İletişim Başkanlığı'ndan yangınlarla ilgili iddialara yanıt

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, orman yangınları hakkında gündeme gelen iddiaların ele alındığı bir rapor hazırladı. Raporda iddialara yanıt verildi.
İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Türkiye’nin farklı il ve ilçelerinde meydana gelen orman yangınları hakkında ortaya atılan bazı iddialarla ilgili bülten hazırladı. Bültende, gündeme gelen iddialara bilimsel, teknik ve hukuki dayanaklarla yanıt verildi.
Yangın uçaklarının olmadığı iddiasına değinilen bültende 2025 itibarıyla 27 yangın söndürme uçağı, 105 helikopter, 14 İHA, 6 bine yakın kara aracı ve 25 bini aşkın personelle yangınla mücadelede Avrupa'nın en hazırlıklı ülkelerinden biri olduğu vurgulandı. Bültende, "2002'de 73 ton olan havadan su atma kapasitesi, 2025 itibarıyla 27 uçak ve 105 helikopterle toplam 438 tona yükselmiştir. Yangınla mücadelede insansız hava aracı kullanan Avrupa'da ilk, dünyada ikinci ülke Türkiye olmuştur. 14 İHA ve 184’ü akıllı 776 gözetleme kulesinin yanı sıra, yapay zeka tabanlı sistemlerimizle artık yangın tespit süresi 2 dakikaya kadar inmiştir” denildi.
“MÜDAHALEDE GECİKİLİYOR” İDDİASINA YANIT
"Yangınlara müdahalede gecikiliyor" iddiasının da gerçeği yansıtmadığı aktarılan bültende, Orman Genel Müdürlüğünün yaptığı sistem modernizasyonları sayesinde yangına ilk müdahale süresinin 2002'de 40 dakika iken, bugün ortalama 11 dakikaya kadar düşürüldüğü belirtildi.
“KORUYUCU DONANIMLAR TEMİN EDİLİYOR”
"Yangın işçileri yeterince eğitim almıyor" iddiasına da yer verilen bültende, yangın işçileri ve Orman Genel Müdürlüğünün tüm personelinin Orman Yangınlarıyla Mücadele Eğitim ve İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi olmak üzere uluslararası standartlara uygun olarak gerekli eğitimlere tabi tutulduğu bildirildi. "Orman işçilerinin koruyucu kişisel donanımları yok, yanmaya dayanıklı elbiseleri bulunmuyor ve maske takmıyorlar" iddiasının yalan olduğu ifade edilen bültende, orman yangınlarıyla mücadelede gerekli olan koruyucu donanımların her yıl düzenli olarak Orman Genel Müdürlüğünce temin edilerek personellere teslim edildiği vurgulandı.
"GECE UÇUŞLARIYLA MÜDAHALENİN ETKİSİ DÜŞÜK"
Bültende, "Gece uçuşlarıyla müdahale yapılmıyor" iddiasının da yanıltıcı olduğuna işaret edilerek gece uçuşuyla yapılan müdahalelerin yangını söndürmeye olan etkisinin düşük olduğu, can güvenliği de dikkate alınarak gece uçuşuyla yangınlara müdahale yönteminin tercih edilen bir yöntem olmadığı aktarıldı.
Bültende, "'Yanan alanlara ağaç dikilmiyor' iddiası gerçek dışıdır. 6831 sayılı Orman Kanunu gereği, yanan orman alanlarının başka bir amaçla kullanılması yasaktır. Bu alanların tamamı yeniden ormanlaştırılmak zorundadır. Türkiye bu alanda da somut adımlar atmış, büyük çaplı ağaçlandırma çalışmaları yürütmüştür" ifadelerine yer verildi.
“ÇAM AĞAÇLARININ DİKİLMESİ” İDDİASI
Kamuoyunda sıkça dile getirilen “yanan alanlara yalnızca çabuk yanan çam ağaçları dikiliyor” iddiası da DMM tarafından yalanlandı. Yapılan açıklamada, ağaçlandırma faaliyetlerinin bölgesel ekosistem koşulları ve bilimsel veriler doğrultusunda yürütüldüğü bildirildi.
Hangi tür ağaçların dikileceğine toprak yapısı, iklim koşulları ve yerel biyoçeşitlilik dikkate alınarak karar veriliyor. Dolayısıyla çam ağaçları gibi türler yalnızca bu koşullara uygun oldukları alanlarda tercih ediliyor.
“RANT” İDDİALARINA YANIT
“Yangınlar rant için çıkarılıyor” iddiaları da yalanlanan iddialar arasında. DMM tarafından yapılan açıklamada yangınların büyük kısmının yıldırım düşmesi, anız yakılması, ihmal veya dikkatsizlik gibi nedenlerle başladığı belirtildi. Kasıt şüphesi bulunan olaylarda ise derhal adli soruşturma başlatıldığı vurgulandı.
Bültende, "Mevcut mevzuat, bu konuda oldukça açık ve yaptırımcıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 170, 171 ve 174. maddeleri ile 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 110. maddesi uyarınca; orman yangınına sebebiyet veren kişiler hakkında hem adli hem de dar süreçler derhal başlatılmaktadır. Kasten yangın çıkarma fiili, 10 yıla kadar hapisle cezalandırılabilmekte, kamu malına zarar verme, tehdit ve sabotaj gibi ek suçlar oluştuğunda cezalar katlanarak artmaktadır” ifadelerine yer verildi.