Mayıs'ı propaganda aracına dönüştürecek terör örgütlerine istismar zemini hazırlanmamalı" dedi.
Erdoğan şunları söyledi:
"1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü tebrik ediyorum. Helal rızık peşinde koşan işçilere selamlarımı iletiyorum. Emek veren işçilerimize Allah razı olsun diyorum. Kavganın çatışmanın sembolü olarak görüldü 1 Mayıs. 2008 yılında 1 Mayıs'ı Emek ve Dayanışma Günü ilan ettik. 2009 yılında 1 Mayıs'ı resmi tatil ilan ederek buna son verdik. 2010 yılında da Taksim'de kutlamaya izin verdik. Buna rağmen muhalefet ve bazı marjinal guruplar 1 Mayıs'a gölge düşürmeye çalışıyor. Taksim meydanının mitinge uygun olmadığı herkesin malumu iken bu türdeki dayatmaları doğru bulmuyorum.
"DAYATMALARI MASUM BULMUYORUM"
Sembolik kutlamalar hariç, Taksim Meydanı'nın miting alanı olmadığı herkesin malumuyken, bu konudaki dayatmaları masum bulmadığımızı ifade etmek isterim. İstanbul'da gösteri, miting ve yürüyüş güzergahları bellidir. Geniş çaplı buluşmalar için her iki yakada da miting alanları mevcuttur. İstanbul'da yapılacak kutlamalar için 40 ayrı güzergah belirlenmiştir. Müsaade edilenler dışında bir alanda yürüyüş ve miting düzenlemek iyi niyetli değildir. Gerekli izinler, tedbirler alındığı müddetçe barışçıl protestosunu ve anma programını buralarda özgürce yapabilir. Gün aşırı yaptıkları çağrılarla 1 Mayıs'ı propaganda aracına dönüştürmek isteyen terör örgütlerine istismar zemini hazırlanmamalıdır. Sendikalarımızı ve siyasi partilerimizi 1 Mayıs atmosferine zarar verecek adımlardan uzak durmaya davet ediyorum.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla ülkemize hizmet sorumluluğunu yüklendiğimizde nereden geldiğimizi asla unutmadık. Net asgari ücreti 2024'te 17 bin 2 liraya yükselttik. Ocak ayına göre yüzde yüz artış oldu. Asgari ücrete kadar olan kazançlar için vergi muafiyeti getirdik. İstihdam sayımız 32 milyon 423 bine yükseldi. Son veriler göre işsizlik oranı yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti. Son 1 yılda iş gücü sayısı 775 bin kişi arttı. Gelecekte işsizlik oranının daha da aşağı ineceğine inanıyorum. En önemli sorununun işçi bulamama olduğu görülüyor. Ara eleman sorunu yaşanıyor. Çırak bulamamaktan şikayetçi esnafımız. İnşaat sektöründeki işçi ve usta eksikliği nedeniyle çalışmalar olması gerekenden yavaş ilerliyor.
Memurlarımıza toplu sözleşme hakkını verdik. 2013 yılında 1 milyon olan sendikalı işçi sayısını 2,5 milyona yükselttik. Ana muhalefetin Anayasa Mahkemesi'ne başvurusu sonucu 2 milyonu aşkın memurumuzun aylıklarında düşüş yaşandı.
Kısa çalışma ödeneğini getirdik. Salgın sonrası normalleşme desteği sağladı. 500 bine yakın sözleşmeli personele kadroya geçme imkanı tanıdık.
EKONOMİ MESAJI
Ülkemizde ve dünyada çalışma hayatının taraflarını birbirine düşman gösteren bir anlayışa rastlıyoruz.
Çatışmacı kavgacı hayatı sadece dost düşman üzerinden tarif eden bu katı ideolojik yaklaşımın ülkemize hayır olmaz. Hak mücadelesi işveren ve sermaye düşmanlığı değildir.
İşçinin ücretinin alın teri kurulmadan verildiği katma değerden aldığı hak ettiği payı aldığı kültür ve medeniyet kodlarımıza daha uygun bir sistem olduğu açıktır. Ne emekçinin hakkı gasp edilecek ne de patron ötekileştirilecek. Birbirlerinin sorumluluk duygusu ile hareket edilecek.
Ekonominin diğer alanlarda da başarılı olacağımız muhakkaktır.
Ruhsatı sıkıntılı bir gece kulübündeki yangında maalesef 29 işçimiz hayatını kaybetti, bu iş cinayetinde hiçbirinin sesi dahi çıkmadı. İhmallerinin adresi muhalefete ve muhalefet belediyelerine çıkınca, sözde emekçi örgütlerinin hepsi bir anda lal oldu, adeta dillerini yuttular 29 insan hiç can vermemiş gibi hak adalet özgürlük demeye pişkince devam ettiler. Bayramın 2. günü teleferik faciasında da aynı aymazlığı gördük. Ellerinden gelse böyle rezaleti bizlere yaşatanları başımıza taç edecekler."