Dünya Sağlık Örgütü, "tükenmişlik sendromu" konusunda uyardı!

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri olan tükenmişlik sendromunu gündemine aldı.
DSÖ, tükenmişlik sendromunun iş hayatını ciddi oranda etkileyen bir durum olduğunu ve buna dikkat çekilmesi gerektiğini belirtiyor.
DSÖ, tükenmişlik sendromunu, "kronik iş stresinin sebep olduğu, baş etmekte zorlanma hali" olarak tanımlıyor. Yüksek iş yükü, uzun saatler, işyerindeki baskı ve beklentiler, zorlu çalışma koşulları ve dengeyi sağlamakta zorlanan iş-yaşam dengesi gibi faktörler, bu sendromu tetikleyebilir.
Tükenmişlik sendromunun belirtileri arasında enerji eksikliği, iş performansında azalma, işe karşı negatif ve umutsuz bir tutum, huzursuzluk ve depresyon yer alıyor. Bunlar, kişinin genel sağlığı ve refahı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. DSÖ, bu sendromun stresin neden olduğu uyku bozuklukları, öfke, depresyon ve konsantrasyon güçlüğü gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade ediyor.
Ayrıca, bazı araştırmalar, tükenmişlik sendromunun yüksek tansiyon, kalp hastalığı ve hatta bazı kanser türlerine yol açabileceğini gösteriyor. Tüm bu nedenlerle, tükenmişlik sendromu sağlık sorunları ve kalıcı hasarlar için bir risk faktörü olarak kabul ediliyor.
Tükenmişlik sendromunun etkileri yalnızca sağlıkla sınırlı değil; iş performansı ve verimlilik üzerinde de ciddi bir etkisi bulunuyor. Amerikan Stres Enstitüsü, stresin işyerindeki hataların artmasına ve genel iş verimliliğinin düşmesine neden olduğunu belirtiyor. Bu, işyeri verimliliği ve genel işletme başarısı için büyük bir tehlike oluşturuyor.
Tükenmişlik sendromunun artışı ve etkileri karşısında DSÖ ve diğer sağlık örgütleri, işyerlerinde stresi azaltma ve çalışanların sağlığını koruma yolları arıyor. Esnek çalışma saatleri, daha dengeli bir iş-yaşam dengesi, daha fazla destek ve iş yerinde pozitif bir ortamın oluşturulması, bu yöntemler arasında bulunuyor.
Dünya Sağlık Örgütü, işverenlere bu konuda eğitim verilmesi ve çalışanların stresle başa çıkma stratejileri hakkında bilgilendirilmesi konusunda önerilerde bulunuyor. Çalışanlara yönelik sağlıklı yaşam tarzı teşviklerinin yanı sıra düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve yeterli uyku, tükenmişlik sendromunun önlenmesinde kilit rol oynayabilir.
Bazı işyerleri, çalışanların stres seviyelerini yönetmelerine yardımcı olmak için mindfulness ve meditasyon programları sunuyor. Ayrıca, bazıları iş yerinde sağlık hizmetleri sunarak çalışanlarının tükenmişlik sendromu ve diğer stresle ilişkili sağlık sorunlarına karşı daha fazla koruma sağlıyor.
Bununla birlikte, DSÖ ve diğer uzmanlar, tükenmişlik sendromunun işyerlerinin tek başına çözemediği bir sorun olduğuna dikkat çekiyor. Bu, toplumun geneli için bir sorun ve bu durumu ele almanın gerekliliği vurgulanıyor.
İşverenlerin çalışanlarının sağlığını korumak için ne yapabilecekleri konusunda bilinçlenmesi ve bu konuda eğitilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, tükenmişlik sendromuyla mücadelede en etkili yöntemlerin, stresin kaynaklarına karşı mücadele ve uygun stres yönetimi stratejilerinin benimsenmesi olduğunu vurguluyor.
Uzun vadede, tükenmişlik sendromunu ele almanın en etkili yolu, çalışma koşullarının ve beklentilerinin çalışanların sağlığı ve refahı üzerindeki etkisini anlamak ve bu faktörleri işyeri politikaları ve uygulamalarına dahil ediyor.