Türkiye ve İsveç arasında NATO üyeliği gerilimi: Talepler karşılandı mı? Al Ain Türkçe Özel!
Gazeteci Musa Özuğurlu, Türkiye ve İsveç ile ilgili olarak, Türkiye'nin, İsveç'in NATO'ya göre üretim taleplerinin tam olarak karşılanmadığı bildirildi.
Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta 11-12 Temmuz tarihlerinde yapılacak olan NATO Zirvesi'nde önemli gündem maddelerinden biri İsveç olacak. Türkiye'nin İsveç'in üyeliğine onay verip vermeyeceği henüz netlik kazanmadı.
Gazeteci Musa Özuğurlu, Al Ain Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
Türkiye, İsveç'in NATO'ya üyeliği için belirli taleplerde bulunmuştu; bu taleplerin şu ana kadar karşılanma durumu nedir?
İki tarafın bu karşılanmanın esasını oluşturan kişilerle ya da olaylarla ilgili olarak değişebilir. Türkiye ile İsveç arasında terör örgütü ya da ona benzer bir takım faaliyetler veya tanımlarla ilgili farklar var. Dolayısıyla İsveç yasalarında Türkiye kadar katı bir şekilde terörle bağlantılı olarak görülemeyecek bazı isimlerin bu şekilde olduğunu iddia ediyor ve İsveç'ten bunların iadesini istiyor. Ya da daha somut şekilde aynı zamanda bir takım faaliyetlerin sonlandırılması. Bundan sonra genel itibariyle bir takım PKK'ya da ona benzer örgütlerin faaliyetlerine ya da gösterilerine izin verilmemesini istiyor. Fakat İsveç, tamamen bu görüşte değil. Türkiye'nin elbette bir takım konulardaki hassasiyetlerine yaklaşmak istiyor ancak geleneksel olarak İsveç'te son olarak Kuran'ın yakılması hadisesi vardı. Orada olduğu gibi bazı konularda yapılan tanımlamalar yasal olarak İsveç yetkililerinin elini kolunu bağlıyor. Dolayısıyla da şu ana kadar İsveç'in, Türkiye'nin bütün istediklerini yerine getirdiği söylenemez. Fakat İsveç açısından baktığımızda onlar aslında bugüne kadar mutabakatta yer alan bir takım maddeleri yerine getirdiklerini iddia ediyor. Dolayısıyla çelişkili cevaplarında verilebileceği bir konu ama sonuç itibarıyla Türkiye açısından baktığımızda İsveç'in Türkiye'yi tatmin edecek bir durumda olmadığını, İsveç açısından bakacak olursak artık gerekeni yerine getirdiğini savunduğunu görüyoruz.
İsveç'in talepleri tam olarak yerine getirmemesi durumunda, ABD'nin ısrarına rağmen Türkiye nasıl bir refleks alır?
Bunu ikili olarak görmemek lazım. Başta bir takım dengelerde söz konusu. Dolayısıyla Türkiye'nin ben ikna olacağını düşünüyorum. Daha önce de mutabakatta aslında bu şekilde algılanmıştı.
Örneğin; İsveç'i Finlandiya'dan o dönemde net bir açıklama olmamasına rağmen gelecekle ilgili bir takım vaatler olduğu için Türkiye bir yol haritası şeklinde kabul ettiğini açıklamıştı.
Mutabakat da bu yüzden imzalanmıştı. Aynı tutumu belki bu sefer de göreceğiz. Eğer Türkiye'nin bir takım konulardaki istekleri karşılanırsa, Türkiye buna 'evet' der. Bu istekler ne olabilir? Türkiye ABD'den bir takım konular da taviz kopartmak istiyor. F-16'lar başta olmak üzere ve Suriyede'ki SDG başta olmak üzere bir takım konularda taviz kopartmak istiyor. ABD'nin bunlara ne kadar yanaşacağı ya da Türkiye'yi bu konuda ne gibi sözler vereceğine de bağlı olarak Türkiye yumuşayabilir. Ama eğer Türkiye başka bir takım konularda istediklerini elde edemezse bir süre daha İsveç ile ilgili olarak bu tavrının devam edeceğini göreceğiz. Ama eninde sonunda Türkiye'nin ikna olacağını düşünüyorum.
Türkiye İsveç'ten yerine getirilemez taleplerde mi bulunuyor veya İsveç talepleri yerine getirmeyip NATO üyelerinin Türkiye'ye baskısına mı güveniyor?
İsveç'in bir devlet olarak geleneksel olarak dış politikası var. Türkiye'nin bir takım isteklerini yerine getirmesi halinde bugüne kadar uygulamış olduğu kamuoyu içerisinde oturan bir takım tahammülleri çiğnemiş olacak. Bunun da formülünü bulmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla İsveç açısından baktığımız zaman Türkiye'nin istedikleri tam olarak kabul edebilecekleri şeyler değil. Bu açıdan sadece düşünmemek lazım. Bahse konu olan örgüt bunların faaliyetleri bu sadece Türkiye İsveç arasında olan bir durum değil. Bu uluslararası bir durum. Dolayısıyla İsveç'in bu konudaki tavrı aynı zamanda o örgütle ilgili olarak yine uluslararası o örgütle ilgilenen küresel güçler de bir şekilde tayin edecekler. Buna ABD, İngiltere, Fransa ve diğer ülkeler de dahildir. O yüzden İsveç'in kararının tek başına bir karar olmayacağını da söylememiz lazım. Diğer taraftan ise, ABD'ye güveniyor. ABD'nin Türkiye nezdindeki ağırlığını içlerindeki bir takım kozlarla beraber baskıyı kullanmasını istiyor ki, İsveç bu nedenle de Türkiye'ye karşı 'biz elimizden geleni yaptık, ve hatta sizin isteklerinizi yerine getirdik' cevabını verebiliyor. Dediğim gibi iki ülke arasında bu konudaki tanımlamaların arasındaki fark devam ediyor. Eğer bu konuda Türkiye herhangi bir şekilde İsveç'in bu durumuna koyduğu ambargoyu kaldırırsa bu başka bir takım şartlarla da ilgili olacak.