Ahmet Hakan’dan Narin yorumu: Yansın bu dünya
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Narin konusunda “Yansın bu dünya” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teğmenlerin kılıçlı yemini konusunda yaptığı açıklamalar, Dilan-Engin Polat konusu ve Özgür Özel’in tarzı da Ahmet Hakan’ın gündemindeydi.
8 yaşındaki Narin’in cenazesinin bulunması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teğmenlerin kılıçlı yemini konusundaki açıklamaları, Dilan-Engin Polat çiftiyle ilgili gelişmeler ve CHP Tüzük Kurultayı’nda Özgür Özel, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu arasında yaşanan ilginç diyalog... Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bu üç konuda görüşlerini anlattı. Narin konusunda “Yansın bu dünya” dedi.
Ahmet Hakan’ın yazısının o bölümleri şöyle;
Yansın bu dünya
8 yaşındaki bir yavrudan ne istediniz?
O masumiyete nasıl kıydınız?
*
Hangi iğrenç motivasyonla öldürdünüz Narin’i?
Üzerindeki giysilerle bir çuvala nasıl koydunuz minik yavrunun cesedini?
*
Amca mı yaptı bu vahşi eylemi?
Aileden başkaları da karıştı mı vahşete?
*
Elbirliğiyle mi taşıdılar o çuvalı dere kenarına?
Çuvalın üzerini taşlarla kaç kişi kapattı?
*
Yansın bu dünya.
Ama katiller de bulunsun.
*
Ailenin, sülalenin, mezranın kahrolası sessizliği dağıtılsın.
En başından en sonuna kadar bu vahşete karışanlar ve susanlar hesap versin.
*
Biliyorum, yine soğumayacak yüreklerimiz.
Ama en azından o büyük yangına bir iki kova su dökülmüş olacak.
ERDOĞAN’IN TEĞMENLER YORUMU: KARARLILIK DA VAR ŞEFKAT DE VAR
Erdoğan’ın teğmenler hakkında yaptığı konuşmasında...
Sert cümleler de var, şefkat tınısı taşıyan cümleler de var.
*
Şu cümleler, kararlı bir ödünsüzlük içeriyor:
*
“Bakılacak, araştırılacak. Birkaç kendini bilmez temizlenecek. Demokratik denetim mekanizmaları çerçevesinde gerekli adımları atacağız.”
*
Şu cümlelerde ise şefkat tınısı var:
*
“Birinci olan üç kızımız var. Birinin ismi İkra, Manisalı ve birinci oldu. Diğer ikisi de birer Anadolu yavrusu. Bu oyuna nasıl geldiler?”
*
Buradan öyle çok anlamlı, çok kuvvetli, çok farklı bir sonuç çıkarmıyorum.
Amacım sadece bu detayı kayda geçirmek.
KORKARIM ENGİN DİLAN’I KAPIYA KOYACAK
Şımarıklığın başlarına ne türden işler açtığının bir tek Engin farkında sanırım.
*
Çünkü Engin’den Dilan’a yönelik mesajlar hep şöyle:
*
- Sosyal medyadan uzak dur.
- Paylaşım yapma.
- Sakin ol.
- Sessiz kal.
- Bırak o telefonu elinden.
Falan.
*
Fakat Dilan, şımarık ve küstah gösterişçiliği bir tür varoluş nedeni haline getirdiğinden.
Duramıyor. Dayanamıyor. Uzak kalamıyor.
Gösteriş yapmadığı zamanlarda yaşamdan tat alamıyor.
Ferrari’sini göstermezse Ferrari sahibi olduğunun zevkini çıkaramıyor.
*
Başlarına ne geldiyse biraz da işte bu görgüsüzlük yüzünden geldi.
Engin bunun farkında.
Dilan farkında bile değil.
*
Bu gerilim Engin’in Dilan’a kapıyı kapatmasıyla sonuçlanabilir.
*
Böyle bir şey olursa Dilan, “Engin bana açık kapı al” der mi acaba?
ÖZGÜR ÖZEL ŞİRİNLİĞİ
Mansur Yavaş, bir protokol adabı üzerinden sitem etmiş kürsüden.
Bunun üzerine Özgür Özel bir yandan Ekrem İmamoğlu öbür yandan Mansur Yavaş’ı sakinleştirme yarışına girişmişler.
*
Özgür Özel’in gönül almak için verdiği fotoğraf ise bu.
Çok güldüm bu fotoğrafı görünce.
*
Fotoğraftan buram buram bir şirinlik yükseliyor.
“Aman Mansur Bey, canım Mansur Bey. Seni ben pek çok severim. Kusur benim. Ne olur affet” diyen bir şirinlik.
*
Özgür Özel şaşırtıcı bir siyasi kişilik.
İyi mi gidiyor kötü mü gidiyor bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var: Şaşırtarak gidiyor.