Davutoğlu'ndan İran-İsrail gerilimine sert tepki: Türkiye neden sessiz?
Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin İran-İsrail geriliminde sessiz kalmasını eleştirdi, adımların atılması gerektiğini belirtti.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İran'ın İsrail hedeflerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılar ve İsrail'in Şam'daki İran Büyükelçiliğine düzenlediği saldırılar karşısında Türkiye'nin sessiz kalmasını eleştirdi. Davutoğlu, Türkiye'nin adım atması gerektiğini belirten bir liste yayınladı ve ülkenin bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunması gerektiğini vurguladı.
TANSİYON YÜKSEK: İRAN'DAN İSRAİL'E SERT YANIT
İran, dün akşam saatlerinde İsrail'e 300'e yakın füze ve insansız hava aracı (İHA) ile karşılık verdi. Bu saldırı, dünya kamuoyunda geniş yankı buldu. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin konuya sessiz kalmasını eleştirerek sosyal medya üzerinden hükümete çağrıda bulundu.
SOSYAL MEDYA MESAJLARIYLA ÇAĞRI
Davutoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda, Ankara'nın tutumunu eleştirdi. "Uyan Ankara uyan! Dün gece bütün başkentler tepki gösterirken Ankara sessiz kaldı. Ne bir açıklama yapıldı ne de bir kriz toplantısı organize edildi," dedi. Davutoğlu, olası iki ihtimal üzerinde durdu: Yetkililerin açıklama hazırlamış ancak Cumhurbaşkanı'ndan onay alamamış olmaları veya Cumhurbaşkanı'nın ABD ziyareti öncesinde Washington'ı rahatsız edecek bir açıklamadan kaçınmış olması.
TÜRKİYE'NİN TUTUMU VE ÖNERİLEN ADIMLAR
Davutoğlu, İsrail'in İran Büyükelçiliğine saldırısına ve İran'ın misillemesine dikkat çekerek, Türkiye'nin atması gereken adımları 15 maddelik bir liste halinde sıraladı;
1) Ankara'da 24 saat görev yapacak -başta Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay ve MİT olmak üzere- kurumlar arası bir kriz masası oluşturulmalıdır.
2)İsrail ile İran arasındaki gerilimin kaynağının Gazze'deki soykırım olduğu gerçeği çıkış noktası olmalıdır.
3)Bu bağlamda, ABD ile en üst düzeyde -tercihen doğrudan liderler arasında- acilentemas kurularak Gazze'de ateşkes sağlanmadıkça bölgesel savaş riskinin tırmanmakta olduğu vurgulanmalı ve ABD'den Gazze'de derhal ateşkes için İsrail'e baskı yapması talebinde bulunmalıdır.
4)Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanının ABD ziyaretinin zamanlama açısından önem taşıdığı aktarılarak taraflar nezdinde atılabilecek ortak adımlarla ilgili bir çalışma başlatılması talebinde bulunulmalıdır. Gazze'de soykırım devam ederken yapılacak bu ziyaretin başarısının bir ateşkes çabasına bağlı olduğu vurgulanmalıdır.
5)ABD'ye başta İncirlik olmak üzere Türkiye'deki üslerin bölgedeki bir savaşta kullanılamayacağı bildirilmelidir.
6)Krizin ilk anından itibaren vurguladığımız gibi Türk hava sahası İsrail'e giden bütün uçuşlara kapatılmalıdır.
7)İran ile karşılıklı saygıya dayalı komşuluk ilişkisinin bir gereği olarak Türkiye'yi etkileyebilecek gelişmeler konusu başta olmaküzere süreçle ilgili istişari kanallar işletilmelidir.
8)Komşu ülkeler olarak krizdendoğrudan etkilenecek ülkelerin başında gelen Irak, Suudi Arabistan, Ürdün ve Lübnan ile ikili kriz koordinasyon mekanizmaları kurulmalıdır. Suriye ile de güvenlik ve istihbarat kanalları açık tutulmalıdır.
9)Gerilimin Körfeze yayılması ihtimaline karşı başta Katar olmak üzere Körfez ülkeleri ile yakın istişari temaslar gerçekleştirilmeli ve KİK nezdinde girişimde bulunulmalıdır.
10)Doğrudan temaslar için Dışişleri Bakanı düzeyinde acil bir bölge turu gerçekleştirilmelidir.
11)İsrail ile İran arasındaki gerilimin artması ihtimali üzerine bölgedeki tek NATO üyesi ülke olarak Türkiye'nin bu durumdan etkilenmemesi için NATO'nun taraf olmaması açık bir şekilde vurgulanmalıdır. Ayrıca, Türkiye'nin karşı karşıya kalabileceği risklerle ilgili ihtimaliyet çalışmaları başlatılmalıdır.
12)Bölgedeki gerilimi düşürecek tek unsur olan Gazze'de acil ateşkes için BMGK'nin daimi üyeleri ile her düzeyde düzenli görüşmeler gerçekleştirilmelidir.
13)Bu bağlamda ayrıca Güney Afrika, Brezilya, İrlanda ve Norveç başta olmak Gazze soykırımı konusunda aktif tavır almış ülkelerle bir "Ateşkes Girişim Grubu" oluşturularak uluslararası kamuoyu baskısı artırılmalıdır.
14)Türkiye'nin Irak, Katar ve Somali'deki üslerinde acil güvenlik tedbirleri alınmalıdır.
15)Türkiye bu süreçte hem kendi güvenlik öncelikleri ile ilgili tedbir alan, hem Filistin halkının haklı davasına desteğini sürdüren hem de bölgesel ve küresel barış için çaba gösteren bir ülke konumunu korumalıdır."