Wagner isyanı Rusya'daki güç dengesini gözler önüne serdi!
Wagner grubunun lideri Yevgeni Prigojin, Moskova'ya doğru askeri bir harekât başlatarak Rusya'da tansiyonu yükseltti. Ancak, Belarus liderinin arabuluculuğunda yapılan bir anlaşma sonucu, kriz son buldu.
Rusya'da paralı asker lideri Yevgeni Prigojin, isyan başlatarak askeri konvoyunu Moskova yakınlarına gönderdi. Putin tarafından ihanetle suçlandı, fakat Prigojin bu hamlesini "adalet yürüyüşü" olarak tanımladı. Bu eylem, Rus lideri Vladimir Putin’in iktidarı üzerine ciddi şüphelerin oluşmasına neden oldu.
Putin, eski müttefiki olan Prigojin’i vatan hainliği, silahlı isyan çıkarmak ve "ülkeyi arkadan vurmak"la suçladı.
Cumartesi günü, Prigojin’in isyanı durdurarak askerlerini geri çekmesiyle bu süreç sona erdi.
Prigojin, “24 saat içinde Moskova’ya 200 kilometre mesafeye kadar ulaştık. Bu süre zarfında askerlerimizden hiçbiri yara almadı” dedi.
Wagner lideri isyanı planlamış mıydı?
Prigojin, bu eylemi bir darbe teşebbüsü yerine, "adalet yürüyüşü" olarak nitelendirmeye devam ediyor.
Rusya’nın Ukrayna operasyonunda aylardır kritik bir rol oynayan Prigojin, özellikle de Rus cezaevlerinden toplanan binlerce paralı askerle işgali yönetiyordu.
Uzun süredir Moskova’daki askeri yetkililerle anlaşmazlıkları olduğu biliniyordu. Ancak bu durum, Wagner güçlerinin 1 Temmuz’dan itibaren Rus ordusunun kontrolüne geçeceği bildirildikten sonra açık bir isyana dönüştü.
Wagner savaşçıları, Ukrayna’nın işgal altındaki doğu bölgelerinden geçerek Rusya’nın güneyindeki Rostov’a ulaştılar. Buradan M4 otoyolu üzerinden Voronej üzerinden Moskova'ya doğru yola çıktılar.
Bu durum, Rusya'nın 16 aylık Ukrayna işgali sürecinde bir dönüm noktası olduğu düşünülüyordu. Ancak Wagner'in askerleri kuzeye ilerledikçe, Belarus lideri Lukaşenko’nun arabuluculuğuyla bir anlaşmanın yapıldığı haberleri alındı.
Anlaşmaya göre Prigojin Belarus’a gitmeli, Wagner askerleri ise Rus ordusuna dahil edilmeliydi.
Bu durumun bu kadar basitçe sona ereceği kimse tarafından beklenmiyordu ancak bu durum Prigojin’in hem savaştaki hem de Rusya'daki sürecinin sona ermesi anlamına gelebilir.
Belarus’a giden Prigojin’in üzerindeki suçlamaların da düşürüleceği belirtildi.
Bütün bunlar kan dökülmeden mi oldu? Bu durum belirsiz çünkü en azından bir askeri helikopterinin düşürüldüğüne dair raporlar mevcuttu.
Bu durumun Putin üzerinde ne gibi bir etkisi olacağı ayrı bir tartışma konusu olacak.
Wagner, Rus ordusunun liderlerine karşı
Prigojin, Ukrayna'da savaşan askerlerine yeterli silah ve mühimmat desteğinin sağlanmadığını belirterek aylardır Savunma Bakanı Sergey Şoygu’yu ve Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov’u hedef alıyordu.
Putin, Ukrayna'da savaşan tüm paralı askerlerin Rus ordusu ile sözleşme imzalamasına yönelik kararı destekledi. Ancak Prigojin bu karara karşı çıktı.
23 Haziran'da Prigojin, savaşın tüm meşruiyetinin bir yalan olduğunu belirten uzun bir konuşma yaptı.
Prigojin'in iddiasına göre "küçük bir serseri grubu", Rus halkını ve başkanını kendi çıkarları için aldatmaya çalışıyordu.
Prigojin, Ukrayna'daki adamlarına yönelik ölümcül bir füze saldırısından ordunun sorumlu olduğunu öne sürdü, ancak ordu bu iddiayı reddetti.
Cuma gecesi Prigojin, "adalet yürüyüşünün" başladığını duyurdu. Sabah saatlerinde Prigojin'in askerleri Rostov’a ulaştı.
Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Prigojin hakkında hızla harekete geçti. Moskova bölgesi "terörle mücadele" önlemleri ile koruma altına alındı ve M4 karayolu kapatıldı.
Cumartesi günü Putin, isyancıların eylemlerini "sırtından bıçaklamak" olarak nitelendirdi.
Prigojin, ülkeye ihanet ettiği suçlamalarını reddetti ve ilk defa Putin’i hedef aldı.
Putin’in gücü zayıflayabilir mi?
Prigojin, Ukrayna'daki Rus işgaline değil, bu işgali yöneten askeri liderlere karşı olduğunu belirtiyor.
Askerlerini Moskova’ya yönlendirmiş olmasına rağmen, Putin’in yönetimine karşı olmadığını iddia ediyor.
Ancak hızla değişen durum karşısında, Putin bir süreliğine kontrolü kaybetmiş bir lider izlenimi verdi.
Cumartesi akşamı, Belarus liderinin girişimiyle bir anlaşmaya varıldı.
Prigojin, Belarus’a gitmeyi kabul etti ve hakkındaki suçlamalar düşürülecekti.
Birkaç saat sonra, Prigojin Rostov'dan ayrılırken görüntülendi.
Wagner birlikleri de kenti terk etmek üzere harekete geçti ve kent sakinlerleri tarafından Wagner lehine sloganlar atıldığı duyuldu.
Bu durumda, Putin kontrolü kalmayan ve kaosun hüküm sürdüğü bir ülkenin lideri olarak zayıf bir görüntü çizdi.
Belarus liderinin durumu kurtarması oldukça şaşırtıcıydı. 2020’de Lukaşenko’yu ülkesindeki protestoculara karşı destekleyen yine Rusya olmuştu.
Kiev yönetimi, bu durumun Moskova için aşağılayıcı olduğunu belirtti.
Ancak, madalyonun diğer yüzünde bir durum daha vardı: Rus halkı, Putin liderliğinin alternatifine birkaç saat boyunca anarşi olarak tanıklık etti.
Ordunun, sonunda 25 bin kişilik potansiyel olarak tehlikeli bir gücü kendi bünyesine katma olanağı bulmuştu.
Ancak bu durumdan sonra, liderleri Yevgeni Prigojin muhtemelen bu genel tablonun dışında kalacak.