Enflasyonda en kötüsü geride kaldı mı? / Al Ain Türkçe Özel
Enflasyon ve dış ticaret rakamları bugün açıklandı. Yıllık enflasyon yüzde 75,45 oldu. Peki Bakan Mehmet Şimşek’in dediği gibi enflasyonda en kötüsü geride kaldı mı? Ekonomist Ramazan Çınar, Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Bugün ekonomide kritik veriler açıklandı. İlk veri enflasyondu. Mayısta enflasyon aylık yüzde 3,37, yıllık yüzde 75,45 oldu. Mehmet Şimşek’ten “En kötüsü geride kaldı. Dezenflasyon süreci başladı” yorumu geldi. Mayıs ayında yıllık ihracat ise 6 milyar dolar artışla 260,1 milyar dolar oldu. Aylık ihracatta 24,1 milyar dolarla rekor geldi. İthalat da yüzde 10’a yakın azaldı. Dış ticaret açığı yıllık bazda yüzde 48 geriledi. Peki enflasyonda en kötüsü geride kaldı mı? Ekonomist Ramazan Çınar, bu soruya cevap verdi, enflasyon ve dış ticaret verilerini Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Enflasyonda baz etkisiyle düşüşün başlayacağını belirten Çınar, enflasyonu körükleyen risklerin devam ettiğine dikkat çekti. Çınar Dış ticaret rakamları konusunda ise ihracatçılarn verimlilik ve yeni pazarlar bulmaya yoğunlaşılması gerektiğini dile getirdi.
Enflasyonda düşüş başlayacak mı?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek enflasyon rakamlarını “En kötüsü geride kaldı, dezenflasyon süreci başlıyor” sözleriyle yorumladı. Peki enflasyonda zirve gerçekten görüldü mü? Ekonomi yönetiminin beklentisi gerçek olacak, enflasyon bu aydan itibaren düşmeye başlayacak mı? Ekonomist Ramazan Çınar bu sorulara şu cevabı veriyor...
“Hükümetin beklentisi mayıs ayında enflasyonun zirve yapması ve temmuz ile de baz etkisi ile düşüşün olmasıydı. Mayıs ayında enflasyon yıllık bazda %75.5 oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in belirttiği gibi en kötüsü kısmen geride kaldı. Çünkü geçtiğimiz yıl temmuz ayında aylık enflasyon %9.49 olmuştu ve bu yıl bu kadar yüksek bir artışın olması beklenmiyor. Bundan dolayı enflasyon baz etkisi ile düşüşe geçti diyebileceğiz. Enflasyon baz etkisi ile düşse de hala etkisi devam edecek. Sadece artış hızı yavaşlamış olacak. Fiyatlar yine yükselecek ancak geride bıraktığımız yıl gibi olmayacak.”
Enflasyonu körükleyen riskler bitti mi?
Enflasyonda düşüşün başlaması bekleniyor. Peki riskler ortadan kalktı mı? Enflasyon eskiye göre daha düşük olsa da varlığını sürdürecek. Bu noktada Türkiye’de enflasyonla ilgili riskler neler? sorusu akıllara geliyor. Ramazan Çınar bu soruya şu cevabı veriyor:
“Enflasyonı körükleyen hem Türkiye hem dünya kaynaklı riskler malesef devam ediyor. Covid salgını ile başlayan sorunlar azalsa da bitmiş değil. Geçen ay Merkez Bankası’nın yıl sonu beklentisini revize etmesi de aslında enflasyon risklerin devam ettiğini gösteriyor. Doviz kurunun baskılanarak tutulması ve baz etikisi ile enflasyonun düşecek olması hedeflere yaklaşacağımızı gösteriyor. Tabi ki burada TUİK tarafından açıklanan verilerin doğru olduğunu kabul ediyoruz. Aslında vatandaşın çarşıda, pazarda hissettiği enflasyonun daha yüksek olduğunu biliyoruz. Gectigimiz hafta açıklanan büyüme verilerine baktığımızda da tüketimin hala yüksek seyrettiğini görüyoruz. O veri vatandaşın hala enflasyonun düşeceğine inandırıl(a)madığını gösteriyor. Talep yönlü enflasyonun devam etmesi riskler arasında gücünü koruyor.”
İhracatta rekor, ithalatta düşüş...
Bugün açıklanan ikinci önemli veri dış ticaret rakamlarıydı. İhracatçının kur şikayetine rağmen rekor geldi. İhracatçı bundan sonra nasıl hareket etmeli? Kurun yatay gittiği bir ortamda ihracatçılar neye odaklanmalı? Ekonomist Razaman Çınar bu konuda şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Kurun yatayda kaldığı her durumda ihracatçı şikayet ediyor. Yine böyle bir dönemi yaşıyorken dış ticaret açığının gerilediğini görüyoruz. Aslında bu tarz kriz dönemlerinde verimlilik artışları rekobet gücünü olumlu etkileyen unsurların başında gelir. İhracatçının buna yoğunlaşması gerekiyor. Bütçenin büyük açıklar verdiği bir dönemde dış ticaretin azalması finansman sorununun çözülmesi açısından olumlu bir durum.
Enflaysonun tüm dünyada devam ettiği ve ticaretin yavaşladığı bir dönemde Türkiye’nin ihracatının Ocak-Mayıs döneminde %4.5 artması oldukça olumlu. İhracat artarken ihracatın da %9.3 azalması bunu daha da anlamlı hale getirdi. Burada önemli olan nokta, ihracatın ithalata bağmlılığının azaltılması. İhracatta sadece kurun değil bir çok dinamiğin birlikte etkili olduğunun görülmesi gerekiyor. Kur bir süre daha yatay hareket edecek. İhracatçılar bu durumu göz önüne alarak rekabet gücünü koruyacak ve artıracak kur dışındaki unsurlara yoğunlaşmalı. Yeni pazarların bulunması ve verimliliğin artırılması bunlardan ikisi. Ekonomik olarak dünyanın da bir yavaşlama içinde olduğu gerçeğinin de unutulmaması gerekiyor.”