Dünya Nüfusu Tehlikede: Demografik Kış Kapıda mı?
Son yıllarda hızla düşen doğum oranları, dünya genelinde alarm zillerini çalıyor. Uzmanlar, mevcut doğum oranlarının dünya nüfusunu korumaya yetmeyebileceği konusunda uyarıyor.
Düşük doğum oranları, dünya genelinde alarm zillerinin çalmasına sebep oluyor. Geçtiğimiz hafta Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un düşük doğum oranlarına karşı yeni bir bakanlık kurma planını açıklaması, bu konunun ne kadar ciddiyet kazandığını gözler önüne seriyor. Güney Kore, 0.72'lik doğum oranıyla dünya sıralamasında ilk sırada yer alsa da, bu sorun sadece Güney Kore'ye özgü değil. Zengin ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerde de doğum oranları hızla düşüyor.
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un düşük doğum oranlarına çözüm bulmak için bir bakanlık kurmayı planladığını açıklaması, konunun ne kadar ciddiyet kazandığını gözler önüne seriyor. Güney Kore, 2023'te 0,72'lik doğum oranıyla dünyada ilk sırada yer alıyor. Bu durum, küresel çapta yaşanan demografik değişimin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, bu düşüşün ekonomik, toplumsal ve siyasal sonuçlarına dikkat çekiyor. Düşük doğum oranları, işgücü arzında azalmaya yol açarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca, emekli maaşlarının daha da düşmesine neden olarak kısır bir döngü yaratıyor. Bu durum, ülkelerin süper güç statülerini koruyabilmelerini dahi sorgulanır hale getiriyor. Donald Trump, Viktor Orban, Elon Musk gibi isimler de düşük doğum oranlarının yarattığı tehlikeye dikkat çeken isimler arasında yer alıyor.
İkinci Demografik Dönüşüm mü?
Tarihçiler, 18. yüzyılda endüstrileşmeyle birlikte doğum oranlarında benzer bir düşüş yaşandığını hatırlatarak, ikinci bir demografik dönüşümün başladığı görüşünde birleşiyor. İlk demografik dönüşümde, kadınların işgücüne katılımı, çocuk ölüm oranlarının azalması ve ortalama yaşam süresinin artması, çok sayıda çocuk sahibi olma isteğini azaltmıştı. Günümüzde yaşanan ikinci demografik dönüşümde ise evlilik ve ebeveynliğe verilen önem azalıyor, çocuk sahibi olmamak normalleşiyor.
Siyasetçiler, doğum oranlarını artırmak için çeşitli teşvikler sunuyor. Japonya gibi uzun süredir bu sorunla mücadele eden ülkeler, ebeveyn izni, çocuk yardımı gibi önlemler alsa da henüz ikame oranına ulaşabilmiş değil. Düşük doğum oranlarının göçle telafi edilmesi fikri ise yeni sorunları beraberinde getiriyor. Göç veren ülkeler kalifiye elemanlarını kaybederken, göç alan ülkelerde ise göçmen karşıtlığı artıyor.
Papa Francis, Avrupa'da düşen doğum oranlarına dikkat çekerek, insan hayatının bir hediye olduğunu ve doğum kontrol uygulamalarının bu hediyeye engel teşkil ettiğini vurguladı. Papa, genç çiftlere iş güvencesi sağlanması ve ev sahibi olmalarının kolaylaştırılması gibi çözüm önerileri sundu.