Fanatik taraftarların Dünya Kupası sendromu
Dünya Kupası sonrası futbol severler 4 yıl boyunca Dünya Kupası’na hasret kalacak. Bu süreçte taraftarların Dünya Kupası’ndan ayrı kalması psikolojik olarak etkiler mi? Psikolog Binnur Albayrak Al-Ain Türkçe’den Erdal Bozkurt’un sorularını yanıtladı.
Psikolog Binnur Albayrak, fanatik taraftarların psikolojik olarak etkileneceğine dair çıkan haberler sonrası Al-Ain Türkçe’ye tespitlerde bulundu.
Dünya Kupası sona erdi. 4 yıl bekleyen fanatik taraftarlar bu süre içeresinde psikolojik sıkıntı yaşadığı söyleniyor. Sizce bağlılık ve bağımlılık durumu mu söz konusu?
Futbol ne yazık ki kendisine bağımlı haline getirmeye çalışan bir endüstri oldu. Alkol, kumar, esrar gibi kötü alışkanlıklara nasıl bağımlı olunuyorsa futbola da o şekilde bağımlı olunmaya başlanıyor. Öncelikle bağımlılık kişinin kullandığı madde nesne veya bir davranış üzerinde kontrolünü kaybetmesidir. Bir sonraki Dünya Kupası’nın dört sene sonra olması fanatik taraftarları psikolojik sıkıntıya sokması öngörülebilirdi. Futbol severler tekrardan beklentiye girdi. Burada tabii ki bir bağlılık söz konusu fakat dünya kupasına olan bağımlılık diyemeyiz, dört sene beklemek fanatik taraftarları stres içerisine sokuyor futbola olan davranışlar ve düşünceler bağımlılık yaratıyor diyebiliriz.
Dünya Kupası hepimizin beklediği önemli bir maçtı; fanatik taraftarları etkilese de hatta psikolojisini önemli açıda değiştirse de bilinç içerisinde göz önüne aldığımızda dört sene sonra tekrarının olacağı bu süreç içerisinde diğer maçlara bakılması gerektiği ve normal olarak anlayışla yaklaşacağımız bir durum olması gerekir fakat fanatik kişilerin psikolojisini etkileyen bir durum söz konusu diyebiliriz ancak futbolla ilgilenmeyen kişilerin psikolojisini etkileyen bir durum olarak söz konusu diyemeyiz.
Fanatikliğin psikolojide tanımı ve yeri var mı?
Evet tabi yeri var, şu anda gündemde olan Dünya Kupası’nın sona ermesiyle fanatik taraftarlar hem sıkıntı yaşıyor, 4 sene daha bekleme içerisine giriyorlar hem de kazanan takımın sevincini en doruklarda yaşıyor. Fanatizm kontrolsüz bir heyecan eşliğinde, bir konuya sosyal normları hiçe sayacak derecede aşırı bağlanma halidir. Fanatik kişide hiç bir esnekliği olmayan sabit fikirlilik söz konusudur.
Ülkemizde özellikle spor alanında karşılaştığımız fanatizm genellikle anti sosyal kişilik bozukluğu yaşayan bireylerde görülüyor. Futbol bağımlılığı bir diğer ismiyle fanatizmi, ülkemizde de hızla yayılan bir bağımlılık şeklidir. Sadece ülkemizde değil tüm dünyada da sosyal bir fenomen olarak ortaya çıkan futbol kitleleri peşinden koşturmaktadır. Aslında futbol sadece bir oyundur. Futbolun oyun olduğunu unutan bazı kişiler rakip takım oyuncularını, taraftarlarını adeta bir düşman olarak görmeye başlamış oluyorlar. Oyundan savaşa geçiş söz konusu olabiliyor.
Aslında futbol izlemesi de keyifli oynaması da keyifli, yorumlaması da keyifli bir oyundur. Ancak futbol fanatikleri belirli bir aşamadan sonra kaybetmeyi gururlarına yedirememeye başlıyor. Haliyle kaybetmek de fanatik kişilerde stres saldırganlık sinirlilik yaratıyor. Fanatikliğin ilacı; saygı ve anlayış göstererek karşı takımın da düşüncelerine önem vermek, karar verirken kendi beynimizi kullanarak adımlar atmayı gerektirir diyebiliriz.
Dünya Kupası’nın bitmesi taraftarlar arasında psikolojik etki yaratır mı?
Dünya Kupası bitti sendromu başladı diyebiliriz. Dünya Kupası’nın bitmesi birçok futbolseveri “Kupa ertesi depresyonu” riskiyle karşı karşıya bıraktı, fanatik taraftarlar hem sevincini hem de bir sonraki Dünya Kupası’nın 4 yıl sonra yaşanacak olmasının üzüntüsünü aynı anda yaşamaktadırlar. Duygusal olarak kendilerini mutsuz depresyonda hissedebilirler. Taraftarlar Dünya Kupası’nın bitmesiyle birlikte hayatın sıkıcılaşacağından bahsetmektedirler burada da kendilerini şartlandırma devreye giriyor. Psikolojide şartlandırma bir şeyi olmadan olacakmış gibi modu değiştirmek ve ona göre yaşantılamaktır.
Psikolojiyi bu şekilde etkilemesinin sebebi maneviyat ve maneviyatta bir boşluk olmasıyla futbola bu kadar bağlanmalarıdır. İnsanoğlu olarak bir şeye bağlanmak inanmak isteriz, burada da beklemeyle birlikte futbola olan ilgilerinde azalma söz konusu olmaz, diğer olacak maçlara adapte olmalı umudun ve inancın kırılmamasıyla motivasyonumuzu toparlayabiliriz.
Dünya Kupası’nı takip ettiniz mi? Arjantin Fransa finalini nasıl buldunuz? Arjantin’in şampiyonluğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Arjantin, 1986'dan sonra ilk kez Dünya Kupası'nı kazanmanın sevincini yaşıyor. Ama sadece Arjantinliler değil, her yaştan birçok uluslarası Messi ve Maradona’nın hayranı taraftarlar bu sevince ortak oldu. Çok kaliteli bir Dünya Kupası maçı oldu, Arjantin’in bu finali hakkettiğini düşünüyorum. Arjantin takımı olarak zorlu yollardan geçtiler. Dünya Kupası’nın favori adayı değildiler ve haliyle aday bile olmazken psikolojileri motivasyonları etkilendi. Takımın ruhu, oyuncular ve taraftarlardaki bağlılık takıma motivasyon kaynağı oldu, ön elemelerde elenmelerini bekliyorlardı fakat performanslarını düşürmediler. Arjantin ilk yarı adeta savaşırmışçasına oynadı.
İkinci yarının baslarında düşüş yasandı fakat son 20 dakikada toparlandı. Maç uzatmalara gitti uzatmalardan sonra da penaltı var ve penaltılarda kazanıldı. Messi Dünya kupasında ön elemelerden itibaren her grup aşamasında gol atmış tek futbolcu oldu. Messi ‘ye futbolun tanrısı dediler.