Akşener'den AKP'li Özlem Zengin'e tepki: "Şu utanmazlığa bakar mısınız, gerçekten ibretlik"
‘KENDİNDEN OLMAYANA TERÖRİST DİYEN BU ZİHNİYET, , KENDİNE OY VERMEYENE BELA OKUR HALE GELDİ’
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akşener AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'e tepki göstererek, "Yani bu arkadaş diyor ki; ‘Tacize, tecavüze uğrayan kadın susuyorsa, susmak zorunda kalıyorsa, onursuzdur.Aradan zaman geçtikten sonra konuşuyorsa, yine onursuzdur.’ Milletin vekili olduğunu iddia eden bir insanın sözlerine bakar mısınız? Bir iktidarın milletinden nasıl uzaklaştığına bakar mısınız? Şu utanmazlığa bakar mısınız? Gerçekten ibretlik" dedi.
Artı gerçek gazetesinin haberine göre, Akşener’in gündeminde HDP’li milletvekillerine beddu eden AKP’li Mehmet Özhaseki’de vardı. Akşener, Özhaseki’ye, “Sonra çıkıp, sırf size oy vermiyorlar diye, bu memleketin insanlarına bela okuyacaksınız” tepkisinde bulundu.
Akşener’in konuşmasından satırbaşları şu şekilde:
AKP'li Mehmet Özhaseki'nin sözlerine de tepki gösteren Akşener, "Milletine bela okuyan bir siyasetçi. Bu Türk siyasi tarihinde bir ilk. Bu Türk siyasi tarihinde utançla hatırlanacak bir terbiyesizlik. “Nereden nereye geldi Türkiye”, değil mi? Dün kendinden olmayana terörist diyen bu zihniyet, Bugün, işi iyice abartıp, kendine oy vermeyene bela okur hale geldi." şeklinde konuştu. Akşener sözlerini şu şekilde sürdürdü; Bir yandan Apo’nun mektubunu okutturup, el birliğiyle teröriste güzellemeler yapacaksınız, Kırmızı bültenle aranan kardeşinin ayağına, devletin televizyonunu gönderip, röportaj yapacaksınız, Sonra çıkıp, sırf size oy vermiyorlar diye, bu memleketin insanlarına bela okuyacaksınız. Yazıklar olsun. İşin en acısı da ne biliyor musunuz? Bu şımarık, bu şuursuz davranışlarla, bölücü teröre hizmet ettiklerinin farkında bile değiller. Terör örgütünün yöneticileri, şu an sırıtarak el ovuşturuyorlardır. Düşünsenize, hükümetten biri çıkıp dünyaya, ‘PKK’nın 6 milyon destekçisi var’ diyor. İşte size Ak Parti’nin devlet yönetimi anlayışı… İşte size Ak Parti yöneticilerinin gerçek yüzü.
Bugünlerde Ak Parti’nin üst düzey kadroları, milletimize tepeden bakan o çirkin tavırlarını, insanımızı sürekli kutuplaştıran o kirli zihniyetlerini, teker teker dışa vurmaya devam ediyorlar. Bir Ak Parti milletvekili, üstelik de, kadın bir milletvekili, Çıktı, Ak Parti’ye göre onurlu kadının tarifini yaptı. Tacize, tecavüze, utanmazlığa maruz kalan kadınlar için, utanmadan, ‘Onurlu kadın bir sene beklemez, ertesi gün şikayet eder.” dedi. Yani bu arkadaş diyor ki; 'Tacize, tecavüze uğrayan kadın susuyorsa, susmak zorunda kalıyorsa, onursuzdur.Aradan zaman geçtikten sonra konuşuyorsa, yine onursuzdur.' Milletin vekili olduğunu iddia eden bir insanın sözlerine bakar mısınız? Bir iktidarın milletinden nasıl uzaklaştığına bakar mısınız? Şu utanmazlığa bakar mısınız? Gerçekten ibretlik…Dava arkadaşlarım; Bu arkadaşların siyaset anlayışında makbul olan liyakat değil, cehalet olduğundan, Özellikle, bilmedikleri, anlamadıkları konularda, üst perdeden konuşmayı marifet sayıyorlar. Doğrusunu anlatmak da, mecburen bizlere düşüyor… Bu arkadaşların, bilimle pek ilgileri olmadığını biliyoruz ama, psikologlar, araştırmacılar diyor ki; ‘Kadınların yaşadığı travma ne kadar ağırsa, ortaya çıkması da o kadar zordur.Toplum baskısı ne kadar ağırsa, bu konuları konuşmak da o kadar zordur.’ Daha da ötesi, bu vizyonsuz arkadaşların dünyada olan bitenden de haberi yok. Bütün dünyada, kadınlara cesaret aşılayan bir “meToo” hareketi var. “meToo” hareketi, toplumun baskısından korkan, binlerce taciz mağduru kadına cesaret verdi.10 yıldır, 20 yıldır saklanan taciz olaylarının ortaya çıkmasına vesile oldu. Ama tüm bunlar, torunu yaşındaki bir kadın siyasetçiye, sırf kendinden değil diye, “vitrin süsü” diyebilen bir genel başkan, ve onun meclis grup başkanvekilinin umurunda bile değil. Ne kadar acı. Oysa bizlerin görevi, kadınları, uğradıkları felaketlere karşı cesaretlendirmektir. Haklarını aramaları için cesaretlendirmektir. Şikayet edeni onursuz ilan ederek, bir travma daha yaşatmak değildir. Vicdan bunu gerektirir. Ahlak bunu gerektirir. Ve aynı zamanda “Onurlu Siyaset” bunu gerektirir. Cinsel tacize, tecavüze uğrayan kadınlar için, başvuru süresi mi var? 3 iş günü içinde şikayetçi olmayana, namussuz mu diyeceksiniz? Kadın haklarını içine sindiremeyen erkekler yetmedi, bir de seninle mi uğraşacağız? Zihniyetiniz batsın. İster bir gün sonra, ister 10 yıl sonra söylesin. Hakkını arayan her kadın onurludur. İYİ Parti, hakkını arayan her kadının daima yanında olacaktır. Buradan şiddet gören, hakkı yenilen, tacize maruz kalan tüm kadınlarımıza sesleniyorum. Onlar bıraksa da, onlar size onursuz dese de, biz sizin yanınızdayız. Sizi asla yalnız bırakmayacağız. Değerli milletvekilleri; Aynı zihniyetin çok acı bir başka yansımasına da, bir Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı’nın, akıl almaz sözleriyle şahit olduk. Bu yönetici çıktı, bu ülkenin 6 milyon vatandaşına “Allah belanızı versin.” dedi. Milletine bela okuyan bir siyasetçi. Bu Türk siyasi tarihinde bir ilk. Bu Türk siyasi tarihinde utançla hatırlanacak bir terbiyesizlik. Nereden nereye geldi Türkiye”, değil mi? Dün kendinden olmayana terörist diyen bu zihniyet, Bugün, işi iyice abartıp, kendine oy vermeyene bela okur hale geldi. Bir yandan Apo’nun mektubunu okutturup, el birliğiyle teröriste güzellemeler yapacaksınız, kırmızı bültenle aranan kardeşinin ayağına, devletin televizyonunu gönderip, röportaj yapacaksınız, sonra çıkıp, sırf size oy vermiyorlar diye, bu memleketin insanlarına bela okuyacaksınız. Yazıklar olsun. İşin en acısı da ne biliyor musunuz? Bu şımarık, bu şuursuz davranışlarla, bölücü teröre hizmet ettiklerinin farkında bile değiller. Terör örgütünün yöneticileri, şu an sırıtarak el ovuşturuyorlardır. Düşünsenize, hükümetten biri çıkıp dünyaya, “pkk’nın 6 milyon destekçisi var.” diyor. İşte size Ak Parti’nin devlet yönetimi anlayışı… İşte size Ak Parti yöneticilerinin gerçek yüzü. Çıktığım her televizyon programında, her konuşmamda defalarca söyledim. Bu memleketin hiçbir vatandaşı, herhangi bir partinin kulu, kölesi, marabası değildir. Oy vermek bir vatandaşlık hakkıdır, ve kimse, oy verdiği partinin politikalarından sorumlu değildir. Seçim olur, milletimiz önündeki seçeneklerden birine oyunu verir. Ama sırf vatandaşlık hakkını kullandı diye, kimseye suçlu muamelesi yapamazsınız. Böyle devlet yönetilmez. Buradan, başta Sayın Erdoğan’ı ve partisinin yöneticilerini, ciddiyete ve sorumluluklarının farkına varmaya çağırıyorum.