Ayşe Barım hakim karşısında: Gezi Parkı'nı organize etmem mümkün değil

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekle suçlanan Ayşe Barım, savunmasında “Gezi Parkı olaylarının olduğu yaz ben Ege kıyılarında ve yurtdışındayım. Gezi Parkı'nı organize etmem mümkün değil” dedi.
“Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından biri olmak” gerekçesiyle "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekle" suçlanan, 5 aydan uzun süredir cezaevinde tutuklu bulunan ve hakkında 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapsi istenen oyuncu menajeri Ayşe Barım, bugün ilk kez hâkim karşısına çıktı.
Çok sayıda ünlü isim Barım’ın duruşmasını takip etmek için Çağlayan Adliyesi’ne geldi. Zerrin Tekindor, Halit Ergenç, Serenay Sarıkaya, İbrahim Selim, Birce Akalay, Hakan Kurtaş, Merve Dizdar, Serkan Altunorak, Miray Daner, Ceyda Düvenci, Ezgi Mola, Bergüzar Korel, Metin Akdülger, Birkan Sokullu, İpek Bilgin gibi oyuncu ve sanatçı isimler duruşmayı salonda takip eden isimler arasında.
“ANLAM VEREMİYORUM”
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada hakim karşısında savunma yapan Barım, "Gezi Parkı eylemlerinin ardından soruşturmalar açıldı, davalar görüldü. Bu soruşturmalarda adım geçmedi. Ama 12 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekle suçlandım. Ben buna anlam veremiyorum" dedi.
Savunması sırasında gözyaşlarını tutamayan Barım, “Benimle ilgili bütün iddialar asılsızdır. Bu iddialar sosyal medya hesaplarında kimliği belirsiz kişiler tarafından yayılmıştır. Savunmamı yapmadan kendimden bahsetmek istiyorum. Hürriyet, ATV, Kanal D'de çalıştıktan sonra kendi şirketim ID İletişim'i kurdum. Bu sektöre çok emek verdim. Bu 23 yıldır ekibim ile birlikte çok önemli işlere imza attık. Sosyal medyada daha çok bot hesaplarca hakkımda çok aşağılayacı iftira kampanyası başlatıldı” ifadelerini kullandı.
Barım şunları söyledi:
“Bu kampanya birlikte çalışmaktan gurur duyduğum bir oyuncum üzerinden haksız para kazandığım yönündeydi. Bu iddialar benim sektörde 'tekelci' sıfatı taşıyan Ayşe Barım yaratıldı. Bu iddiaların üzerinden 1 ay geçmesiyle yeni bir iftira atıldı. Benim Gezi Parkı olaylarını provoke ettiğim üzerine iftiralar atıldı. Polisler evime geldi, 3 gün nezarethanede bekletildim. 27 Ocak'tan beri tutukluyum. Tutukluluğumun 92. gününde iddianamem hazırlandı.
“GEZİ PARKI’NA BİR KERE GİTTİM”
Gezi Parkı eylemlerinin ardından soruşturmalar açıldı, davalar görüldü. Bu soruşturmalarda adım geçmedi. Ama 12 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmekle suçlandım. Ben buna anlam veremiyorum.
Ben Gezi Parkı'na bir kere gittim. İddianamede de birçok fotoğrafım var ancak üzerimdeki kıyafetim aynı çünkü ben parka 1 kere gittim. O günde de oyuncularım parka gitme kararı almıştı. Bunun üzerine parka gitme zorunluluğum oluştu. Spontan bir karar üzerine oyuncularım setten çıkıp oraya gittiğim için ben de oraya gittim.
O dönemde orada bir dolu ünlü Gezi Parkı'na gidiyordu. Ünlü isimler Gezi Parkı Oteli'nin yanında toplandı. Orada bir açıklama yapılmak istendi. Oyuncular bir megafonu elden ele gezdirerek açıklama yaptı. Benimle çalışmayan birçok oyuncu da oradaydı ancak iddianamede hepsi benim oyuncum gibi gösterilmiş. Örnek olarak Şafak Sezer ve Zerrin Tekindor gibi birçok oyuncu o dönem bizimle çalışmıyor. Ancak 2013'te bizimle çalışmıyor diye gösteriliyor. 43 oyuncu ile çalışıyormuşuz o zaman 12 oyuncumuz oradaymış. Ben başarılı bir menajer olarak yalnızca 12'sini mi yönlendirebilmişim?
Telefonda konuşmam benim orada oyuncularımı yönlendirdiğim anlamına gelmiyor. Ben o gün orada olmayan oyuncularım ile de 6 kere konuşuyorum. Ben başarılı bir menajer olarak orada işimi yapıyorum.
“BEN 2013 YILINDA OSMAN KAVALA’YI TANIMIYORDUM”
Ben 2013 yılında Osman Kavala'yı tanımıyordum. Beni Osman Kavala ile Fatih Akın tanıştırıyor ve bu 2014 yılında yaşanıyor. Daha sonradan suçlu bulunan biriyle sonradan tanışmam suçlamalara dahil edilmemeli. Ben Çiğdem Mater Utlu ile 2019 yılında mezunu olduğum Boğaziçi Üniversitesi’nde tanıştım. Gezi Parkı eylemleri zamanında kendisi ile tanışıklığım yok.
Yayınlanmayan bir bildirinin tapesi benim adımın da içinde bulunmadığı bir bildiri suç unsuru olarak gösteriliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Ben öğrencilik hayatımda da profesyonel hayatımda da bir siyasi partinin görüşün üyesi olmadım. Çok da temkinliyimdir, sektörde de böyle bilinirim.
“YAŞAM HAKKIMI GERİ İSTİYORUM”
Gezi Parkı olaylarının olduğu yaz ben daha çok Ege kıyılarında ve yurtdışındayım. Bir kere gittiğim Gezi Parkı'nı organize etmem mümkün değil.
"Buraya girmeden önce tespit edilen kalp rahatsızlığım ve beyin anevrizmam var. Bütün bunlar olurken ben içeride bir sağlık mücadelesi veriyorum. İlk itirazımızda Asliye Ceza Mahkemesi beni tahliye etmişken savcılık beni yeniden tutukladı. Yaşam hakkımı geri istiyorum. Ben yaşam hakkımı sizin adaletiniz ve vicdanınıza bırakıyorum”