Soylu: “Şimşek’in ekonomiyi devralması en çok ücretlileri zorlayacak” Al Ain Türkçe
TL’nin değer kaybı sürerken, bu değer kaybında Merkez Bankası’nın müdahale gücünün kalmaması mı, yoksa reel değere dönüşe izin verildiğinin bulunduğumu tartışılırken, ekonomist Erdal Soylu, süreci Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Dövizde yükseliş devam ediyor. Dolar, TL karşısında bu çerçevede sene başından bu yana neredeyse yüzde 20’ye yakın değer kazanmış durumda. Uzun zamandır Merkez Bankası’nın (MB) müdahalesi ile düşük tutulan kur, neden serbest bırakıldı, yoksa müdahale ile kontrollü yükseliş mi sağlanıyor? Bu yükseliş planlı ise ne amaçlanıyor? Mehmet Şi̇şmek’in ekonominin dümenine geçmesi bu bağlamda ne ifade ediyor?.. Ekonomist Erdal Soylu, süreci Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
Soylu, “Merkez Bankası müdahaleyi bırakmadı. özellikle gece saatlerinde, hacmin düşük olduğu Asya piyasaları üzerinden müdahale ediyor. Ancak, artışın yüzde 7’yi bulduğu gün müdahale edilmemiş. Hızlı yükselişin ardından, bunun ertesi gün yani kamu bankaları yeniden döviz satarak artışı frenlemeyi tercih etti.” dedi.
“ARTIŞIN MÜDAHALE EDİLMEZSE SÜRECEK”
Hala ekonomide belirsizliğin egemen olduğunu söyleyen Soylu, “Mehmet Şimşek kadrosunu kurana kadar mı buna izin verilecek yoksa başka bir adım mı atılacak henüz bilinmiyor.” derken, dövizin geleceği için de, “Tabi dövizi kendi başına bırakırlarsa artış sürer. Gerçek değer arayışında şu an. Piyasada denge arıyor döviz.” dedi.
“KKM DE BÜYÜK BİR SIKINTI”
“Kur Korumalı Mevduat (KKM) da artık daha büyük bir sıkıntı.” diyen Soylu, “Giderek daha fazla artıyor yükü. Piyasaların bunu da görmesi gerek. Çünkü kur korumalıya dönüşü teşvik etmeyecek bellli ki Şimşek yönetimi. KKM nasıl çözülecek, TL’nin dövize endekslenmiş olması öncelikle çözülmesi gereken sorunlardan.” ifadelerini kullandı.
“ADIM ATILMAMASI, BELİRSİZLİK DE BESLİYOR”
Ekonominin dümenini ele alması beklenilen Mehmet Şimşek yönetiminin hızlıca atması gereken adımlar olduğunu söyleyen Soylu, “MB Başkanı da dahil kadroların atanmasının yapılması gerek, ancak bu başlıkta da bir adım atılmadı. Dövizin denge arayışını bu belirsizlik de besliyor. Ekonomi yönetiminin işinin zor olduğunu artık hepimiz biliyoruz, ancak belirsizlik bu tabloyu besliyor da.” derken, yükselen bir riski de işaret etti.
“STAGFLASYON RİSKİ”
Ekonominin yüksek enflasyon ve durgunluk, bununla birlikte de işsizliğin artması anlamına gelen stagflasyon riski ile karşı karşıya olduğunu belirten Soylu, “Önümüzdeki dönem için stagflasyon riski de artıyor. Kur artışı ile birlikte enflasyon da yeniden yükselecek, ancak burada iç talep frenlenecek mi, yoksa canlı mı bırakılacak seçim öncesi vaatlerde yer aldığı üzere. Maaşlarda artışlar şimdi gündemde. Artış sınırlı olursa ekonomi yavaşlar, enflasyon artmaya devam ederse stagflasyon gerçekleşir, bu giderek güçlenen bir olasılık.” dedi. Soylu, buna karşılık ekonominin yavaşlatılmaması halinde de dövizde yaşanan artışın enflasyonda daha hızlı bir yükselişe zaman hazırlayabileceğinin altını çizdi. Soylu, “Ekonomide yavaşlamanın en yıkıcı etkisinin de işsizlik üzerinde olur” dedi.
“Yeni yönetim hızlı bir biçimde plan açıklamalı” diyen Soylu, mevcut işaretler ile değerlendirildiğinde bu plan için, “Gelen işaretlerden ve Şimşek’in ekonomi yaklaşımından yükün de ücretlilere yıkılacağını görüyoruz, bu da yoksullaşmayı artıracak.” dedi. Soylu ücretler için de, “İşverenler, ki ihracatçılardan geldi misal, asgari ücretin daha önce verilen 500 dolar sınırına itiraz ediyorlar, 300-400 dolarda kalsın diyorlar. Bu yüksek enflasyon ortamında böyle bir adım hem işsizliği artırır, hem de yoksullaşmayı.” diyerek zor bir geleceğin ücretlileri beklediğinin altını çizdi.