BRICS Zirvesi’nin yeni dünya düzenine etkileri / Al Ain Türkçe Özel
Dünyanın gözü, Johannesburg’daki BRICS Zirvesi’nde... Zirvenin anlamını, konuşulacakları Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Zeynep Deniz Altınsoy, Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Bugün Johannesburg'da düzenlenecek BRICS Zirvesi, özellikle yeni üyelik başvuruları ve Çin-Afrika ilişkileri olmak üzere bir dizi kritik konuyu ele alacak. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in de katılacağı bu yüz yüze toplantı, salgın sonrası dönemin önemli bir kilometre taşı olacak. Yeni dünya düzeni konusunda kritik öneme sahip toplantıyı, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Zeynep Deniz Altınsoy’la konuştuk.
BRICS'in potansiyel genişlemesi bağlamında, 23 farklı ülkenin üyelik için resmi başvuruda bulunmuş olması, organizasyonun artan küresel önemini gösteriyor. Bu durum dikkate alındığında, üyelik kabul kriterlerinin belirlenmesi konusunda BRICS ülkeleri ne tür metodolojik yaklaşımlar benimsemeyi ve hangi faktörleri öncelikli olarak değerlendirmeyi planlıyor?
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin üye bulunduğu BRICS ülkeler grubu, dünya nüfusunun yüzde 41'ini, küresel hasılanın da yüzde 31'inden fazlasını oluşturuyor. BIRCS Ülkelerinin toplam nüfusu 3,2 milyar. Yani dünya nüfusunun yüzde 41 ini oluşturan bir üye topluluğundan bahsediyoruz. Toplam GSYİH 56 trilyon dolar yani küresel hasıla içindeki yeri de haliyle önemli bir ölçüye yükseliyor.
Brezilya, Çin , Rusya, Hindistan ve Güney Afrika Cumhuriyeti ile 2009 da kurulan bu birlik ekonomik ve siyasi küresel iş birliği içinde olmayı hedefliyor. Ekonomik işbirliklerinde kullanılmak üzere New Development Bank’ın kasasına 98 proje için 32 milyar dolarlık bir fon sağlandı. Fonun büyüklüğü düşünülürse yeni katılım başvurusu yapan 22 ülkenin aslında hem fon sağlama hem de kendi bölgeleri içinde kalkınma sağlamaları açısından benzeri yapılarla küresel ölçekte alternatif olmaya aday gibi görünüyor.
Özellikle Rusya’nın tahıl koridorundan çekilmesi ve kendi dışında bir tahıl tedariğinin yapılmasına alternatif kabul etmediğini gösteren geçen haftaki olaylar da hesaba katılır ve Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin’in “Afrika’yla askeri, ekonomik işbiirliğini geliştirip Afrika’daki açlık sınırında olan ülkelere tahıl desteğinin önemli bir kısmını bedava vereceğiz” sözleri Afrika’nın zaten 2. Dünya Savaşından sonra özel bir ilgi ve gönül desteği verdiği Rusya için Afrika politikalarında BIRCS ülkelerinden destek alması zor olmayacaktır. Bu da bugüne kadar Afrika’nın batı tarafından sömürüldüğü gerçeğini kabul eden üye devletler için yeni bir yatırım alanı olarak Afrika’ya nüfuz edebilme olanağını da açacaktır.
Çin için Afrika zaten alt yapı alanında içinde olduğu bir alan... Xİ Jinping de katılacağı bu toplantıda muhtemeldir ki yatırım olanaklarının konuşulduğu noktada bunu destekleyecektir.
22-24 Ağustos'ta düzenlenecek BRICS zirvesinde, evvela Müslüman ülkelerin epey fazla olduğu yeni üye alımları ve ortak para birimi konusunda atılacak adımlar konuşulacak.
Bu durumda şöyle bir farkındalık ortaya çıkıyor, birincisi dünyadaki Amerikan doları hegemonyasının kırılması hedefleniyor ve ortak para birimi konusu yakın zamanda Türk Devletler Teşkilatı içinde de gündeme gelmiş bir konudur. Bu nedenle kritik konu ABD’nin küresel anlamda elinde tutmuş olduğu para piyasasından etkilenmeyi en aza indirecek olan adımları yaratacak oluşumlar ve birliktelikler ortaya çıkarmak...
Haklı olarak bu konularda emek harcayacak ve elini hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak taşın altına sokabilecek, siyasi istikrarı belirli kriterler üzerinden sağlanmış ülkeler üye olarak tercih edilecektir. Bunun haricinde egemen eşitlik ekseninde, belirlenen kriterlere sahip olmadığı düşünülen ülkelerin birer bağımsız devlet olduğu gerçeğinden hareketle ilgili kriterleri yerine getirmeleri ya destekle sağlanacaktır ya da zamanla kontrollü şekilde o kriterleri sağlaması beklenecektir.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in zirveye katılması ve aynı zamanda Güney Afrika'ya birziyaret gerçekleştireceğini açıklaması, Çin-Afrika ilişkilerinin derinleşmekte olduğuna işaret ediyor. Peki bu durum, diğer BRICS ülkeleri tarafından nasıl değerlendirilecek ve Çin'in bu artan etkisine nasıl bir yaklaşım sergileyecekler?
BRICS İş Konseyini bir rapor yayınladı. Bu rapora göre üye ülkelerin toplam gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) 56 trilyon doları geçiyor ve küresel hasılanın yüzde 31,5'ini oluşturuyor. Buna göre bu oranın 2030'a gelindiğinde yüzde 50'ye ulaşması öngörülüyor. BRICS ülkeleri, küresel ticaretin yüzde 18'ini kontrol altında tutuyor ve dünya genelinde yabancı yatırımların yüzde 22'sini teşkil ediyor bu ülkelerden birisi de ÇİN. Her ne kadar ABD başkanı kendi ülkesindeki enflasyon sorununu Çin’in ekonomisine ve ucuz iş gücünün yaratmış olduğu sahte güce işaret ederek çözmeye çalışsa da şu bir gerçek ki Çin Afrika da özellikle alt yapı konusunda faaliyetlerini sürdürüyor. Bu faaliyetleri yürütürken yerel hiçbir işçi kullanmıyor, işçilerin yemeğine kadar Çin’den getiriyor ve sadece bu ülkelere alt yapı hizmetini sunarak bir nevi Batı’nın sömürge anlayışından çok da uzak bir politika sergilemiyor.
Burada Çin’in, Rusya ve Türkiye’nin Afrika yatırımları ile dengelenme ihtimali söz konusu olabilir. Türkiye zaten Afrika’ya hizmet götüren ülkeler göz önüne alınırsa tek ülkedir. Afrika’nın kendi değerlerinin yetişmesine imkan sağlayan üniversiteleri kuran, su kuyularını açan ve halkın gelişmesine ayrıca kendi demokratik gelişim süreçlerine fayda sağlayacak tüm imkanları sunan bir ülkedir. Rusya da aynı çizgiyi takip edip Çin’in ve Batı’nın izlediği politikalardan ziyade Türkiye’nin Afrika siyasetine destek verirse ya da ortak politika geliştirirse Çin burada dengelenebilir.
Zirvenin COVID-19 salgınının başlangıcından bu yana ilk yüz yüze toplantısı olacak olması, liderler arasındaki etkileşimi ve işbirliğini nasıl etkileyecek? Bu toplantı, üye ülkeler arasında çok taraflılık ve ortak kalkınma konularında nasıl bir sinerji yaratabilir?
Toplantının yüz yüze yapılması önemli. İnsanın doğası gereği yüz yüze yapılan görüşmelerden hep daha olumlu sonuçlar alınmıştır. Konuşulacak başlıkların bir çoğunda uzlaşı sağlama ihtimali yüksek.
BRICS oluşumu aslında ekonomik potansiyeli açısından Batı merkezli ekonomik sisteme güçlü bir alternatif olabilir. Bu yüzden gelişmekte olan ülkelerin ilgisini çekmesi kadar normal bir durum yok.
Arjantin, BAE, Bahreyn, Bangladeş, Belarus, Cezayir, Endonezya, İran, Kazakistan, Küba, Mısır, Nijerya, Senegal, Suudi Arabistan, Tayland, Tunus, Uruguay ve Venezuela resmi başvuruda bulundu. Bu ülkeler önemli bölgesel politikaları etkiliyor. Dolayısıyla hem insan haklarının uygulanması, ekonomik gelişmenin sağlanması, küresel anlamada siyasi, ekonomik, kültürel gelişim ve etkileşimin yaratılması açısından önemli etkiler yaratacak sinerjiyi ortaya çıkarabilir.