Ayşe Barım tahliye talebiyle Adli Tıp’a sevk edildi

Gezi Parkı eylemleri soruşturması kapsamında tutuklanan menajer Ayşe Barım, sağlık sorunları gerekçesiyle tahliye talebiyle Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi.
Gezi Parkı eylemleri soruşturmasında tutuklanan Ayşe Barım, Adli Tıp Kurumu'na (ATK) sevk edildi. Barım'ın avukatı Deniz Ketenci, konuya ilişkin yaptığı açıklamada Barım'ın dün ATK'ye sevk edildiğini duyurdu.
Barım'ın avukatları, müvekkillerinin cezaevinde kalmasının hayatını ciddi şekilde tehlikeye attığı gerekçesiyle tahliye talebinde bulunmuştu. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi tarafından hazırlanan kapsamlı sağlık raporu, Barım'ın hem kalp hem de beyin sağlığı açısından yüksek ölüm riski taşıdığını belgelemişti.
Barım hakkındaki iddianame İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanmış, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.
Barım’ın "Gezi sürecinde sanatçıları organize ettiği, medya yoluyla kamuoyunu yönlendirdiği ve eylemlerin organizasyonuna katkı sunduğu" öne sürülüyor.
Protestoların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla gözaltına alınan ve 27 Ocak'ta tutuklanan Barım hakkında 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Kalbinde ve beyninde toplam 9 farklı ciddi hastalığı bulunan Ayşe Barım, cezaevinde hayati risk taşıyan sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. Barım’ın 6 ay içinde sağlık sorunları yüzünden cezaevinde defalarca bayıldığı belirtilmişti.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Gezi Parkı eylemlerine iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialar üzerine hakkında soruşturma başlatılan Ayşe Barım, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" iddiasıyla 27 Ocak'ta tutuklanmıştı.
Soruşturmada, Memet Ali Alabora'nın bir başka kişiyle yaptığı görüşmeye ilişkin tape içeriğinde, Gezi Parkı için sanatçılarla Gezi Parkı'nda bildiri yayımlanması konusunda fikir alışverişinin yapıldığı ve hayata geçirildiği iddiaları yer almıştı.
Barım'ın, Gezi Parkı davasının sanıklarından Osman Kavala, Çiğdem Utku Mater ve Memet Ali Alabora ile yoğun iletişiminin olduğu, menajerliğini yaptığı sanatçıları Gezi Parkı olaylarına katılmaları için yönlendirdiği, kendisinin de bu oyuncularla olaylara katıldığı belirtilmişti.