Anayasa görüşmeleri yarın başlıyor, sonuç çıkar mı? / Al Ain Türkçe Özel
Yeni anayasa görüşmeleri yarın başlıyor. Daha önceki Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda görev alan Hukukçu Mustafa Kemal Çiçek, Al Ain Türkçe’ye konuştu. “Anayasa görüşmelerinden sonuç çıkar mı?” sorusuna cevap verdi.
TBMM’de yeni anayasa için Numan Kurtulmuş görüşmelere yarın başlıyor. Genel ve Yerel seçimlerin tamamlanmasının ardından Türkiye’de oluşan siyasi atmosfer yeni anayasa yapımına izin verecek mi? Bu kez yeni anayasa yapılabilecek mi? Yeni anayasa çalışmalarında ortaya çıkabilecek en ciddi sorunlar neler? Tüm bu soruları 2013-2016 yılları arasında oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun CHP’li üyesi ve Hukukçu Mustafa Kemal Çiçek’le konuştuk... Mustafa Kemel Çiçek’in Al Ain Türkçe’nin sorularına verdiği cevaplar şöyle;
Siz 60 madde üzerinde uzlaşmayan varan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda CHP adına görev yapan isimlerden birisiniz. Bu konuda önemli bir tecrübeye sahipsiniz. Yarın başlayacak yeni anayasa görüşmeleri konusunda umutlu musunuz?
2013-2016 yılları arasında çalışma yapan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda 60 madde üzerinde anlaşmaya varılmıştı. Ancak yürütme kısmında çıkan anlaşmazlık nedeniyle üzerinde anlaşmaya varılan 60 madde bile değiştirilememişti. Ak Parti partili başkanlık sistemi istedi, CHP bunu kabul etmedi, parlamenter sistemde ısrar edip masadan çekilmişti.
Bugüne gelirsek bugün de aslında farklı bir durum yok. CHP parlamenter rejim diyor, Ak Parti, şu anki sistemi savunuyor, ‘birkaç değişiklik yapılabilir’ diyor. Yürütme dışında 2015’teki görüşmelerde üzerinde anlaşılamayan konular din ve ibadet hürriyeti, eğitim öğretim, vatandaşlık ve yerel yönitimlerdi. Bugün de bu konularda bir uzlaşmaya varılmasını çok zor görüyorum.
Toplumun içinde bulunduğu durum açısından anayasa birinci öncelik değil. İktidarın da anayasa yapacak toplumsal desteği yok. CHP bunları çok iyi biliyor. Bildiği için de sadece yargı, ekonomi gibi görüşmeleri gündeme getirecek. Anayasa konusunda kendini bağlayan bir teklifte bulunmayacaktır.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, her meclis başkanı gibi yeni anayasa konusunda bir rol üstlenmek istedi. Ve bunu gerçekleştirecek.
Türkiye’de yeni anayasada fikir birliğine varılması konusunda en önemli konu yönetim şekli olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda muhalefet ve iktidarın tekliflerinden farklı olarak bir orta yol bulunabilir mi?
Türkiye’de şu anda Cumhurbaşkanını halk seçiyor. Parlamenter rejime dönerek bu hakkı vatandaştan alıp Meclis’e veremezsiniz. Ancak şu anki yönetim sisteminde de bazı sorunlar yaşanıyor. Muhalefet bu sisteme karşı. Bu noktada yarı başkanlık sistemi düşünülebilir. Yarı başkanlık sisteminde halkın seçtiği cumhurbaşkanı, bir de ülkenin mutat günlük işlerini yürüten meclisten çıkan bir hükümet var. Bu Fransa ve Rusya’da uygulanıyor. Bu sistemle meclisin yetkisi ve etkinliği artıyor. Cumhurbaşkanının konumu da daha anayasal bir konuma oturuyor. Türkiye’nin yönetim sisteminin buna evrilebileceğini düşünüyorum. Ama şu aşamada Türkiye’nin bu sistemi kabul etmesi de oldukça zor.
Şu anda klasik parlamenter rejime dönme konusunda CHP’de kafalar karışık. Mesela Ekrem İmamoğlu cephesinde bu sistemden hiç bahsedilmiyor. Şu anda olabilecek şey bu sistem üzerinde düzeltmeler yapılmasıdır.
Türkiye önümüzdeki seçimsiz 4 yıllık dönemde yeni bir anayasa yapabilir mi? Anayasa sonraki dönemlere mi kalır?
Ben Türkiye’de şu anki siyasi ortamda kısa ve orta vadede yeni bir anayasa yapılabileceğini düşünmüyorum. Parlamento dinamikleri açısından da parlamento aritmetiği açısından da siyasi partilerin tavırları açısından da bu dönem yeni bir anayasa yapılması çok zor.
Anayasalar bir toplumsal uzlaşma metnidir. Türkiye’de şu an toplumsal bir uzlaşma yok. Yeni bir anayasa toplumun şu anki önceliği değil. CHP’nin desteği olmadan 400 oyun bulunması çok zor. Referandum da şu aşamada iktidarın tercih edeceği bir yol değil çünkü bu bir güven oylaması olarak algılanma ihtimali yüksek olacaktır.