Cübbeli Ahmet ve Egemen Bağış Arasındaki Gerilim Büyüyor

Cübbeli Ahmet Mahmut Ünlü ile eski Prag Büyükelçisi Egemen Bağış arasında sosyal medyada başlayan polemik, karşılıklı açıklamalarla yeni bir boyut kazandı.
Kamuoyunda “Cübbeli Ahmet” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü ile eski Prag Büyükelçisi Egemen Bağış arasındaki gerilim tırmanıyor. Bağış’ın kendisine “yanmaz kefen pazarlayıcısı” demesine tepki gösteren Ünlü, “Madem kefen satıcıydım, niçin benimle görüşmek için birçok teşebbüste bulundun?” ifadelerini kullandı.
Cenaze Töreni Sonrası Gelişen Tartışma
Geçtiğimiz yıl Prag Büyükelçiliğinden alınan Egemen Bağış, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut’un cenaze töreninde gündeme gelmişti. Bilal Erdoğan tarafından eli sıkılmayan Bağış’ın cenazedeki görüntüleri tartışmalara yol açtı. Cübbeli Ahmet Ünlü ise sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:
"Bilal Erdoğan Beyefendi’yi kalbimden Allah için sevmemin sebeplerinden biri daha ortaya çıktı. Merhûm Yiğit Bulut’un cenazesinde Egemen Bağış’ın elini sıkmamış. Merhûm Necip Fazıl’ın: 'Dindar ve kindar' sözünü hatırladım ve 'Herkes yağcı olmamalıydı, bazıları da dininin kinini tutmalıydı.' diye düşündüm. Allah-u Teâlâ, 'Bakara Sûresi kıyamet günü ashâbına şefâat etmek üzere gelecek' (Müslim, es-Sahîh, rakam: 804, 1/553) hadîs-i şerîfi hürmetine Bakara Sûresini Bilal Beyefendi’ye şefî’ eylesin ve dînî hassâsiyetlerinden dolayı her işlerinde ona tevfîkini refîk eylesin. Âmîn!"
Egemen Bağış’tan Yanıt: “Suskunluğum Asaletimdendir”
Cübbeli Ahmet’in sözlerine sosyal medya hesabından yanıt veren Egemen Bağış şu açıklamaları yaptı:
“Hz. Mevlana demiş ya; ‘Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var elbet. Lakin bir lafa bakarım, laf mı diye? Bir de söyleyene bakarım, adam mı diye?’ Yıllar önce görüntülü dijital imtihanla sınanmış ve içinden yetiştiği kurumdan kovulmuş birinin kime hizmet ettiği belli olmayan yorumları bize 'camdan evin varsa taş atma' sözünü hatırlattı. Fakat biz yine de onun seviyesine düşmeyeceğiz.
Sayın Bakanımız Egemen Bağış bey ve Cumhurbaşkanımızın değerli mahdumu Sayın Bilal Erdoğan’ın kardeşlik hukuku Egemen beyin ilk milletvekili olduğu 2002 yılına dayanır ve ilk günkü kadar içten ve samimidir. O gün de cenaze öncesi vakit namazında camii içerisinde görüşüp selamlaştıklarının yüzlerce şahidi vardır.
Egemen Bey yıllar önce FETÖ iftiraları ortaya atıldığında suç duyurusunda bulunmuş ve kayıtların analizini gerek ulusal gerekse, uluslararası bağımsız ses laboratuvarlarına yaptırıp, montaj olduğunu ispat etmiş, raporları da yayınlatmıştı. Gerçi bilime alerjisi olan, peşin hüküm veren, yanmaz kefen pazarlayıcıları yine itiraz eder. Alıştık. Ama bu paylaşım onların gönlünü almak için değil, gerçeği merak eden kardeşlerimiz için."
Cübbeli Ahmet’ten Yeni Açıklama: “Hakikat Ortadadır”
Egemen Bağış’ın açıklamasının ardından, Cübbeli Ahmet Ünlü tartışmayı büyüten bir paylaşımda bulundu:
“Ey Egemen! Madem ben kefen satıcıydım, sana kefen mi lazım olmuştu da merhûm Medîneli Ali Efendi’yi üç kere benimle barışmak için devreye soktun? Sonra İsmailağa Vakfı’na gittin, Bakara Sûresi ile alay ettiğin halde onlar seni çay kahve ağırladılar ve bana ‘görüşülse, barışılsa’ diye ricâcı oldular ama ben senin beş paralık itibarın için Bakara Sûresi’ni satamazdım.
Daha konuşacak çok şey var fakat bel altı konuşmak bana yakışmaz, ayrıca herkesin bildiği fakat o işte şeriklerin çok olduğu için hedef olacağımı düşündüğümden şuan açıklamayı uygun görmediğim diğer bazı sıfatların da cabası.
Sen o ses kaydını inkâr ederek montaj diyeceğine çık: ‘Bakara Sûresi ile alay etmek irtidâdtır, ama ben îmân tazeledim, nikâh tazeledim’ diye tövbeni açıkla, ondan sonra kimse seninle uğraşmasın. Tövbeni kabul edip etmemek Allah’a kalmıştır, insanların beyânı esastır diyelim ve konuyu kapatalım. Ama sen bunu montaja hamledip milleti aldatmaya devam ettiğin sürece bizden asla yüz bulamazsın.
Hüdâyî Cemâatine ait Şah-ı Nâkşibend Sempozyumu’nda tam yanıma gelmeye uğraştın ama ben önceden Murat Soydan Hoca’yı araya yerleştirerek senin yanıma oturmanı engelledim ve seninle göz göze gelmemeye çok özen gösterdim. Madem adam değildim veya kefen satıcıydım niçin benimle görüşmek için birçok teşebbüste bulundun?!
Şimdi tabii bunların hepsini inkâr edebilirsin ama hakikat ortadadır, benim yalan konuşmayacağımı herkes bilir. Eğer o kefen işinden ben satıp para yediysem Allah bana kefen nasip etmesin, eğer sen yalan konuşuyorsan Allah sana kefen nasip etmesin. Âmîn!"