Cumhurbaşkanı Erdoğan Antalya'da: Suriye'de istikrarsızlığa izin vermeyiz

Antalya Diplomasi Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in saldırılarına tepki göstererek Suriye ve Lübnan tutumunu eleştirdi. Erdoğan, “Suriye'de istikrarsızlık isteyenlere izin vermeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diploması Forumu'nda yaptığı açıklamalarda gündemdeki başlıklara değindi. İsrail’in Gazze’ye dönük saldırılarına tepki gösteren Erdoğan, Suriye ve Lübnan’daki tutuma karşı da açıklama yaptı.
İsrail’in saldırgan bir tavır içinde olduğunu belirten Erdoğan, “Suriye ve Lübnan'a yönelik adımlar gerginliği artırıyor. Suriye'de istikrarsızlık isteyenlere izin vermeyiz. Suriye'de fırsatı heba ettirmeyiz. Soğuk kanlılığımızı, sabrımızı, meseleleri diyalog yoluyla çözme tavrımızı kimse yanlış anlamamalı, yanlış yorumlamamalı, sukunetimiz birilerini çok hatalı heveslere sürüklememelidir” dedi.
Erdoğan, “500 sene önce topraklarından kovulan İsrail halkını, Yahudileri bu topraklarda misafir ettik. O günkü Türkiye neyse bugünkü Türkiye'de aynısıdır. "Başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası toplumun tüm üyelerini bir kez daha akan kanı durdurmaya, Filistin halkının yanında olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Açıklamalarında barış mesajı veren Erdoğan, “Dünyada dış politika ve uluslararası ilişkiler alanında önde gelen etkinlikler arasında yer alan foruma gelen yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz. Küresel diplomasinin kalbi 3 gün boyunca burada atacak. Tercihimiz çatışma değil diyalog. Antalya'da barış mesajı veriyoruz. Terör, açlık, yoksulluk, ırkçılık, İslam düşmanlığı, iklim krizi gibi tüm insanlığı etkileyen sorunlarla uğraştığımız dönemde daha adil daha vicdanı politikalar geliştirmekte yetersiz kaldığına şahit oluyoruz” diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Biz bu coğrafyanın sadece sakinleri değiliz. Aynı zamanda sahipleriyiz. Bin yıldır buradayız. Bu topraklardayız. Nice asırlar boyunca yine burada olacağız. Biz artık çatışmanın değil uzlaşmanın, kan gözyaşı acı ve gerilimin değil refahın ve istikrarın egemen olduğu bir bölge görmek istiyoruz. Barışın savaştan daha fazla emek istediğinin farkındayız. Biz kolayı değil her zaman zoru seçtik. Ülkemiz etrafında barış kuşağı istiyoruz. Kimsenin toprağında, egemenliğinde, kaynaklarında gözümüz yok. Yerin altındakilerle değil, insanlarla ilgileniyoruz.
İSRAİL’E TEPKİ
Küresel vicdan ve adaleti en fazla yaralayan meselelerin başında Gazze'deki zulüm geliyor. İsrail apaçık soykırım uyguluyor. Bu zulme itiraz etmek bizim sadece kardeşlik değil aynı zamanda insanlık vazifemizdir. İsrail 1,5 senedir en temel insan haklarını hiçe sayarak, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak Filistin halkına karşı apaçık bir soykırım uyguluyor.
Katliamlara sessiz kalmak suça ortak olmaktır. İsrail son olarak gazetecileri hedef aldı. Bu saldırıda 3 gazeteci hayatını kaybetti. İsrail 211 gazeteciyi katletti. İsrail Filistinlileri toprağından söküp atmaya çalışıyor. Sadece bu sabah aynı aileden 7'si çocuk 10 kişi şehit oldu. Şimdi bunun adı barbarlık değilse nedir? Ambulansın içindekileri öldürmek haydutluk değilse nedir? Çocukları, kadınları acımasızca katletmek korkaklık değilse soruyorum bu nedir?
Savaşta dahi olsa meşru bir devlet böyle hareket eder mi? Bunun adı devlet terörü değil midir? Onun için İsrail terör devletidir. Bu zulme itiraz etmek, olabilecek en güçlü tepkiyi vermek bizim sadece kardeşlik değil aynı zamanda insanlık vazifemizdir. Filistin halkının işgal karşısındaki kahramanca mücadelesini kimse 'terörizm' yaftası vurarak karalayamaz.
‘İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM’ VURGUSU
Komşularla iyi ilişkiler tesis ederek, çatışan taraflar arasında diyalog köprüleri kurarak ülkemiz etrafında barış ve güvenlik kuşağı oluşturma çabasındayız. Ortadoğu'da barış ancak iki devletli çözümle mümkündür. Bu da 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan özgür, egemen, bir Filistin devletinin kurulmasına bağlıdır.
“TRUMP VE PUTİN İLE DİYALOG HALİNDEYİZ”
Biz dış politikada gizli niyetlerle, gizli ajandalarla değil, ilkelerle hareket eden bir ülkeyiz. Biz kendi vatandaşlarımız için istediğimiz kadar, çok samimi bir şekilde, bölgedeki herkes için, köken ve din ayrımı olmadan tüm bölge halkları için barış istiyoruz, istikrar istiyoruz, refah ve güvenlik istiyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve istikrarının muhafazası noktasında Sayın Trump ve Sayın Putin başta olmak üzere bölgede nüfuz sahibi tüm aktörlerle anlayış birliği içindeyiz, çok yakın diyalog halindeyiz. Gerek bu anlayış birliği, gerek ülkemizin güvenlik planlamaları, gerekse Suriye hükümetiyle aramızdaki mutabakatlar çerçevesinde gerekli bütün adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceğiz”