Yılmaz Vural, EURO 2032’yi Al Ain Türkçe’ye yorumladı
Uzun yıllar Türkiye’de teknik direktörlük yapan ve Türk futboluna birçok futbolcu kazandıran Yılmaz Vural, Al Ain Türkçe’den Erdal Bozkurt’a konuştu.
EURO 2032’yi yorumlayan ünlü teknik direktör Yılmaz Vural, Avrupa Şampiyonası’nın Türk futboluna neler kazandıracağını Al Ain Türkçe’den Erdal Bozkurt’a değerlendirdi.
UEFA kurulu dün, 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın (EURO 2032) Türkiye ile İtalya ortaklığında düzenleneceğini açıkladı. İki ülke, turnuva için 10 şehir belirleyecek ve hem grup aşamaları hem de finallerin yarıda biri bu şehirlerde gerçekleşecek. Final maçının hangi ülkede oynanacağı ise stat kapasitesine bağlı olacak. Daha önce 7 kez Avrupa Şampiyonası'na aday olan fakat başarılı olamayan Türkiye, İtalya ile birlikte ilk kez bu büyük organizasyona ev sahipliği yapacak.
Türkiye ve İtalya'nın ortak ev sahipliği yapacak olması, organizasyon için nasıl bir sinerji ve fırsatlar yaratabilir? Ayrıca Türk futbolu açısından bu organizasyon nasıl fırsata çevrilmelidir?
Bu turnuva için çok ciddi paralar harcanıyor ama TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, 6 milyar dolar ülkeye gelir gireceğini söyledi. 2 milyona yakın turist gelecek. Bu açıdan baktığımız zaman sportif açının yanı sıra ticari boyutu var. Gönül isterdi ki turnuva bütün Türkiye genelini kapsasın. Organizasyon yarı yarıya olduğu için bir paylaşma söz konusu olacak. Bu durumda gelirin bir kısmı olmayacak. İtalya ile birlikte organize etmekte güzel. Ben kendimi bildim bileli bir Avrupa ülkesi ile böyle ortak bir çalışmamız olmadı. Bu işin bir siyasi boyutu, bir sportif boyutu, ekonomik boyutu var. Böyle turnuvaları Türkiye daha önce güzel organize etti ve herhangi bir eleştiri almadı. Her şeyden önce bu organizasyonu alanları kutluyorum.
UEFA Yönetim Kurulu'nun Türkiye ve İtalya'ya ev sahipliğini vermesinin, iki ülkenin futbol altyapısı ve tesisleri üzerinde ne gibi etkileri olabilir?
Hayır olmaz. Yüzlercesi yapıldı ama herhangi bir katkısı olmadı. Çünkü bu alt yapı olayına eğilmek bir süreç ister. Buna bir çözüm bulunmak istenmiyor. İsteseler çözüm bulurlar. Türkiye’nin alt yapılara yatırın yapması çok değerli olur. Çünkü 7-17 yaşında, MEB’in açıklamasına göre 21 milyona yakın çocuk var. Türkiye, Avrupa’nın en dinamik ülkesi yaş anlamında. Böyle bir yatırımı yapmaya değer bir ülke. Böyle bir yatırım olmadığı için onlarca çocuğumuzu yurt dışına yolladık. Bizim değil Almanya’nın Türkiye alt yapısı oldu neredeyse. Avrupa’da yetişmiş çoğu futbolcumuz milli takımda oynuyor. Bunu neden Almanya yapıyor da biz kendi ülkemizde yapmayalım ki. Alt yapı zaman ister sabır ister. Demek ki Türkiye her şeyi çabuk olmasını istiyor. Bekleyeceğime 14 yabancıyı serbest bırakır ve futbol teriminin için doldurur, taraftarları stada doldururum diyen bir federasyon anlayışı var. Kulüplerimizin 6-7 tanesi kapandı. Maalesef 21. Yüzyıldayız ama aynı tartışmaları devam ettiriyoruz.
Final maçı için belirlenecek ülkenin 80 bin kapasitenin üzerinde bir stat sağlaması gerektiği belirtiliyor. Bu durumun turizm sektörüne olası etkileri nelerdir?
80 bin kişilik stadyum lazım. Böyle bir stat bir tane var. Buda futbol stadyumu değil. Oradaki ulaşım sorununa kendim şahit oldum. Atatürk Olimpiyat Stadyumu çok ters bir yerde. Türkiye’nin 80 bin kişilik stadyuma sahip olması muhtemel. Olimpiyat stadı yenide düzenlenebilir. Diğer stadın ise 60 binin üzerinde olması lazım. Ankara veya İzmir’e yeni stat yapılabilir. Daha 9 yıl olduğu için yapılır diye düşünüyorum. Final maçı muhtemelen burada olmayabilir. Olursa elbette turizme katkısı fazla olur.