BAE ve Sudan’daki askeri teçhizat davası… Güven ve barış ülkesinden kararlı mesajlar
Birleşik Arap Emirlikleri’nin, askeri teçhizat ve silahların toprakları üzerinden Port Sudan yönetimine yasa dışı yollardan geçirilmesini önlemesiyle ilgili dosyada yeni gelişmeler yaşanıyor.
Bu gelişmeler, Nil halkının kanı üzerinden ticaret yapanlara dair kritik gerçekleri ortaya koyarken, güven ve barış ülkesi BAE’nin kararlı mesajlarını da gözler önüne seriyor.
Bu mesajlar özetle şunları vurguluyor:
• BAE’nin ulusal güvenliği kırmızı çizgidir.
• Ülke, güvenliğini tehdit eden her türlü yasa dışı faaliyete karşı sıfır tolerans gösterir.
• BAE hiçbir zaman çatışmaların geçiş noktası veya silah kaçakçılarının sığınağı olmayacaktır.
• Devletin itibarını hedef alan her girişim, güvenlik ve yargı kurumlarının yüksek hassasiyeti sayesinde başarısız olmaya mahkûmdur.
• BAE, Sudan halkını koşulsuz desteklemektedir.
• BAE, Sudan’daki çatışmanın barışçıl çözümünü savunmakta, savaşın uzamasına yol açacak şekilde hiçbir tarafı desteklememektedir.
Yaklaşan Yargılama Süreci
BAE Başsavcısı Dr. Hamed Saif Al Shamsi, 30 Nisan’da yaptığı açıklamada, Port Sudan yönetimine yasa dışı yolla askeri teçhizat geçirmek amacıyla yürütülen bir girişimin güvenlik güçleri tarafından başarısızlığa uğratıldığını, silah ve askeri malzeme ticareti ve kara para aklama faaliyetlerine karışan bir hücre üyelerinin yakalandığını duyurmuştu.
Devlet Güvenlik Savcılığı'ndan yetkili bir kaynak, perşembe akşamı WAM’a yaptığı açıklamada, olayla ilgili soruşturmaların tamamlandığını ve şüphelilerin yakında mahkemeye sevk edileceğini belirtti. Bu adım, BAE’nin şeffaflık ve adalet ilkesine bağlılığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Şüpheliler, BAE’deki bir havaalanında özel bir uçak içindeki “62×54.7” kalibreli Geranov tipi büyük miktarda mühimmatı incelerken yakalandı. Ayrıca iki şüphelinin üzerinde, yasadışı anlaşmada kullanılan paranın bir kısmı bulundu. Tüm işlemler, savcılığın gözetimi ve başsavcının verdiği resmî arama–el koyma izinleri doğrultusunda yapıldı.
Soruşturmalar, hücre üyelerinin Sudan ordusu içindeki bazı askeri liderlerle — subaylar, bürokratlar, siyasetçiler ve iş insanları — bağlantılı olduğunu; ayrıca ABD yaptırım listelerinde ve Interpol tarafından aranan kişilerle de ilişkiler bulunduğunu ortaya koydu.
Anlaşmaların, Sudan ordusunun Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve yardımcısı Yasir el-Atta’nın başında bulunduğu silahlandırma komitesi tarafından talep edildiği; Port Sudan yönetiminin mali sorumlusu Osman el-Zubeyr tarafından koordine edildiği belirtildi. Savcılık, başka isimlerin de yakında açıklanacağını duyurdu.
Yetkili kaynak, finansmanla ilgili “önemli bir sürprizin” ortaya çıktığını, ayrıca hücre üyeleri arasındaki yazışmalar, ses ve görüntü kayıtları, finansal belgeler ve yürütülen anlaşmalara ilişkin kapsamlı kanıtların toplandığını; bunların bir kısmının ülkedeki bir bankadan sağlanan fonlarla ilişkili olduğunu söyledi.
Yeni Bulgular
Savcılık kaynağının açıklamaları şu üç önemli unsuru ortaya koydu:
• Davada yer alan başka isimler de yakında açıklanacak.
• Port Sudan yönetimi lehine yürütülen askeri teçhizat finansmanının kaynağına dair “önemli bir sürpriz” bulundu.
• Hücre üyelerine ait maddi deliller, ses ve görüntü kayıtları, belgeler ve mesajlaşmalar ele geçirildi.
Bu gelişmeler, Sudan halkının kanı üzerinden kazanç sağlayan kişi ve grupların kimliklerini açığa çıkarırken, Sudan’daki savaşın uzamasında ordu içindeki bazı nüfuzlu isimlerin silah ticaretinden komisyon aldığını da gözler önüne seriyor.
Bu kişilerden birçoğu, geçmişte savaş suçları ve insan hakları ihlalleri nedeniyle uluslararası yaptırımlara uğramıştı.
Menfaatleri, çatışmayı körükleyen Müslüman Kardeşler yapısıyla örtüşüyor; çünkü bu kişiler, herhangi bir barış girişiminin kendi siyasi geleceğini ortadan kaldıracağının farkında.
Toplanan deliller, olayın inkâr edilmesi ya da çarpıtılması girişimlerini boşa çıkarıyor.
Önemli Ve Kararlı Mesajlar
Davanın taşıdığı bir diğer kritik mesaj, soruşturmaların tamamlanmasının ardından yargı sürecinin başlatılacak olması. Bu durum, BAE’nin tam şeffaflıkla hareket ettiğini ve yerel–uluslararası kamuoyuna doğruları aktardığını gösteriyor.
BAE’nin ulusal güvenliği kırmızı çizgidir; ülkenin topraklarının, iç savaşa sürüklenmiş bir devlete yönelik yasa dışı askeri malzeme ticaretine araç edilmesi asla kabul edilemez.
Bu olay aynı zamanda BAE güvenlik güçlerinin bulunduğu yüksek profesyonelliğin yeni bir örneğidir. Bu nedenle BAE, 2025 yılı ortasında Numbeo Güvenlik Endeksi’nde dünyanın en güvenli ülkesi olarak birinci sırada yer almıştır.
BAE hiçbir zaman:
• Silah kaçakçılarının geçiş güzergâhı,
• Çatışmaların lojistik merkezi,
• Suç örgütlerinin oyun alanı
olmamıştır ve olmayacaktır.
BAE’nin Barışı Destekleyen Diplomatik Rolü
BAE'nin kendi ulusal güvenliğini koruma çabaları, Sudan’da 31 aydır devam eden krizde barışçıl çözümü savunan uluslararası diplomatik girişimleriyle de uyumlu şekilde ilerliyor.
15 Nisan 2023’te krizin başlamasından bu yana BAE, kapsamlı bir siyasi çözüm, ateşkes ve insani yardımların ulaştırılmasını destekleyen aktif bir diplomasi yürütüyor.
BAE, bu pozisyonunu:
• Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi,
• BM Genel Kurulu,
• Arap Birliği zirveleri,
• Afrika Birliği toplantıları,
• Bağlantısızlar Hareketi zirvesi,
• Sudan krizine odaklanan Dörtlü Grup (BAE, Suudi Arabistan, Mısır, ABD)
gibi tüm platformlarda kararlılıkla dile getirdi.
BAE Dışişleri Bakanlığı, 5 Kasım’da yayımladığı açıklamada, Sudan’da derhal insani ateşkes sağlanmasına ve kapsamlı bir ateşkese yönelik uluslararası çabalara tam destek verdiğini bir kez daha vurguladı.
BAE’nin son olarak Sudan’a askeri teçhizat kaçırılmasını önlemesi, ülkenin asla kendi topraklarını çatışma bölgelerine silah sevkiyatında kullanılmasına izin vermeyeceğini tüm dünyaya gösterdi.
Aynı zamanda BAE, barış için çalışan güvenilir bir ortak olmayı sürdüreceğini ve Sudan halkına hem insani hem diplomatik desteğini kesintisiz sağlayacağını tekrar ilan etti.
Son girişimlerden biri, BAE’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Muhammed Ebu Şehab’ın 30 Ekim’deki BM Güvenlik Konseyi toplantısında, El-Faşir’deki yaşam kurtarıcı insani operasyonlar için ek 100 milyon dolar bağış açıkladığını duyurmasıydı.
Böylece, kriz başladığından bu yana BAE’nin Sudan’a yaptığı toplam yardım 700 milyon doları aşarken, son 10 yılda Sudan’a sağlanan toplam destek 3.9 milyar doları geçti.