Mansur Yavaş: Okşanlar, Kerimcanlar havada yüzüyor
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, Manisa’da yaptığı konuşmada "Milleti ahlaksız görüp ahlak taslıyorlar. Görüyorsunuz Okşan'lar, Kerimcan'lar yüzüyor, bir de bize ahlak dersi veriyorlar" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Manisa'da vatandaşlarla bir araya geldi.
Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Manisa mitinginde yaptığı konuşmasında ""Milleti ahlaksız görüp ahlak taslıyorlar. Görüyorsunuz; Okşan'lar, Kerimcan'lar yüzüyor, bir de bize ahlak dersi veriyorlar" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ‘Millet buluşmaları' adı altında Manisa'da miting düzenledi. Mitinge katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Mansur Yavaş yaptığı konuşmada Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a yüklendi.
“AÇLIĞI KONUŞMAYIN DİYORLAR”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş mitingde yaptığı konuşmada, iktidarı eleştirerek sözlerine şöyle başladı:
Seçime gidiyoruz, gördüğünüz gibi maalesef seçimden başka her şeyi konuşuyoruz. Konuşulmayan tek şey insanların fakirliği, mağduriyeti, işsiz gençler, öğrenciler, ev hanımları, esnaf bunlar konuşulmuyor. Bunların konuşulması istenmiyor. Denizli'ye gittik aynen şöyle bir şey yazıyor. Ekmeğimizi bölüşürüz, vatanımız böldürmeyiz.
Bir dakika sen şunu bilmiyor musun? Hem vatanımızı böldürmeyelim çok güçlü olalım. Hem de ekmeği bölüşmeye gerek kalmadan herkes kendi ekmeğinin sahibi olsun. Bunu yapamıyor muyuz? Şunu söylemek istiyor, açlığı falan konuşmayın, vatanı konuşalım. Peki vatanı bölmek kimin haddine, kim bölüyor vatanı, kim böldürüyor bu vatanı?
Biz varız biz. Hem bir yandan söyleyeceksiniz dağlarda 80 tane terörist kaldı diye bir yandan ‘bunlar vatanı’ bölecek diyeceksiniz.
Bir yandan sürekli İmralı ile görüşeceksiniz, yardım isteyeceksiniz, kendinize iktidarda kalmak için ondan sonra da karşı tarafa döneceksiniz. Bunlar vatanı böldürecek. Geçin oradan. Bu sistemi ortaya çıkan 2018'deki Anayasa değişikliğidir. Türkiye uçacak diye geldiniz, daha çok yetki istediniz ama o güç sizi bu hale getirdi.
“KOLTUK İÇİN ŞEYTANLA BİLE İŞBİRLİĞİ YAPARLAR”
Sürekli olarak hep kendilerini haklı gördüler. Ne olurdu muhalefeti dinleselerdi. Bu getirilen sistem bir an evvel değişmesi lazım. Şu anda HDP bizim rakibimiz, ayrı seçime giriyor öyle mi? Peki ‘HDP'ye bakanlık verilirse biz yokuz’ diyen kim, Sayın Akşener. Peki milli mutabakat metninde Akşener'in imzası var mı? Nerede o zaman HDP?
Ama PKK ile aynı görüşe sahip HÜDA-PAR içlerinde. Beraber giriyorsunuz seçime. Bayrakla derdi olan PKK ile aynı görüşlere sahip olan HÜDAPAR ile seçime giriyorsunuz. Şimdiden mükafatını da veriyorsunuz, af da çıkarıyorsunuz. İki de bir durup durup ‘bunlar bebek katilini çıkaracak.’
İşin aslını anlatayım. 360 oy lazım meclisten geçmesi için, şimdiye kadar 3 kez pişmanlık yasası getirdiler. Terör örgütü kurucularının da bir kez de olsa pişmanlık yasasından yararlanması için hükümet, bakanlar kurulu imzası ile meclise tasarıyı gönderdiler. O arada milletvekilleri ayaklandı. 3 kez teşebbüs ettiler, geri almak durumunda kaldılar.
Bebek katili başta olmak üzere kan döken teröristlerin hiçbirisini bu ülkede cezaevinden çıkarmaya hiçbir Allah'ın kulunun gücü yetmez, cesaret de edemez. Yine çıkarırsanız siz çıkarırsınız, yarın ihtiyacınız olursa siz çıkarırsınız.
Buradan şunu anlıyoruz. O koltukta oturmak için her türlü iftira atarlar, gerekirse şeytanla bile iş birliği yapılır, papaz elbisesi bile giyilir öyle mi? Şimdi o zaman kalkıp muhalefeti bunlarla oyalamanın anlamı yok. Bizim tek derdimiz var. İnsanların aşağılanmasını istemiyoruz, herkese akıl verip şöyle yaşayın böyle yaşayın demesini istemiyoruz.
“BİZE DÜŞEN OY VERMEYENLERİN DE OYUNU ALMAK”
Korku sosunu yine ekiyorlar, biz gidersek şu olur. Siz giderseniz çok daha güzel olur. ‘Hep bana’ diye diye memleket bitiyor. Milleti ahlaksız görüp ahlak taslamaya başladılar. Okşanlar, Kerimcanlar havada yüzüyor. Bide bize ahlak dersi veriyorlar.
Yolsuzlukların, ahlaksızların kılıfı ‘ezan susmaz bayrak inmez.’ Sizin ezanla falan alakanız yok, namuslu Müslümanın ağzından kötü laf çıkmaz, yalan söylemez. İki de bir oturdukları yerden hakaret ediyorlar ‘illet zillet’ Biz ne illetiz ne zilletiz. Biz 85 milyon insanı da oy kullanacak 65 milyon seçmeni de Türk milletinin şerefli bir ferdi olarak görüyoruz.
Bize düşen oy vermeyenlerin de oyunu almak. Oy vermeyenlere de iyi bir hizmet vermek suretiyle pişman edip bundan sonraki seçimlerde yan yana gelmeyi sağlayacağız.
“YOLSUZLUKLARIN, YÖNETEMEMENİN KILIFI”
Konuşmasında Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın “Tatlı rekabeti bozmayalım, kötü dillere gerek yok” sözlerini eleştirerek devam eden Yavaş konuşmasına şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı dün sosyal medya mesajı yayınladı, ‘gelin bu tatlı rekabeti bozmayalım, kötü dillere gerek yok' dedi. Ben de kendisine teşekkür ettim. Keşke öyle olsa. Ama siz tatlı bir rekabet görüyorsanız ilk önce bu milletin yüzde 50'sini terörist olmakla suçlamayın. Toplumun yüzde 55'i, 60'ı teröristse siz nasıl başardınız yüzde 55'i, 60'ı terörist yapmayı?
Artık bu laflar yolsuzlukların, yönetememenin kılıfı haline geldi. Biz fark yaratmalıyız, rakibinize benzerseniz kaybedersiniz. Onların yaptığını yapmayacağız, söylediklerini söylemeyeceğiz. Bunlar giderse şöyle olur diyorlar. Türk cumhuriyetleriyle iş birliğimiz aynen devam edecek, İslam coğrafyasıyla işbirliğimiz devam edecek. Komşularla olan ilişkilerimizi düzeltmek için devam edeceğiz. Güçlü bir ordu güçlü bir savunma için çalışmalarımız devam edecek.
‘Biz gidersek İHA'lar, SİHA'lar hangara girer', geçin baba geçin. Eğer bizim sınırımızda Amerika ve Rusya gelip PKK'yı eğitiyorsa, YPG'lilere silahlı eğitim veriyorsa, o İHA'lar, SİHA'lar onların başına füze olarak yağacak. Ne sanıyorsunuz bizi Allah aşkına.
“DÜNYA MALINA ESİR OLDUNUZ”
Artık askeriyeyi siyasete alet ettiler. İşbaşına gelirken ‘bir lokma bir hırka felsefesinden geliyoruz, bizim servetle işimiz yok. Bizim parayla pulla işimiz yok. Cennet vaat ediyoruz’ dediler ama şimdi maşallah hepimize cehennemi yaşatıyorlar.
Yavaş miting alanında sözlerini şöyle sonlandırdı:
20 yıl önce ile şimdiyi kıyaslayın. İktidar yöneticilerinin birçoğu 20 yıl önce nerede yaşıyordu şimdi nerede yaşıyor? Altındaki arabalara bakın. Nerelerde nasıl yaşıyorlar bir de vatandaşa bakın. Aynı yaşantı vatandaşta var mı? Dünya malına mülke esir olmuşsunuz. Bu dünyanızı da kaybetmişsiniz, öbür dünyanızı da kaybetmişsiniz. Allah ıslah etsin demekten başka bir şey bulamıyorum size.
Çünkü bugün yardım alan ailenin sayısı o kadar fazla ki; Eğer gerçekten siz o serveti inandığınız dava üzerinde kullansaydınız bugün bu kadar fakirlik olmazdı. Para dağıtmak için vakıflar kurdular o vakıfların hepsi para toplayan vakıflar haline geldiler. Kendilerine dindar başkalarına adeta dinsiz görmeye başladıkları için kaybettiler.
Kendisinden biri suç işlerse onu görmezden gelip karşıda en ufak bir şey olsa bunu kullandıkları için kaybettiler. Başkasına şampanya içmeyle suçlayıp kendileri koca koca şampanyaları devirirken onu büyükelçi yaptıkları için yenildiler artık. Deniz bitti, kaybettiler.
Belki çok güzel duygularla geldiler ama davalarını da bitirdiler, kendilerini bitirdiler. Ama en büyük zararı hem İslam'a, hem topluma hem ülkemize verdiler. Bu nedenle bir değişikliğe ihtiyaç var. Yapamaz edemez diyenleri boş verin. Denemeden bilmenin anlamı yok. Denenmişi de tekrar denemenin anlamı yok.