Ekvador’dan Washington’a… İhvan’a Küresel Kıskacın Çemberi Daralıyor

Dünyanın farklı bölgelerinde art arda gelen siyasi, hukuki ve istihbari hamleler, İhvan yapılanmalarına karşı küresel baskının hızla tırmandığını gösteriyor. Ekvador’un örgütü “terör listesine” alması ve ABD Kongresi’nin tarihi bir adım atması, İhvan’a yönelik uluslararası kuşatmayı yeni bir aşamaya taşıdı.

İhvan yapılanmaları üzerindeki baskı dünya genelinde giderek artıyor. Birçok ülke, örgütün kollarına, finans kaynaklarına ve faaliyetlerine eş zamanlı darbeler indirirken, İhvan küresel ölçekte benzeri görülmemiş bir sıkıştırmayla karşı karşıya.

Son adım, Ekvador Devlet Başkanı Daniel Noboa’dan geldi. Noboa, örgütü “sivil halkın güvenliği ile devletin egemenliğini ve bütünlüğünü tehdit eden bir terör örgütü” olarak tanımladı. İsviçre merkezli Swiss Info portalının aktardığına göre Başkan, yayımladığı yürütme kararnamesiyle Ulusal İstihbarat Merkezi’ne, “terör örgütünün” ülkedeki silahlı gruplar arasındaki etkisini analiz etme ve gerekirse diğer ülke istihbarat kurumlarıyla koordineli hareket etme talimatı verdi. Noboa’nın bu kararı, kendisine sunulan gizli istihbarat raporunun ardından geldi.

Bu gelişmeyle eş zamanlı olarak, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, İhvan’ın ABD Başkanı Donald Trump tarafından “küresel terör örgütü” olarak tanımlanmasını zorunlu kılacak yasa tasarısını onayladı. Al-Ain News’in takip ettiği oturumda alınan karar, son on yılın en güçlü yasama girişimlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Cumhuriyetçi Kongre üyesi Mario Diaz-Balart’ın sunduğu tasarı, komitedeki tüm Cumhuriyetçilerin yanı sıra neredeyse yarıya yakın Demokrat üyeden destek aldı. Demokrat Parti’den Brad Sherman, Brad Schneider, Jared Moskowitz ve George Latimer gibi önemli isimlerin tasarıya “evet” demesi, Amerikan siyasetinde İhvan’a yönelik yaklaşımın değiştiğine işaret ediyor.

Tasarı, kısa süre önce Trump yönetiminin bazı İhvan bağlantılı yapıların terör listesine alınmasına yönelik adımları açıklamasının hemen ardından geldi. Komiteden geçen metin, Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda oylanacak; ardından Senato aşamasına geçecek ve son olarak Beyaz Saray’ın onayına sunulacak.

İhvan’a yönelik baskı yalnızca Amerika kıtasında değil, Avrupa’da da son yıllarda hız kazandı. Avusturya, Almanya, İrlanda, Fransa, Belçika ve İsviçre gibi ülkelerde atılan adımlar, örgütün hareket alanını büyük ölçüde daralttı; finans akışları ve propaganda faaliyetleri sıkı denetime alındı.

Georgetown Üniversitesi Aşırılık Araştırmaları Merkezi’nin 2023 tarihli çalışmasında, önde gelen araştırmacı Lorenzo Vidino, Avrupa Birliği’nin 27 üyesinin tamamında İhvan ve ona bağlı kuruluşların güvenlik birimlerinin yakın takibinde olduğunu, örgüte yönelik bakışın genel olarak “olumsuz” olduğunu belirtmişti.

Almanya’da geçtiğimiz hafta dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Federal Meclis’te ikinci büyük parti olan Almanya için Alternatif (AfD), hükümete acil soru önergesi sunarak İhvan bağlantılı “Kelim” adlı kuruluşun kamu fonlarıyla desteklenmesini gündeme taşıdı ve kapsamlı bir parlamento soruşturması talep etti.

Bundan bir hafta önce ise Dresden’deki “Merve el-Şerbini Kültür ve Eğitim Merkezi”nin başkanı Saad el-Cezar, bağış paralarını kişisel faydasına kullandığı gerekçesiyle mahkûm edilmişti. Bu karar, Almanya’daki İhvan ağlarına yönelik yargısal baskının son örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Ay başında Alman makamları, dijital propaganda faaliyetleriyle bilinen “Muslim Interactive” adlı kuruluşa yönelik operasyon düzenleyerek yapıyı tamamen yasakladı ve birçok adrese baskın yaptı.

Avusturya’da ise son haftalarda gündemi sarsan bir olay yaşandı. Ülkenin iç istihbarat kurumu “Anayasa Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi”nde çalışan bir görevlinin İhvan adına casusluk yaptığı ortaya çıktı. Skandal, örgütün devlet kurumlarına sızma girişimlerine dair kaygıları artırırken, Avusturya Özgürlük Partisi geniş çaplı bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.

Soruşturma dosyasında, söz konusu görevlinin İhvan’a ilişkin yürütülen gizli soruşturmalarla ilgili bilgileri örgüte aktardığı iddia ediliyor.

Fransa, geçtiğimiz haziran ayında “Avrupa İslam Bilimleri Enstitüsü (IESH)” adlı kurumun faaliyetlerini durdurma kararı aldı. Ülkenin en eski imam yetiştirme merkezlerinden biri olan kurumun, Fransız istihbaratı tarafından hazırlanan raporda İhvan bağlantılı olduğunun tespit edilmesi üzerine kapatıldığı belirtildi.

Aynı raporda, Fransa’daki İslami ibadethanelerin yaklaşık yüzde 7’sinin İhvan bağlantılı yapılarla ilişkilendirildiği ve örgütün ulusal birlik açısından risk oluşturduğu vurgulandı. Fransız medyası, İhvan’ın aşırı sol Parti “La France Insoumise” gibi siyasi yapılara sızdığı yönünde uyarılara geniş yer verdi.