Zorla çalıştırma yoluyla 236 milyar dolar kazanç sağlanıyor!
Zorla çalıştırma iş dünyasında çoğumuzun bilmediği bir kavram. Oysa zorla çalıştırmayla yılda 236 milyar dolarlık kazanç elde ediliyor. Milliyet yazarı Cem Kılıç, bu kavramın ne demek olduğunu yazdı.
Milliyet Gazetesi yazarı Cem Kılıç, bugün çalışma dünyasının ilginç bir problemi olan zorla çalıştırmayı yazdı. Zorla çalıştırmanın ne demek olduğunu anlattı. Bundan ne kadar gelir sağlandığına ilişkin rakamlar verdi. Detayları sıraladı...
Cem Kılıç’ın yazısı şöyle;
Yoksulluk ve zorla çalıştırma
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan Kazançlar ve Yoksulluk: Zorla Çalıştırmanın Ekonomisi başlıklı yeni bir rapora göre, özel sektörde zorla çalıştırma yoluyla yılda 236 milyar dolar tutarında yasadışı kazanç sağlanıyor. Özel sektördeki zorla çalıştırma uygulamaları konusunda yayınlanan çalışma, 2014 yılından bu yana zorla çalıştırma yoluyla elde edilen yasadışı kazançlarda yüzde 37 bir artış olduğunu ortaya koyuyor.
Zorla çalıştırma, hem gönülsüz hem de bir ceza veya ceza tehdidi (zorlama) altında yapılan iş olarak tanımlanıyor. Gönülsüz çalışma, işçinin özgür ve bilgilendirilmiş rızası olmadan üstlenilen herhangi bir çalışmayı ifade ediyor. Zorlama, bir kişiyi özgür ve bilgilendirilmiş rızası olmaksızın çalışmaya zorlamak için kullanılan araçları tanımlıyor. Gönülsüz çalışma ve zorlama, istihdam döngüsünün herhangi bir aşamasında, örneğin; işe alım sırasında, bir kişiyi kendi iradesi dışında bir işi kabul etmeye zorlamak; istihdam sırasında, bir işçiyi kabul etmediği koşullar altında çalışmaya ve/veya yaşamaya zorlamak; veya işten ayrılmak istediği zaman, bir kişiyi ayrılmak istediği işte kalmaya zorlamak şeklinde ortaya çıkabilir.
ILO’nun Zorla Çalıştırma Sözleşmesinde (1930, No.29) zorla veya zorunlu çalıştırma, herhangi bir ceza tehdidi altında herhangi bir kişiden talep edilen ve söz konusu kişinin kendisini gönüllü olarak sunmadığı her türlü iş veya hizmet şeklinde ifade ediliyor.
Zorla çalıştırılan kişiler, başta ücretlerinde kasıtlı ve sistematik kesintiler yapılması olmak üzere, çeşitli baskı biçimlerine maruz kalıyorlar. Yoksulluk ve sömürü döngülerinin devam etmesine neden olan zorla çalıştırma, kuşkusuz insan onuruna yapılan bir saldırı niteliğinde.
Rakamlar ne diyor?
ILO verilerine göre, 2021 yılında herhangi bir günde 27.6 milyon kişi zorla çalıştırılmıştır. Bu rakam, dünyadaki her bin kişi arasında 3.5 kişinin bu şekilde çalıştırıldığı anlamına geliyor. 2016 ve 2021 yılları arasında zorla çalıştırılan kişi sayısı 2.7 milyon artmış durumda.
ILO verilerine göre, zorla çalıştırma yoluyla elde edilen yasadışı kazançların tutarında 2014’ten bu yana 64 milyar dolar (yüzde 37) artış oldu. Bu büyük artışın ardında, hem zorla çalıştırılan insan sayısındaki artış hem de mağdurların sömürülmesiyle daha yüksek kazanç elde edilmesi yatıyor. Rapora göre, insan tacirleri ve suçlular kurban başına 10 bin dolara yakın gelir elde ediyorlar. 10 yıl önce bu rakamın 8 bin dolar olduğu tahmin ediliyor.
Avrupa ve Orta Asya...
Zorla çalıştırmayla elde edilen yıllık yasadışı kazancın en yüksek olduğu bölgeler Avrupa ve Orta Asya (84 milyar dolar). Bu bölgeleri, Asya ve Pasifik (62 milyar dolar), Amerika (52 milyar dolar), Afrika (20 milyar dolar) ve Arap devletleri (18 milyar dolar) takip ediyor. Yasadışı kazançlar mağdur başına ifade edildiğinde ise, yıllık yasadışı kazançların en yüksek olduğu yerler Avrupa ve Orta Asya. Bu bölgeleri, Arap devletleri, Amerika, Afrika ve Asya ve Pasifik izliyor. Zorla ticari cinsel sömürü, yasadışı kazançların üçte ikisinden fazlasını (yüzde 73) oluşturmasına rağmen, özel olarak dayatılan işçilikteki toplam mağdur sayısının yüzde 27’sini oluşturuyor.
Zorla ticari cinsel sömürüden sonra, zorla çalıştırma yoluyla elde edilen yıllık yasadışı kazancın en yüksek olduğu sektör 35 milyar dolar ile sanayi sektörü. Sanayi sektörünü, hizmetler (20.8 milyar dolar), tarım (5 milyar dolar) ve ev işçiliği (2.6 milyar dolar) izliyor. Yoksulluk ve sömürü döngülerinin devamına neden olan zorla çalıştırma, insan onuruna yapılan bir saldırı niteliğinde. Ne yazık ki, durum her geçen gün kötüleşiyor. Uluslararası toplumun acilen bir araya gelerek bu adaletsizliğe son vermesi, işçi haklarını koruması ve herkes için adalet ve eşitlik ilkelerini savunması şart.