AB Parlamentosu’ndan 2035 geri vitesi benzinli ve dizel araç yasağı kalktı
AB Parlamentosu, 2035’te benzinli ve dizel satış yasağı çizgisini geri çekerek üreticilere 2021’e göre %90 egzoz emisyonu azaltımı ve kalan pay için karbon kredisiyle telafi şartı getiren yeni bir çerçeveyi benimsedi.
AB Parlamentosu, 2035 yılına kadar yeni benzinli ve dizel araç satışını yasaklamayı öngören düzenlemeyi Salı günü geri çekti. Yeni çerçevede otomobil üreticilerine, yeni araçlardan kaynaklanan egzoz emisyonlarını 2021 seviyelerine göre yüzde 90 oranında azaltma zorunluluğu getirildi. Daha önce bu hedefin yüzde 100 olması öngörülürken, geri kalan emisyonların ise farklı yöntemlerle karbon kredisi aracılığıyla telafi edileceği belirtildi. Kararın, birlik içinde iklim hedefine ilerlerken aynı zamanda krizden etkilenen otomotiv sektörünü güçlendirmeyi amaçladığı vurgulandı.
AFP’nin haberine göre, AB’nin sanayi sorumlusu Stephane Sejourne, Avrupa otomotiv endüstrisi için “can simidi” olarak nitelendirilen planı sunarken birliğin yeşil hedeflerinin geçerliliğini koruduğunu ifade etti. Sejourne, “Avrupa Komisyonu hem pragmatik hem de iklim hedefleriyle tutarlı bir yaklaşım seçti,” dedi.
2023’te Kabul Edilmişti
2023’te kabul edilen içten yanmalı motor yasağı, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir zafer olarak görülmüştü. Ancak otomobil üreticileri ve destekçileri, Çin’den gelen şiddetli rekabet ve elektrikli araçlara (EV) geçişin beklenenden daha yavaş ilerlemesi nedeniyle Brüksel’in düzenlemeyi gevşetmesi için son bir yıldır yoğun lobi faaliyetleri yürütüyordu. Yasağın zayıflatılması, AB’nin bu yıl birçok çevre yasasını geri çekmeye dönük iş dünyası yanlısı hamlelerinin en dikkat çeken sonuçlarından biri olarak kayda geçti; geri adımların gerekçesi ise söz konusu düzenlemelerin büyümeyi olumsuz etkileme riski taşımasıydı.

2035’ten Sonra da Satışlar Sürecek
Yeni düzenleme, pratikte otomobil üreticilerinin 2035’ten sonra da sınırlı sayıda kirletici araç satmaya devam edebilmesine kapı aralıyor. Bu kapsamda şarj edilebilir hibrit araçlar ile dizel otomobiller de yer alıyor. Ancak bunun için, bu araçların atmosfere saldığı ve gezegeni ısıtan emisyonların iki tür karbon kredisi yoluyla telafi edilmesi gerekecek.
İlk telafi yöntemi, otomobil üretiminde Avrupa’da üretilen düşük karbonlu çeliğin kullanılmasıyla sağlanacak. İkinci yol ise otomobil üreticilerinin kontrolü dışında olacak; enerji şirketlerinin her yıl piyasaya sürdüğü e-yakıt ve biyoyakıt miktarına bağlı biçimde işleyecek.
Geçtiğimiz yıl işten çıkarmalar ve fabrika kapanışları duyurularıyla boğuşan, yaklaşık 14 milyon kişiyi istihdam eden ve Avrupa GSYİH’sının yaklaşık yüzde yedisini oluşturan Avrupa otomotiv endüstrisi, 2035 hedefinin artık gerçekçi olmadığını savunuyordu. Üreticiler, yüksek başlangıç maliyetleri ve 27 üyeli birliğin bazı bölgelerinde yeterli şarj altyapısının bulunmaması nedeniyle tüketicilerin elektrikli araçlara geçişinin yavaş kaldığını dile getiriyor. Sektör verilerine göre, 2025 yılının ilk dokuz ayında satılan yeni araçların yüzde 16’sından biraz fazlası batarya ile çalışacak.
AB Parlamentosu’nun en büyük grubunun muhafazakâr başkanı Manfred Weber, yeni hedefi memnuniyetle karşılayarak “teknolojileri yasaklamanın” aşırı sağcı popülistlere bir hediye olacağını söyledi. Buna karşılık İspanya, Fransa ve İskandinav ülkeleri dahil eleştirmenler, yasağın kaldırılmasının elektriğe geçişi yavaşlatma, AB’nin yeşil gündemini baltalama ve elektrifikasyona yapılan yatırımları caydırma riskini taşıdığı uyarısında bulundu. Stratejik Perspektifler adlı düşünce kuruluşunun direktörü Neil Makaroff ise, dünyanın geri kalanının bataryalar ve elektrikli araçlar yönünde endüstriyel bir yarışa girdiğini hatırlatarak, yarının işlerinin ve yeniliklerinin hâlâ dizel ya da benzinli motorlarda olduğunu iddia etmenin Fransız ve Avrupa otomotiv endüstrisini “gerilemeye mahkum” edeceğini söyledi.

Yeşil Filolar ve Ek Paket
Komisyon, AB Parlamentosu ve üye devletlerin onayına ihtiyaç duyan bir paket kapsamında otomotiv sektörünü desteklemek için ek önlemler de açıkladı. 2035’e kadar olan süreçte üreticiler, AB’de üretilen küçük ve “uygun fiyatlı” elektrikli otomobiller için “süper kredilerden” faydalanacak; bu yöntemle emisyon hedeflerine ulaşmanın kolaylaştırılması hedefleniyor. Buna göre, 4,2 metreden kısa elektrikli otomobillerin satışları 1,3 kat daha fazla sayılacak ve böylece üreticilerin filo içinde sıfır emisyonlu araç payı muhasebe üzerinden artırılmış olacak.
Komisyon ayrıca, ticari araçlar için 2030 ara emisyon hedefinin %50’den %40’a düşürülmesini ve kamyon üreticilerine, otomobil üreticilerine daha önce yapılan bir taviz doğrultusunda, kendi 2030 hedeflerine ulaşmaları için daha fazla süre tanınmasını önerdi. Elektrikli araç satışlarını artırmak amacıyla orta ve büyük ölçekli firmaların filolarını çevre dostu hale getirmeleri gerekecek; zira bu filoların Avrupa’daki yeni otomobil satışlarının yaklaşık yüzde 60’ını oluşturduğu belirtildi. Ülkelere göre farklılık gösterecek hedeflere göre, şirketlerin satın aldığı yeni araçların en az yüzde 30’unun sıfır veya düşük emisyonlu olması gerekecek; daha zengin ülkelerde bu çıtanın daha yüksek tutulacağı kaydedildi. Son olarak AB, faizsiz krediler yoluyla Avrupalı pil üreticilerini desteklemek için 1,5 milyar euro sağlayacak.
AB verilerine göre, karayolu taşımacılığı Avrupa’daki toplam küresel ısınmaya neden olan emisyonların yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor ve bunların yüzde 61’i otomobillerin egzoz borularından kaynaklanıyor.