Dünya Bankası açıkladı: İklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye'ye hangi destekler sunulacak?
Dünya Bankası Ülke Direktörü Humberto Lopez, iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye ile işbirliği yaptıklarını belirterek 3 yıl boyunca Türkiye’ye verilecek desteklere ilişkin konuştu. Lopez, “Önümüzde uzun bir yol var” dedi.
Dünya Bankası Ülke Direktörü J. Humberto Lopez, Türkiye’ye üç yıl içerisinde sağlamayı planladığı destek miktarı ile hangi tür projelerin finanse edileceğine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ekonomim.com’a yazan Lopez, yazısında son yıllarda Türkiye’yi vuran sel, yangın ve müsilaj felaketlerine değindi.
2021’de Karadeniz’de meydana gelen seli hatırlatan Lopez, “Benzer şekilde, yine 2021 yılında Akdeniz bölgesinde yaşanan ve 1.700 kilometrekare orman alanının yanmasıyla sonuçlanan orman yangınları bugüne kadar ülkede yaşanan en kötü yangınlar olarak değerlendirilmektedir.
Marmara Denizi’nde yaşanan ve deniz yaşamını nefes alamaz hale getiren, balıkçılık sektörüne zarar veren ve Karadeniz’e olan tek denizyolu erişimini engelleme riski yaratan müsilaj olayı da yaşamıştır. Bunlar sadece etkilenen toplulukları etkilemekle kalmayan, aynı zamanda daha genel anlamda tüm ekonomiyi etkileyen ve ulusal çapta müdahale gerektiren olaylardır. Bunların sadece Türkiye’de yaşanmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu küresel bir olgudur” dedi.
“TÜRKİYE İLE DÜNYA BANKASI EKİPLERİ BİRLİKTE ÇALIŞTI”
İklim değişikliği sebebiyle yaşanan durumların ‘yeni normal’ haline geldiğini belirten Lopez, şunları kaydetti:
“Bu sebeple, 2021 yılında, Türkiye Hükümeti, Dünya Bankası, Fransa, Almanya Birleşmiş Milletler ve EBRD arasında bir Mutabakat Zaptı imzalandı. Söz konusu Mutabakat Zaptı ile, iklim değişikliği azaltma ve uyum eylemlerine katkıda bulunacak projeler için özel sektör finansmanını harekete geçirmek ve teknik yardım yoluyla işbirliği sağlamak amacıyla, Dünya Bankası ve Mutabakat Zaptını imzalayan diğer tarafların, üç yıl içerisinde 3,2 milyar ABD$ (bunun 2 milyar ABD$’lık bölümü Dünya Bankası tarafından sağlanacaktır) tutarında ilave finansman taahhüt etmesi için uygulanacak çerçeve ortaya konulmuştur. Bu çabaların sonuçları daha şimdiden somutlaşmıştır.
Son 12 aylık dönemde, Türkiye Hükümeti ile Dünya Bankası ekipleri yakın bir şekilde birlikte çalışarak, Mutabakat Zaptı kapsamında ülkenin daha dirençli hale gelmesine katkıda bulunacak 1 milyar dolarlık projeler tasarlamıştır. Bu projelerden bazıları uyum üzerinde odaklanmaktadır.
Örneğin, “İklime Dayanıklı Ormanlar Projesi”, iklim değişikliğinin yarattığı ilave risklere yanıt olarak Hükümet’in orman yangını yönetim kapasitesini geliştirme çabalarını destekleyecektir. Gerçekten de, küresel ısınma arttıkça, orman yangınları için uygun hava olaylarının (sıcak, kuru ve rüzgarlı) sıklığı ve şiddeti de artmaktadır. Bu durum Türkiye gibi Akdeniz iklim bölgesinin bir parçasını oluşturan ülkelerde daha belirgin bir şekilde görülmekte ve bu ülkeleri orman yangınlarına karşı özellikle kırılgan hale getirmektedir. Proje 6 milyondan fazla insan için orman yangınlarına karşı ilave koruma sağlamayı ve yaklaşık 7 milyon hektarlık bir orman alanında yangınlara karşı direnci arttırmayı amaçlamaktadır.
“EMİSYONLARIN AZALTILMASINA KATKIDA BULUNULACAK”
İklim değişikliğine uyumu destekleyen bir başka proje olarak, kısa süre önce “Su Döngüselliği Projesini” onayladık. Küresel olarak, su kıtlığı üzerindeki iklim değişikliği etkilerinin, tarımsal üretim, kırsal gelir ve istihdam ve gıda güvenliği üzerinde önemli bir tehdit oluşturması beklenmektedir. Türkiye Hükümeti bu riskleri öngörerek atıksu toplama, arıtma ve yeniden kullanım olanaklarını geliştirerek sulama sistemlerini rehabilite etmek, modernize etmek ve yeni sulama sistemleri inşa etmek için çalışmalar yapmaktadır. Proje tam olarak uygulandığında, (i) arıtılan atıksu hacimlerinin iki katına çıkması ve yaklaşık 5.000 kullanıcının ve 30.000 hektardan fazla alanın yeni ve/veya iyileştirilmiş sulama sistemlerine erişiminin sağlanması beklenmektedir.
İklim değişikliği azaltma cephesinde ise, “Kamu ve Belediye Yenilenebilir Enerji Projesi” kamu tesislerinde öz tüketim amaçlı yenilenebilir enerji üretimi yoluyla yenilenebilir enerji kullanımının arttırılması amaçlanmaktadır. Böylelikle emisyonların azaltılmasına katkıda bulunulacak ve enerji satın alma ihtiyacı azalacağından dolayı kamu sektörünün tasarruf etmesi sağlanacaktır. Bu projenin kamu ve belediye binalarında 300 MW’tan fazla bir üretim kapasitesini desteklemesi ve böylelikle devletin maliyetlerini azaltması beklenmektedir.
“KARARLILIK GEREKİYOR”
Yapılan çalışmalar bunlarla sınırlı değildir. Ülkede taşkın riskini ele almaya, Marmara Denizi’ndeki kirlilik ile mücadele etmeye, üretim altyapılarını yeşil hale getirmekle ilgilenen şirketleri finanse etmeye yönelik mekanizmalar uygulanmaya koymaya ve ulaşımı karbonsuzlaştırmaya yönelik projeler üzerinde çalışmalar yapmaktayız.
Meşhur tabiriyle, bizler iklim değişikliğinin etkilerini gerçekten hisseden ilk ve bunun için bir şeyler yapabilecek son nesiliz. Önümüzde uzun bir yol var ve bu uzun vadeli bir kararlılık gerektiriyor. Bu sebeple, Türkiye ve Dünya Bankası iklim değişikliği zorluklarını ele almak için birlikte çalışıyor ve bunun için yola koyulmuş durumdayız”