Türkiye’de Su Krizi Büyüyor: Barajlar Boşalıyor, Uzmanlar Uyarıyor

Türkiye genelinde baraj doluluk oranları son yılların en düşük seviyelerine indi. Uzmanlara göre bu durum, eğer mevcut eğilim sürerse, ülke genelinde ekonomik ve çevresel etkiler yaratabilir.
İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa başta olmak üzere büyükşehirlerde su rezervleri kritik düzeye yaklaşırken, 2026 yılı “su yönetimi açısından dönüm noktası” olabilir.
Uzmanlar: 2026 Türkiye’nin Su Tarihinde Dönüm Noktası Olabilir
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye genelinde yağışlar mevsim ortalamasının yüzde 40 altında. Boğaziçi Üniversitesi İklim Merkezi’nden Prof. Dr. Levent Kurnaz, “Kişi başına düşen su miktarı 1300 metreküpün altına indi. Bu sınırın altı su fakirliği olarak kabul edilir. Türkiye artık suyu daha verimli yönetmek zorunda” dedi.
TEMA Vakfı’nın raporuna göre her yıl yaklaşık 7 milyar metreküp su, altyapı kayıpları nedeniyle boşa gidiyor. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “Sanayide suyun yeniden kullanım oranı yüzde 10’un altında. Bu oran artmazsa şehirlerin büyümesi bile sürdürülebilirliğini kaybedebilir” dedi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gökhan Atılgan ise, “Su artık sadece yerel yönetimlerin konusu değil, ulusal güvenlik politikalarının da bir parçası olmalı. 2026 bu açıdan kritik bir eşik olabilir” ifadesini kullandı.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Dr. Selma Yılmaz, “Gelecek yıl sıcaklık ortalaması 1,5 dereceye yaklaşabilir. Bu, barajlardaki suyun üçte birinin buharlaşma yoluyla kaybolması anlamına gelir” değerlendirmesinde bulundu. Bilim insanları, yağmur suyu toplama, gri su kullanımı, bina bazlı arıtma sistemleri ve tarımsal su kotalarının yaygınlaştırılması gerektiğinde birleşiyor.
Türkiye’nin Barajlarında Durum Nasıl?
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) verilerine göre, Türkiye genelinde barajların ortalama doluluk oranı yüzde 35’in altına geriledi. Marmara ve Ege bölgelerindeki bazı barajlar yüzde 20’nin altına, İç Anadolu’dakiler ise yüzde 15’in altına düştü.
Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gülay Yılmaz, “Türkiye’de su altyapısı yeterli olsa da yağış düzeni değişiyor. Kuraklık hattı artık kuzey illerine kadar genişledi” açıklamasını yaptı. Hidroelektrik santrallerindeki üretimin su seviyelerindeki düşüş nedeniyle yüzde 25–30 azaldığı, tarım bölgelerinde yeraltı su seviyesinin hızla çekildiği bildiriliyor. Uzmanlar, özellikle Konya, Afyonkarahisar ve Eskişehir çevresinde tarımsal verimliliğin gözle görülür biçimde düştüğünü belirtiyor.
Ege ve Güney Marmara’daki küçük barajların bir kısmı yaz aylarında tamamen devre dışı kaldı. İzmir’deki Balçova ve Ürkmez barajlarında su seviyesi, pompaj sistemlerinin çalışmasını engelleyecek kadar azaldı. Karadeniz Bölgesi şu anda görece avantajlı durumda olsa da, meteorologlar uzun vadede bu bölgede de kuraklık riskinin artabileceği uyarısında bulunuyor.
Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Arzu Çelik, “Toprak nemi azaldı, çiftçinin suya erişimi zorlaştı. Bu gidişat devam ederse 2026 yazında tarımsal ürün fiyatlarında ciddi artışlar görülebilir” dedi.
Enerji uzmanı Prof. Dr. Ahmet Demir ise, “Barajlardaki su azalması içme suyunun yanı sıra elektrik üretiminde de ciddi kayıplara yol açabilir. Hidroelektrik kapasitesinde yüzde 30’luk düşüş, enerji ithalatını artırır” değerlendirmesini yaptı.
Bursa: 12 Saatlik Kesintiler ve Sanayiye Yansıyan Etkiler
Bursa Büyükşehir Belediyesi, barajlardaki doluluk oranının yüzde 0,25’e kadar düşmesi üzerine 16–22 Ekim tarihleri arasında dönüşümlü 12 saatlik su kesintisi uygulamasına geçti. Kesintiler Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, Mudanya, Gürsu, Kestel ve Karacabey ilçelerinde planlandı; Uludağ Üniversitesi ve Şehir Hastanesi kapsam dışında tutuldu. Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ), günlük 100 bin metreküp su tasarrufu hedeflediklerini açıkladı. Yetkililer, “Bu uygulama geçici bir tedbir değil, sürdürülebilir su yönetimi politikasının parçasıdır” ifadelerini kullandı.
Bursa’nın önemi yalnızca nüfusuyla değil, sanayi altyapısıyla da öne çıkıyor. Kentte faaliyet gösteren 14 su dolum ve ambalajlama fabrikası, hem iç pazara hem ihracata üretim sağlıyor. Uzmanlara göre, barajlardaki kritik düşüş ve kesinti programları bu tesislerin üretim planlarını da etkileyebilir.
Bursa Teknik Üniversitesi’nden çevre mühendisliği uzmanı Dr. Selim Aydın, “Bursa’nın sanayi yapısı suya yüksek oranda bağımlı. Fabrikaların faaliyetinde kısıntılar yaşanırsa, ekonomik zincir etkilenebilir” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul: Baraj Doluluk Oranı Yüzde 24’e Geriledi
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından 17 Ekim 2025’te yayımlanan verilere göre, kentin barajlarının ortalama doluluk oranı yüzde 24,7. Ömerli, Alibeyköy ve Darlık barajlarında seviye yılın en düşük noktasına indi. Yetkililer, “Kasım ayında beklenen yağışlar gelmezse mevcut rezerv dört ay içinde kritik eşiğin altına düşebilir” uyarısında bulundu. İSKİ, yağmur suyu depolama ve kayıp-kaçak azaltma projelerine hız verdi.
İzmir: Tahtalı Barajı Kuruma Noktasında
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) verilerine göre, kentin en büyük içme suyu kaynağı Tahtalı Barajı’nda doluluk oranı yüzde%2–%4 e geriledi. Balçova, Ürkmez ve Gördes barajlarında da oranlar yüzde 10’un altında. Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hakan Ertürk, “Tahtalı’yı besleyen dereler kurudu, bu artık mevsimsel bir dalgalanma değil, kalıcı bir iklimsel değişimin göstergesi” dedi. İZSU, kent genelinde gece kısıtlamaları ve basınç düşürme uygulamaları başlattı.
Ankara: Barajlarda Sadece Üç Aylık Rezerv Kaldı
Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) verilerine göre, başkentteki barajların ortalama doluluk oranı yüzde 15,5. Çamlıdere ve Eğrekkaya barajlarında seviye yüzde 10 bandında. Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ebru Tekin, “Kasım yağışları yetersiz kalırsa, başkent 2026’nın ilk çeyreğinde zorunlu su kısıtlamalarına geçebilir” dedi. ASKİ, yeraltı kuyularını devreye alma ve şebeke yenileme çalışmalarına hız kazandırdı.
Konya ve İç Anadolu: Yeraltı Suyu Her Yıl 2 Metre Azalıyor
Konya Kapalı Havzası’nda yeraltı suyu seviyesi yılda 1,5–2 metre azalıyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre bölgede 600’ün üzerinde obruk oluştu. Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bu sadece jeolojik bir mesele değil; tarımın ve kırsal yaşamın geleceğini doğrudan tehdit ediyor” dedi. Uzmanlar, ruhsatsız kuyuların denetimi ve basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini belirtiyor.
Su Krizinin Jeostratejik Etkileri: Türkiye’nin Rolü Değişebilir
Fırat ve Dicle nehirlerinden Suriye ve Irak’a akan su miktarı, uzun yıllardır Türkiye’nin bölgesel stratejisinde önemli bir unsur. Ancak iç rezervlerin azalması, uzmanlara göre Türkiye’nin “su sağlayıcı ülke” pozisyonunu zayıflatabilir. Enerji ekonomisti Prof. Dr. Ahmet Demir, “Su azaldıkça hidroelektrik üretimi düşer, enerji ithalatı artar. Bu da ekonomik bağımsızlık üzerinde baskı yaratabilir” dedi.
Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. İlhan Uzgel ise, “Su, 21. yüzyılda Türkiye’nin bölgesel etkisini belirleyecek stratejik faktörlerden biridir” değerlendirmesinde bulunduSu Yönetimi Türkiye’nin Geleceğini Belirleyebilir
Baraj seviyelerindeki hızlı düşüş, uzmanlara göre Türkiye’nin yalnızca meteorolojik değil, ekonomik ve yönetsel sınavla karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor. Kısa vadede tasarruf ve altyapı yenileme, uzun vadede ise su diplomasisi, teknolojik yatırımlar ve bütüncül su yönetimi adımlarının hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bilim insanları, “Su geleceğin en önemli stratejik kaynağıdır; onu yöneten, geleceği de şekillendirir” görüşünde birleşiyor.