Türk-Amerikan İlişkilerindeki Hakan Fidan'ın aktif pozisyonu çözüm olacak mı?
Yeni hükümetin kurulduğu Türkiye'de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın gündeminin başında Türk-Amerikan ilişkilerinin yer alacağı belirtiliyor.
NATO'nun önde gelen başkentleri, 11-12 Temmuz'daki NATO zirvesi öncesinde İsveç'in tam üyeliğini Ankara'nın onaylamasını bekliyor. Türkiye, diğer yandan, ABD'den F-16 savaş uçakları satışını ve "Suriye’de terörle mücadelede işbirliği" konusunda somut adımlar atmasını talep ediyor.
Yeni kabinesiyle birlikte Türkiye, iç ve dış siyasette yeni bir döneme giriyor. Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'ın Dışişleri Bakanı olarak atanması, uluslararası ilişkilerin seyrini belirleme potansiyeliyle dikkat çekiyor.
İsveç'in NATO'ya üyelik sürecinin Türkiye tarafından onaylanması beklenirken, ABD Başkanı Joe Biden, konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sürekli gündemde olduğunu ifade ediyor. İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, ittifak üyeliğinin onaylanmasını talep ediyor ve yeni terörle mücadele yasasının 1 Haziran'da yürürlüğe girdiğini hatırlatıyor.
Öte yandan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in, İsveç'in üyelik sürecinin 11-12 Temmuz Vilnius Zirvesi öncesinde tamamlanması gerekliliğini vurgulayan mesajları da Ankara'ya iletildi. Bu konuda Türkiye'nin vereceği kararın, Batı ile yeni dönemdeki ilişkileri belirleyeceği düşünülüyor.
Türkiye'nin ABD'den iki ana talebi var: F-16 savaş uçağı satışının onaylanması ve Suriye'deki terör örgütü Halk Savunma Birlikleri'ne (YPG) verilen desteğin sona erdirilmesi. ABD, YPG'ye verilen desteğin sınırlı ve taktiksel olduğunu belirtiyor.
Son olarak, Türkiye'nin F-16 satın alması ile İsveç’in üyeliği arasında doğrudan bir bağ olmadığı belirtilse de, süreçlerin yönetimi iki konu arasında bir ilişki oluşturmuş durumda. Amerikan Kongresi’ndeki hükümet karşıtı havaya rağmen, F-16 satışına ilişkin esneklik sağlanabileceği ifade ediliyor.
Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini geliştirme amacı taşıdığı belirtilirken, özellikle güvenlik alanında yapılan işbirliğinin derinleştirilmesi hedefleniyor. Ankara'nın ABD'den F-16 savaş uçakları satın alma talebi ve Suriye'deki terörle mücadele konusundaki görüş ayrılıklarının çözüme kavuşması için ortak bir yol bulma arzusu, bu amacın önemli bir parçasını oluşturuyor.
İsveç'in NATO üyeliği ise Türkiye'nin önündeki bir diğer önemli mesele olarak görülüyor. Türkiye'nin İsveç'in üyeliğini onaylaması halinde, NATO'ya bir yeni üye daha katılmış olacak ve bu durum ittifakın genişlemesi anlamına gelecek.
ABD Başkanı Joe Biden'ın Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini onaylamasını beklediği belirtiliyor. Ancak Türkiye'nin bu konuda nihai kararını verirken, ABD'nin F-16 satışı ve Suriye'deki terörle mücadele konularındaki tutumunu da göz önünde bulunduracağı ifade ediliyor.
Öte yandan, Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın, Türk-Amerikan ilişkilerinde daha aktif bir rol oynayacağı ve bu iki önemli konuda ABD ile müzakereleri yöneteceği belirtiliyor. Fidan'ın hem ABD ile olan ilişkilerin geliştirilmesi hem de İsveç'in NATO üyeliği konusundaki görüşmelerin yönetilmesinde kilit bir rol oynayacağı ifade ediliyor.
Türkiye'nin bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği ve alacağı kararların, hem Türkiye'nin hem de NATO'nun geleceğini nasıl etkileyeceği merak konusu. Özellikle ABD ile ilişkiler ve İsveç'in NATO üyeliği konularının, Türkiye'nin dış politikasında önemli bir yer tutacağı ifade ediliyor.