‘Yakın zamanda deprem olacağı’ algısı oluşturmak doğru mu? / Al Ain Türkçe Özel
Deprem bölgesindeki illerde yakın zamanda yeni bir deprem olacağı iddiaları halkı tedirgin ediyor. Bu iddiaları Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen’e sorduk. İşte Özmen’in Al Ain Türkçe yaptığı o özel açıklamalar...
Son dönemde deprem riski konusunda il bazlı uyarılar sık sık yapılmaya başlandı. Son olarak Bingöl, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Hatay ve Adana için bir uyarı yapıldı. Zaten 6 Şubat felaketi nedeniyle zor günler yaşayan halk, daha da tedirgin oldu. Peki bu illerde deprem riski var mı, afet ve acil durum yönetimi açısından bu algının oluşması doğru mu? Şu ortamda yapılması gerekenler neler? Tüm bu konuları Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen’e sorduk.
Doç. Dr. Bülent Özmen’in Al Ain Türkçe’nin sorularına verdiği cevaplar şöyle;
“İL BAZLI ALGI OLUŞTURULMASINI DOĞRU BULMUYORUM”
Son dönemde sık sık il hatta ilçe ismi duyuyoruz. ‘Burada oturanlar dikkat, yakın zamanda deprem olabilir’ şeklinde uyarılar dile getiriliyor. Bu da bölgede yaşayanları oldukça tedirgin ediyor. Siz bir afet uzmanı olarak bu konuda neler söylersiniz?
“Son dönemde art arda gelen açıklamalar ve haberler, özellikle deprem bölgesi ve çevresindeki illerde yakın zamanda bir deprem olacak algısına neden oldu. Ben böyle bir algıyı doğru bulmuyorum. Türkiye’nin birçok bölgesi deprem tehlikesi altında. 550 noktada deprem üretme riski bulunan fay var. Komşu ülkelerdekini de hesaba kattığımızda bunun sayısı 1000’e yaklaşıyor. Depremin zamanına ilişkin henüz net bilgi veren bilimsel sistem de olmadığına göre ‘Şu illerde yakın zamanda deprem olacak’ algısı oluşturmanın ben doğru olmadığı kanaatindeyim.
Yani bahsedilen illerin çoğunda Doğu Anadolu fayı kırılmış durumda. Evet, Malatya’da, Yeşilyurt’da uzun zamandır kırılmayan faylar var, bunlar deprem üretebilir. Evet Türkiye’nin büyük bölümü risk kapsamında. 5-6 yılda bir 7’den büyük, 1-1,5 yıl arayla da 6’dan büyük depremler yaşanıyor. Ama ne zaman olacağını bilmiyoruz. Biz her an hazır olmalıyız. Şurada deprem olacak, burada deprem olacak konusunu tartışmak yerine yapmamız gerekenlere odaklanmalıyız. Türkiye genelinde depreme dirençli kentler oluşturmaya odaklanmamız gerekiyor.”
AFETLERE KARŞI ÖNCELİKLİ YAPILMASI GEREKENLER...
Deprem başta olmak üzere afetlere karşı atılacak en etkili adımlar neler? Şu an hangi noktalara ağırlık verilmeli? Yapılması gerekenler ne?
“Çevre düzenlemesi ve imar planları yapılırken deprem tehlikesi göz önüne alınmalı. Hatta sadece deprem değil diğer afetler de hesaba katılmalı. Mesela imar çalışması yapılırken, diri fayların belirlenmesi ve sakınım bandı konulması önemli bir önlem olur. Geçmişten kalma çok sayıda depreme dayanıksız yapı var. Bu alanların dönüştürülmesiyle ilgili kanun çıkarıldı. Kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırabiliriz. Bu kapsamda olası depremde yıkılma ihtimali yüksek binalardan başlamak isabetli olur. Çünkü bu öncelik sıralamasını yapmazsak zaman kaybı yaşarız. Öncelik planı zaman kaybını en aza indirecektir.
Çünkü daha çok bu binalar can kaybına neden oluyor. Kısa zamanda her şehirde yıkılma ihtimali olan binalar belirlenebilir. Buna ağırlık vermek ve yıkılacak binalar adaklanmak daha faydalı olacaktır.
Eğitim, mevzuat, kurumsal yapılanma çalışmaları, afet sigortası oldukça önemli. Afetlere dirençli kentler oluşturmak, bu konuda tüm kurumların hep birlikte hızlı çalışmasını sağlamak depreme karşı alınabilecek en etkili yöntem olacaktır. Aslında bunlar bilinmeyen şeyler değil ancak hayata geçirebilmek önemli...
Özetle sadece sayılan illerde değil, neredeyse tüm Türkiye’de böyle bir tehlike var. İl isimlerini değil de genel tehlikeyi vurgulamak gerekir. Laftan çok icraat üretmek, tedbirleri, kentsel dönüşümü hayata geçirmek, yapı stoğunu depreme dayanıklı hale getirmek gerekiyor.”