Dr. Ocaklı yanıtladı: ABD’nin Rusya-Ukrayna savaşı tutumu ne yönde olacak? Al Ain Türkçe Özel
![](https://cdn.al-ain.com/images/2025/2/13/274-174324-ekran-g-r-nt-s-2025-02-13-164313_700x400.png)
Doç. Dr. Murteza Ocaklı, Donald Trump’ın Volodimir Zelenski ve Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeye ilişkin değerlendirmelerinde “Ukrayna’nın NATO üyesi olma hedefinin ne kadar anlamlı olduğu tartışma konusu haline geldi” dedi.
Dr. Ocaklı yanıtladı: ABD’nin Rusya-Ukrayna savaşı tutumu ne yönde olacak? Al Ain Türkçe Özel
Doç. Dr. Murteza Ocaklı, Donald Trump’ın Volodimir Zelenski ve Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeye ilişkin değerlendirmelerinde “Ukrayna’nın NATO üyesi olma hedefinin ne kadar anlamlı olduğu tartışma konusu haline geldi” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Trump, "Rusya ve Ukrayna savaşında ölümleri durdurmak istediğimiz konusunda anlaştık" dedi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yle de telefonda görüşen Trump, "O da Putin gibi barış istiyor" ifadelerini kullandı.
Peki Trump’ın bu sözleri nasıl değerlendirilmeli? ABD’nin Rusya-Ukrayna krizine karşı tutumu ne olacak? İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murteza Ocaklı, konuyla ilgili pek çok başlığa dikkat çekerek Al Ain Türkçe’ye değerlendirmelerde bulundu.
“UKRAYNA KRİZİNDE YENİ BİR SAYFA AÇABİLRİ”
“ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesi ve sonrasındaki açıklamalar, Washington'ın Ukrayna politikasında yeni ve tartışmalar yaratacak bir dönüşüm sinyali veriyor” diyerek sözlerine başlayan Ocaklı, “Trump'ın, Putin ile "önemli ve üretken" olarak nitelendirdiği görüşme sonrasında ateşkes müzakerelerine başlanacağını duyurması, Ukrayna krizinde yeni bir sayfa açabilir. Ancak ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in "Ukrayna'nın toprak tavizi vermesi gerektiği" yönündeki açıklamaları, Kiev ve Avrupa başkentlerinde endişeye yol açmıştır” ifadelerini kullandı.
Trump’ın Putin ile görüşmesinin ABD’nin Ukrayna krizinde Rusya’yı doğrudan muhatap alma yönelimini teyit ettiğini belirten Ocaklı, “Bu, Biden yönetiminin "Rusya'yı izole etme" stratejisinden keskin bir kopuşu ifade ediyor. NATO üyeliği hakkındaki "pratik değil" görüşü ve "milyonlarca ölümü durdurma" söylemi, Trump'ın Moskova'nın uzun süredir dile getirdiği güvenlik endişelerini dikkate aldığını gösteriyor. Pentagon'un "2014 öncesi sınırlara dönüş imkânsız" açıklaması da Donbas ve Kırım'ın Rus kontrolünde kalmasının kabullenildiği izlenimi yaratmaktadır” diye konuştu.
NATO üyelerinin Ukrayna’ya savaş süresince her türlü desteği sunduğunu hatırlatan Ocaklı, şunları söyledi:
“Trump'ın, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski hakkında "halk desteğinin düşük" olduğu ve "seçimlerin Şart olduğu" yönündeki ifadeleri, Kiev yönetimini müzakere masasına zorlama ve hatta zayıflatma hamlesi olarak değerlendirmek mümkündür.
“HER ADIM KENDİ BELİRSİZLİKLERİNİ TAŞIYOR”
Putin'in daha önce yaptığı "Zelenski'nin anlaşma imzalama yetkisi yok" çıkışı ile paralellik gösteren bu tutum, Ukrayna'da iç siyasi dengeleri de zorlayabilir. Avrupa Birliği, "Ukrayna halkının meşru temsilcisiyle barışın sağlanması" gerektiği konusunda ısrarcı.
NATO üyeleri, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD, üç yıl boyunca Ukrayna'ya gerek istihbarat, gerek silah, gerekse maddi yardım sağlayarak her türlü desteği sundu. Ancak bu yardımlar Rusya'yı durdurmaya yetmedi. Bu durum, Rusya'ya özgüven kazandırırken, ABD ve müttefikleri için bir yenilgi anlamı taşıyor. Ne Ukrayna toprakları tam olarak korunabildi ne de Rusya savaştan vazgeçirilebildi. Ayrıca, Ukrayna'nın Avrupa Birliği veya NATO üyesi olma hedefinin ne kadar anlamlı olduğu tartışma konusu haline geldi.
Doç. Dr. Murteza Ocaklı
Trump'ın "Rusya toprak aldı ve bunu geri almak zor" sözleri, Ukrayna'nın toprak kaybına razı olmasının beklenebileceği anlamına geliyor. Bu senaryoda:
Donbas ve Kırım'ın kalıcı olarak Rusya kontrolünde bırakılması,
Ukrayna'nın tarafsız statüye geçmesi ve NATO'dan uzak tutulması,
Ukrayna'nın batılı güvenlik garantileri altına alınması değerlendirilmektedir.
Fransa, Almanya ve Polonya'nın "Ukrayna'ya güvenlik taahhütlerinin devamı" konusundaki vurgusu ise Avrupa ile ABD arasındaki uyumsuzluğun artma potansiyeline işaret etmektedir.
Ancak her adım kendi belirsizlik ve risklerini taşımaktadır. Zelenski'nin toprak kaybından mütevellit halk desteği, toprak tavizlerine karşı direnci artırabilir. Ancak, Putin'in "Ukrayna'nın askerden arındırılması" ve "NATO'nun Doğu Avrupa'dan çekilmesi" talepleri, görüşmelerin çıkmaza girmesine neden olabilir. Öte yandan, Demokratlar ve geleneksel Cumhuriyetçiler, Trump'ın "Putin'e taviz verdiği" yönünde sert eleştirilerde bulunabilir, bu da diplomatik süreci daha da karmaşık hale getirecektir. Ayrıca, Müzakerelerin ilk turunun Suudi Arabistan'da gerçekleşeceği duyurusu ise, ABD-Rusya diyalogunun gelecekteki seyrine dair uluslararası toplumda merak uyandırmış durumdadır”