Asırlık ömürler ve Cumhuriyet! Bitlisli üç 'yaşayan efsane'
923 doğumlu Bitlisli Sabiha Demirkol, Guli Güncü ve Adil Arıcı, bir asırlık yaşamları boyunca Cumhuriyet döneminin tarihi ve sosyal zorluklarına tanıklık ediyor. Onların anıları, Türkiye'nin kültürel ve tarihi mirası için önem taşıyor.
1923 yılında, Cumhuriyet'in ilan edildiği yıl doğan Bitlisli Sabiha Demirkol, Guli Güncü ve Adil Arıcı, bir asra yaklaşan yaşamları boyunca karşılaştıkları zorluklar, kazandıkları deneyimler ve gördükleri tarihi olaylar hakkında konuştu.
Sabiha Demirkol
Sabiha Demirkol, Bitlis il merkezinde, 9 çocuğu, 53 torunu, 123 torununun çocuğu ve 11 torununun torunu ile oldukça geniş bir aileye sahip. Yedinci yaşında babasıyla çobanlık yapmaya başladığını belirten Demirkol, o dönemin zorluklarını anlatırken gözleri doluyor ve "Giysi ve ayakkabı bulmak oldukça zor olduğu o dönemleri anımsıyorum. Koyunun yünüyle elbise yapılıyordu. Babam merkeze geldiğinde, buzağı derisini ayakkabı olarak kullanıyordu," diye konuşuyor.
Guli Güncü
Dörtağaç köyünde 95 yaşındaki eşiyle yaşayan Guli Güncü, 14 çocuk sahibi ve 72 torunu var. "Çobanlık, tarım, ev işleri... Sayısız işleri aynı anda yürütüyordum. Çobanlık ve ev işlerini yürütüyordum. Ektiğimiz tarlaları, buğdayları ve otları biçiyordum," şeklinde konuşuyor. Yaşının ilerlemesi ile birlikte bazı detayları hatırlamakta zorlandığını da sözlerine ekliyor.
Adil Arıcı
Otluca mezrasında yaşayan Adil Arıcı, dört çocuğu, 38 torunu ve 22 torununun torunu ile büyük bir aileye sahip. Ankara'da askerlik yaptığını ve o dönemde Türkiye Cumhuriyete'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü ile karşılaştığını ifade ederek, "O anları hiç unutamıyorum. Hem Mustafa Kemal Atatürk'ü hem de İsmet İnönü'yü askerlik dönemimde gördüm," diye konuşuyor.
Kayınpederi Adil Arıcı'nın bakımını üstlenen Zahide Arıcı ise, onun askerlik anılarını paylaşıyor: "Bir komutan kayınpederime 'keşke oğlum olsaydın.' demiş. Ancak kayınpederim bu teklifi kabul etmeyerek dönmüş. Atatürk ve İsmet İnönü'yü gördüğünü her zaman anlatırdı"
Tarihe tanıklık etmiş yaşayan efsaneler
Sabiha Demirkol, Guli Güncü ve Adil Arıcı gibi yaşayan efsaneler, Türkiye'nin yakın tarihine tanıklık etmiş, Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren zorlu dönemler yaşamış ve bu süreçleri ilk elden anlatmış kişiler olarak öne çıkıyor .
Onların anıları, kültürel ve tarihi miras açısından büyük bir önem taşıyor. Bu tanıklıklar, genç nesillere aktarılması gereken değerli bilgiler içeriyor ve Türkiye'nin sosyal tarihi için büyük bir arşiv oluşturuyor.
1923 dönemi
Sabiha Demirkol, Guli Güncü ve Adil Arıcı'nın 1923 dönemine ilişkin anlattıklarından yola çıkarak, o döneme ait tarihi bilgileri hatırlıyoruz:
1923 yılı, Türkiye Cumhuriyeti için bir dönemin sonunu ve yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti. Ancak bu yeni dönemin başlangıcı, birçok zorluğa da sahne oldu. Kurtuluş Savaşı'nın ardından yorgun düşen ve yıkılmış bir altyapıya sahip olan Türkiye, savaşın yıkıcı etkilerini onarmak için ciddi çabalar harcadı.
1923 yılında Türkiye'nin ekonomisi, çeşitli zorluklarla mücadele etmekteydi. Savaşın yıkıcı etkileri ve Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü, ekonomik bir krizi tetiklemişti. Ülkenin yeniden inşası için yatırım ve kaynaklara ihtiyaç vardı.
Lozan Antlaşması'nın imzalanmasının ardından Türkiye'nin sınırları belirlenmiş olsa da, ülkede hâlâ siyasi istikrarsızlık vardı. Yeni devlet yapısının kurulması ve Atatürk'ün reformları, siyasi çalkantıların aşılması için atılan adımlardı.
Kurtuluş Savaşı'nın getirdiği milli birlik ve beraberlik duygusu, sosyal değişimler için bir zemin hazırladı. Ancak bu değişimlerin halk tarafından tam anlamıyla benimsenmesi zaman aldı.
100 yılın ardından Türkiye, karşılaştığı zorlukları aşmayı başardı ve birçok alanda önemli ilerlemeler kaydetti. Ekonomi, eğitim, teknoloji ve sosyal yaşamda gözlemlenen bu olumlu değişimler, ülkenin küresel arenada daha etkin bir rol oynamasını sağladı.