“Türkiye bir bölgesel kuraklık ülkesi, su dönüştürülerek kullanılmalı” Al Ain Türkçe Özel
Hidropolitik Akademi Merkezi Başkanı Dursun Yıldız, Dünya Su Günü’nde Türkiye’deki kuraklık tehlikesine dikkat çekerek alınabilecek önlemleri sıraladı. Yıldız, “Sular arıtılarak dönüştürülüp kullanılmalı” dedi.
Hidropolitik Akademi Merkezi Başkanı Dursun Yıldız, Dünya Su Günü’nde Al Ain Türkçe’ye özel değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin birçok ilinin beklenenden çok daha az yağış almasıyla birlikte su krizinin iyiden iyiye baş gösterdiğini söyledi.
Aydın ve Denizli’de su kısıtlama programının bir ay önceden uygulanmaya başladığını söyleyen Yıldız, Bursa, Çanakkale ve Mersin gibi illerde ise içme ve kullanma suyunda kısıtlamalara gidilebileceğini ifade etti. Yıldız, sulama suyu temininde de kısıtlı su programına geçilebileceğini söyledi.
Yıldız, “Bu yıl Dünya Su Günü’ne yağış azlığıyla girdik. Önümüzdeki dönem yağış alabileceğimiz yalnızca nisan ve mayıs ayları var. Bu 2 ay olağanüstü bir yağmur yağmazsa hidrolojik ve tarımsal kuraklık riski, tehdidi artar” dedi.
“KURAKLIK, DİĞER YILLARDAN DAHA TEHLİKELİ BOYUTTA”
Su krizinden çiftçilerin yani tarımın ciddi seviyede etkileneceğini söyleyen Yıldız, “Bu durum bu yılın diğer yıllardan kuraklık açısından daha tehlikeli olduğunu gösteriyor. Yaz aylarında bazı bölgelerde sıkıntı yaşanabilme ihtimali artıyor” diye konuştu.
Su krizine karşı alınabilecek bazı önlemlere de değinen Yıldız, “Kısıtlamaya gitmekten başka çaremiz yok. Su yoksa yönetilecek bir şey de yok demektir. Su yönetimi için risk yönetimi çalışmaları gerçekleştirmeli. Su krizini ve bunun yaratacağı riski yönetebilmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş merkezli depremlere değinerek hatırlatma yapan Yıldız şunları söyledi:
“İL KURAKLIK KRİZ KOMİSYONLARI KURULMALI”
“Çok su kullanan birtakım sanayilerin, orta ve küçük ölçekli işletmelerin su kullanımını kontrol altına alması gerekiyor. Tarımsal su kullanımı açısından da çiftçilerimizin de il kuraklık kriz komisyonları vasıtasıyla uyarılması gerekiyor.
Sanayicinin de bu durumu dikkate alıp suyun arıtarak ve dönüştürerek yeniden kullanabilmesi gerekiyor.
Arıtılmış suların yalnızca bir bölümü dönüştürülebiliyor. Büyük kentlerde su krizinin yönetilmesini talep etmek gerekiyor. Bunları da bilimsel kriterlere göre yürütmek gerek.
Bölgesel kuraklık ülkesi olduğumuz konusunda deprem kadar geç kalmamalıyız”
DÜNYA SU GÜNÜ NEDİR?
22 Mart, suyun önemine ilişkin farkındalık yaratmak ve sürdürülebilir uygulamaları teşvik amacıyla ‘Dünya Su Günü’ ilan edilmiştir.
Dünya Su Günü, 1993 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda ilan edildiğinden beri kutlanır durumda.
22 Mart’ı Dünya Su Günü ilan etmeye ilişkin teklif, 1992’de Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda (UNCED) gündeme getirilmişti.
Bu konferansa 1993 yılı itibarıyla katılım her yıl katlanarak arttı.
Birleşmiş Milletler ve üye ülkeler bu günü, dünyadaki su kaynakları ile ilgili somut çalışmaları ödüllendirmek ve Birleşmiş Milletler tavsiyelerini uygulamaya ayırmışlardır.
Her yıl Birleşmiş Milletlerin su alanında çalışmalar yapan farklı bir kuruluşu Dünya Su Günü’nde yapılacak uluslararası etkinlikleri destekleyip koordine ediyor. UN-Water, kurulduğu yıl olan 2003’ten bu yana Dünya Su Günü etkinliklerine öncülük edecek BM kuruluşunu, etkinlik konusunu ve verilecek mesajları belirleme sorumluluğunu üstleniyor.
Dünya Su Konseyi 1997’den bu yana her üç yılda bir düzenlediği Dünya Su Forumu ile bir hafta boyunca binlerce katılımcıya ulaşıyor. Katılımcı kuruluşlar ve Sivil toplum örgütlerinin dikkat çektiği konular arasında, “temiz içme suyuna ulaşma şansı olmayan bir milyar insan” ve “aile içinde suya ulaşmada cinsiyetin yeri” gibi konular yer alıyor.
4 AYRI RAPOR YAYIMLANDI
Ayrıca Dünya Su Günü vesilesi ile 2003, 2006, 2009 ve 2012 yıllarında Birleşmiş Milletler Dünya Su Kaynaklarını Geliştirme Raporu yayımlandı.
Rapora göre olası su krizinin en önemli sebepleri arasında iklim krizi yer alıyor. İklim krizi sebebiyle yağışların azalması ciddi bir tehlike arz ediyor.
Su krizinin diğer etmenleri arasında sürdürülemez büyüme de öngörülüyor.
Rapora göre 2050 yılına kadar, küresel su talebinin, başlıca artan imalat talepleri, termal elektrik üretimi ve evsel kullanım sebebiyle %55 oranında artacağı öngörülmektedir.