YÖK Başkanından staj açıklaması! Süre uzayacak
YÖK Başkanı Erol Özvar, staj sürelerinin en az bir sömestire çıkarılacağını ve 3+1, 2+2, 7+1, 6+2 modellerinin yaygınlaşacağını açıkladı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, üniversite–sanayi hattında staj uygulamalarını kökten yenileyen bir çerçeve üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Özvar, önceliğin staj sürelerini uzatmak olduğunu belirterek, “Staj konusunda birinci önceliğimiz staj sürelerinin uzaması. Hiçbir sanayici 20 gün için bir çocuğa yatırım yapmak istemiyor.” dedi. Kısa, kopuk ve verimsiz görülen uygulamaların yerine, uzun dönem, iyi planlanmış, iş yeri içinde yürüyen bir staj düzeni hedefleniyor. Bu yaklaşım, istihdamı önceleyen uygulama odaklı eğitim fikrine yaslanıyor ve hem öğrencilerden hem sektör temsilcilerinden olumlu geri dönüş alıyor.
OSB içindeki MYO’lar merkeze alınıyor
Dönüşümün odak noktasında Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Meslek Yüksekokulları (MYO) bulunuyor. Özvar, OSB’lerdeki MYO’lardan mezun olanların istihdam oranının %92’ye ulaştığını aktarırken, iş yeri temelli eğitim modelini bütün üniversitelere yaygınlaştırma iradesini yineledi. Sanayi bölgelerinin içine kurulan bu okullar, müfredatı sektörle birlikte tasarlayarak ve uygulamayı üretim hattının içine taşıyarak mezunların işe uyumunu hızlandırıyor. Böylece mezun, atölye ya da laboratuvardaki deneyimi üretim süreçlerine çıplak gözle taşımış oluyor.
Süre uzuyor! Bir sömestir zorunlu
Yeni çerçevede, geçmişin 20 günlük staj anlayışı tarihe karışıyor. Ön lisansta 3+1 veya 2+2, lisansta 7+1 ya da 6+2 gibi uzun dönem modeller devreye alınacak. Özvar’ın ifadesi açık; “Biz bunun en az bir sömestir olmasını istiyoruz. Üniversitelere de izin veriyoruz; siz bunu iki sömestir de yapabilirsiniz.” Yalnız süre yetmiyor. İşletmelerin de sürece aktif katılması bekleniyor. Her firmadan stajyere bir çalışan sorumlu olacak ve mentorluk, iş disiplini ve yerinde öğrenme kültürü bu sayede kalıcı hâle getirilecek.
YÖK–TOBB hattında kurumsal köprü
Nisan ayında YÖK ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) arasında imzalanan “Meslek Yüksekokulları Eğitim İş Birliği Protokolü”, üniversite ile üretim dünyası arasında sistemli ve kalıcı bir hat kurmayı amaçlıyor. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yeni MYO yaklaşımını “eğitim sisteminde devrim niteliğinde” sözleriyle tanımlarken, sık vurgulanan “ara eleman değil, aranan eleman” ifadesiyle iş dünyasının beklentisini özetledi. Bu çizgi, makine bakımı, üretim, inşaat uygulamaları, laboratuvar testleri gibi sahalarda nitelikli insan kaynağının hızla sisteme kazandırılmasını hedefliyor, yani işin ihtiyaç noktasına doğrudan personel yetiştirme iddiası var.
‘hamuru işyerinde yoğurmak’
Gazi Üniversitesi Teknik Bilimler MYO Endüstri Ürünleri Tasarımı öğrencisi Elif Naz Ersoy, uzun stajın iki taraf için de somut faydasını şöyle anlatıyor: “İşveren hamuru çiğken alacak, istediği gibi yoğuracak; sonra da ihtiyaç olan sektörde elemanını alabilecek.” Öğrenciler açısından bakıldığında sektör seçerek ilerlemek, derslerdeki bilgiyi iş üzerinde pekiştirmek ve staj sonrası kalıcı istihdam olasılığını artırmak modelin öne çıkan kazanımları. Kısacası, öğrencinin portföyü yalnızca ders notundan değil, ürün ve süreç deneyiminden de okunur hâle geliyor.
Yeni dönemde staj süresinin uzaması, müfredatın sanayiyle birlikte kurgulanması ve iş yeri temelli eğitimin yaygınlaşması ve nitelikli istihdam hedefiyle uyumlu, kapsayıcı bir çerçeve sunuyor. Ön lisans 3+1/2+2, lisans 7+1/6+2 gibi modellerin yaygınlaşması, üniversite–sanayi iş birliğinin TOBB ve sanayi odaları desteğiyle kurumsal bir yapıya kavuşmasını sağlıyor. YÖK, bu sayede stajı bir formalite olmaktan çıkarıp verimlilik, süreklilik ve iş gücü piyasasına hızlı adaptasyon odaklı bir eğitim politikasına dönüştürmeyi amaçlıyor. Yol haritasının temelinde, uzun süre–yakın temas–ölçülebilir çıktı üçlüsü var, yani sahada geçen zaman, iş yerindeki rehberlik ve mezunun ilk işindeki performans birlikte okunacak.
