WWF-Türkiye'den onarıcı tarım vurgusu: Hem doğa hem çiftçi kazanacak
WWF-Türkiye (Dünya Doğayı Koruma Derneği), Dünya Çevre Günü vesilesiyle Türkiye'nin yeni dönemine yönelik çevresel taleplerini açıkladı.
WWF-Türkiye, Dünya Çevre Günü'nü fırsat bilerek, Türkiye'nin yaklaşan seçimlerine ve yeni dönemine yönelik çevresel taleplerini ortaya koydu.
WWF-Türkiye Başkanı Nafiz Karadere, seçimlerin yalnızca politik kaderimizi değil, aynı zamanda hava, su ve topraklarımızın da geleceğini belirlediğini vurguladı. Bu bağlamda, WWF-Türkiye, özellikle seçimler öncesi ve sonrası için karar alıcılara yönelik çevre konusundaki taleplerini dile getirdi.
Karadere, dünya genelinde ve Türkiye'de iklim krizi ve biyoçeşitlilik kayıpları olmak üzere çift boyutlu bir krizin yaşandığını belirtti. Bu çerçevede, WWF-Türkiye, hem doğa kayıplarını hem de iklim krizi konusundaki endişeleri gidermeyi hedefleyen 10 maddelik bir eylem planını talep etti. Bu planın en kısa sürede uygulanması gerektiğini ifade etti.
WWF-Türkiye'nin talepleri arasında, sera gazı emisyonlarının 2030'a kadar en az %35 oranında azaltılması, orman alanlarında madencilik, turizm ve yapılaşma gibi amaç dışı kullanımlara ve ağaç kesimine son verilmesi bulunuyor. Ayrıca, kara, deniz ve tatlı su ekosistemlerinde korunan alanların 2030’a kadar %30’a çıkarılması talep ediliyor.
Türkiye'nin kıyılarında balıkçılık derinliğinin en az 50 metre olması ve İstanbul Boğazı'nın 2025'e kadar gırgır balıkçılığına tamamen kapatılması isteniyor. Ayrıca, doğa ve insan sağlığına zarar vermeyen, çiftçinin refahını artıran onarıcı tarım uygulamalarının 2030'a kadar tarım alanlarının en az yüzde 25'inde uygulanması öneriliyor.
Diğer talepler arasında, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak için Su Kanunu taslağının bir an önce yasalaşması, 2030’a kadar doğaya karışan plastiğin sıfırlanması, çevrenin korunmasıyla ilgili yasaların etkin uygulanması ve ihlallere sıfır tolerans gösterilmesi, ve tüm teşvik ve fonların temiz üretim ve doğa dostu teknolojileri destekleyecek şekilde yönlendirilmesi yer alıyor.
WWF-Türkiye Gıda ve Tarım Programı Müdürü Arzu Balkuv ise, iklim krizine karşı onarıcı tarımın önemini vurguladı. Gıda ve tarım sektörünün doğaya en fazla zarar veren sektörlerden biri olduğuna dikkat çekti. Balkuv, tarımın kara alanlarının yüzde 40'ını kullandığını ve üretilen ürünlerin üçte birinin atık olarak sonlandığını belirtti.
Balkuv, ayrıca orman kayıplarının yüzde 80'inin tarım faaliyetleri nedeniyle yaşandığını ve bu durumun sadece ormanları değil, aynı zamanda biyoçeşitliliği de tehdit ettiğini ifade etti. Bu sebeple onarıcı tarımın Türkiye'de yaygınlaşması gerektiğini savundu.
Arzu Balkuv, onarıcı tarımın sadece doğaya değil, aynı zamanda çiftçilere de fayda sağlayacağını kaydederek, örneğin, pamuk tarlalarında onarıcı tarım uygulanması durumunda, mazot kullanımında yüzde 85'e kadar tasarruf sağlanabileceğini ve üretim verimliliğinin yüzde 10 ila yüzde 90 arasında artabileceğini ifade etti.