Diplomatlardan Al-Ain News'e: Riyad zirvesi bir dönüm noktasıdır

11.000'den fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan İsrail bombardımanı altında Gazze Şeridi'nde devam eden savaş için olağanüstü Arap zirvesi bir dönüm noktası sayılır.
Bugün İslam İşbirliği Teşkilatı heyeti başkanları ve ülke temsilcileri, Gazze savaşına son vermek ve Filistin halkını desteklemek amacıyla Riyad'da düzenlenen olağanüstü Arap-İslam Ortak Zirvesi'ne katılım sağladı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamada, Gazze'de yaşanan zor duruma ilişkin Arap ve İslam ülkeleri tarafından çabaların birleştirilmesi ve ortak tavır alınmasının önemi vurgulandı.
Mısır eski Dışişleri Bakanı Büyükelçi Mohamed Al Urabi “İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının neden olduğu hasar ve büyük can kaybının nedeniyle Riyad zirvesi farklı sonuçlar doğuracak. Son günlerde arka arkaya üç Afrika, Arap ve İslam zirvesinin düzenlenmesi, Gazze’deki durumun ne kadar karmaşık bir hale geldiğini yansıtıyor”.ifadelerinde bulundu.
Bugünkü zirveden beklenen sonuçlara ilişkin Al-Ain News'e yaptığı açıklamalarda Al Urabi, " Derhal ve sürdürülebilir bir ateşkesin uygulanması, acil insani yardımların ulaştırılması ve Gazz’de altyapının yeniden inşa edilmesi için hazırlık yapılması, ön plandadır’’.dedi.
Riyad zirvesinden saatler önce İsrail'in Gazze'yi bombalamasının tırmanmasına ilişkin El Urabi, " ABD üzerinde Arap baskısı altında ateşkese varılması durumunda İsrail müzakerede güçlü taraf olmayı hedefliyor" ifadesinde bulundu.
Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halima ise "İstenilen Arap ve İslami eylemin, Mısır'ın Kahire Uluslararası Bölgesel Barış Konferansı'ndaki tutumuna dayanması gerektiğine" dikkat çekti.
Halima, Al-Ain News'e yaptığı açıklamada Arap eylemin dört unsura dayalı olması gerektiğini belirtti.
Halima, ilk unsurun iki taraf arasında kalıcı ve kapsamlı bir şekilde ateşkesin uygulanması olduğunu söyledi. Halima, ikincisinin ise ‘’ İnsani yardımın hiçbir engel olmadan kalıcı olarak başlatılması, hizmet kurumlarının yeniden inşa edilmesi, rehinelerin serbest bırakılması ve toplu cezalandırma ile ilgili her türlü eyleme son verilmesi olduğunu ifade etti.
Halima, üçüncü unsurun iki devletli çözüm temelinde ciddi müzakerelerin başlatılması, dördüncüsünün Gazze'de altyapısının yeniden inşa edilmesi olduğunu dile getirdi.
Dönüm Noktası
Suudi araştırmacı ve siyasi analist Mübarek Al Ati ise, Suudi Arabistan’ın Gazze için Arap-İslam zirvesini düzenlemede başarısının, aktif Suudi diplomasiyi yansıttığını belirtti.
Al Ati, Al-Ain News'e verdiği röportajda "Zirveden sonra Arap ve İslam liderlerinin üzerinde mutabakata vardığı, Filistin'i destekleyen tutumu kanıtlayan ortak bir bildiri yayınlaması bekleniyor.’’dedi.
Al Ati, zirvenin sonuç bildirgesinde, Filistinlilerin zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi, Gazze'nin sınırlarının değiştirilmesinin reddedilmesi ve Şeridi'nin kaderinin Filistinlilere bağlı kılınmasını içeren bir karar yer alacağını söyledi.
Lübnanlı siyasi analist Dr. Muhammad Kawas ise Al-Ain News'e yaptığı açıklamada “Arap başkentleri, özellikle de Filistin dosyasına dahil olanlar, Gazze'ye karşı savaşı kınama ve ateşkes talep etme konusunda birlik ve tutarlılık içindeydi.’’ifadesinde bulundu.
Kawas, New York'taki Arap dışişleri bakanlarının Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki oylama sırasında kaydettiği tutumun, dünyaya savaşın reddedilmesi yönünde açık ve kesin bir mesaj gönderdiğini" belirtti.