HÜDA-PAR Genel Başkanı: Biz, “kadın kendisini çalışmak zorunda hissetmemelidir” diyoruz!
Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkanı, "Biz programımızın hiçbir yerinde 'Kadın çalışamasın' diye bir şey söylemedik. Biz diyoruz ki 'kadın kendisini çalışmak zorunda hissetmemelidir.' İkisi farklı şeydir" dedi.
HÜDA-PAR lideri Zekeriya Yapıcıoğlu, Anadolu Yayıncıları Derneği'nde medya temsilcileriyle bir araya geldiği programda soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
"HÜDA PAR geldiğinde kadınların bütün sosyal haklarını elinden alıp eve mi hapsedecek?" sorusunu yanıtlayan Yapıcıoğlu, bu tür ithamların daha önce de başkalarına yapıldığını söyledi.
Yapıcıoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Doğrudan doğruya bunu söyleyemedikleri için HÜDA PAR üzerinden söylüyorlar, 'İslam kadına düşmandır. İslam kadını eve hapseder, İslam kadına çalışma, yaşam, okuma hakkı tanımaz.' bunu söylemeye çalışıyorlar fakat doğrudan faili İslam olan bir cümle kuramadıkları için içlerindeki kini böyle dışarıya vuruyorlar. Ben bunların tümünü reddediyorum. Ne İslam kadına düşman ne de HÜDA PAR kadına düşman. Biz programımızın hiçbir yerinde 'Kadın çalışamasın' diye bir şey söylemedik. Biz diyoruz ki 'kadın kendisini çalışmak zorunda hissetmemelidir.' İkisi farklı şeydir. Kadın çalışmak istemiyorsa mesela bir kadın anneyse kendi çocuklarına zaman ayırmak istiyorsa ve bir geliri de yoksa bunun bakımı kamunun üzerinde olmalıdır. Devlet ona ve çocuklarına yetecek kadar bir gelir sağlamalıdır."
“ANAYASADA ‘DEĞİŞTİRİLEMEZ’ MADDE OLMASIN”
Bugüne kadar yapılan anayasaların hazırlandıkları dönem için çok iyi görünse de zamanla bu durumun değişebildiğine, mevcut anayasa üzerindeki değişikliklerin de buna işaret ettiğine dikkati çeken Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:
"Biz buradan, işin felsefesinden yola çıkarak diyoruz ki 'Anayasayı yapanlar gelecek nesillerin iradesine ipotek koymasınlar. Asla değiştirilmesi mümkün değildir.' dediğiniz bir madde bugün için size beşerin bulabildiği en iyi yol, en iyi yöntem, en iyi sistem olabilir ama gelecekte de bu böyle olacak diye kimse iddiada bulunamaz. Şu anda biz bu maddeleri değiştirelim falan demiyoruz. Hiç öyle bir beyanımız yok. Diyoruz ki şu veya bu madde değiştirilemez diye bir şey koyduğunuzda kıyamete kadar bu böyle devam edecek. Hiç kimse değiştiremez. Bunu bizim çocuklarımız, torunlarımız, onların da torunları değiştiremezler. Bu doğru bir şey değil. Biz, '4 maddeyi değiştirelim' demiyoruz. Yani biz dili değiştirelim, biz bayrağını değiştirelim, biz başkenti değiştirelim, şunu değiştirelim bunu değiştirelim diye bir teklifimiz yok. Diyoruz ki bu maddelere 'zinhar değiştirilemez' demek gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır. 'Bu doğru bir şey mi değil mi gelin bunu tartışalım' diyoruz."