Tunus, İhvan bağlantılı 100’den fazla kişinin hesabını dondurdu
Tunus’ta, terör finansman kaynaklarının engellenmesine yönelik yürütülen operasyonlarda, Nahda Hareketi'ne bağlı 100'den fazla yönetici ve iş adamının mali hesapları donduruldu.
Kara para aklama soruşturması kapsamında Tunus Cumhuriyet Savcılığı tarafından imzalanan karar, Nahda Hareketi eski liderleri, üyeleri ve harekete bağlı iş adamlarının yanı sıra, gençleri, yurtdışındaki terör hücrelerine gönderen İhvan örgütü derneklerini kapsadı.
Savcılık, Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'nin, İngiltere'de ikamet etmesi ve kara para aklama şüphesiyle INTERPOL tarafından araştırılmasını talep etti. Soruşturmalar, kara para aklama şüphesiyle suçlanan İhvan’a bağlı bazı kişileri de kapsıyor.
ÖNCEKİ TUTUKLAMALAR
Hesapların dondurulmasıyla alınan karar, Tunus Cumhuriyet Savcılığı’nın, "Nema" hayır kurumu davasında kara para aklama suçlarına karıştıklarından şüphelenilen İhvan terör örgütünün (Müslüman Kardeşler) 10 lideri ve iş adamlarının tutuklanmasına karar vermesinden günler sonra geldi.
Tunus’ta siyasi gözlemciler, 2011'de devletin kontrolünü içeriden ele geçiren İhvan örgütü servetinin kısa sürede arttığına dikkat çekiyor.
Gözlemciler, İhvan’ın 100 üyesinin mallarının ve hesaplarının dondurulmasına yönelik alınan kararın, Tunus'ta örgüte indirilen son darbe olduğuna vurgu yapıyor.
Nahda Hareketi, son 10 yılda terör gruplarını ve siyasi İslam bayrağı altında faaliyet gösteren birçok dernek ve örgütü desteklemek için yurt dışından fon aldı.
BÜYÜK PARA TRANSFERLERİ
Aktivist ve siyasi analist Hasan Temimi, Nahda Partisinin finansman dosyasının güvenlik ve yargı açısından geniş çaplı açıldığını söyledi.
Al-Ain News ile yaptığı röportajında Temimi: “Güvenlik soruşturmaları, Müslüman Kardeşler için çalışan “hayırsever” derneklerin fonları aracılığıyla, Tunus'a giren ve örgüte fayda sağlayan büyük hacimli dış ve iç mali akışların büyüklüğünü gözler önüne serdi. Soruşturmalar, Müslüman Kardeşler'e ulaşan mali akışlar değerinin yüz milyonlarca dolar olduğunu doğruladı. Bütün bu kaynakların şüpheli olduğu anlaşılmış, bu nedenle yargı, hesapların dondurulması yönünde karar vermiştir. Bu fonlar, yıllar içinde Nahda Hareketi’nin ilan edilen ve edilmeyen faaliyetlerinin finansmanına katkıda bulundu. Bu yolla, gerilimi tırmandırmak ve kan dökmek için teröristlere büyük meblağlar sağlanmıştır." açıklamasında bulundu.
Diğer taraftan, Tunuslu avukat ve siyasi aktivist Vefa Şazeli, "Dondurulan önemli miktardaki para teröristlere ait" açıklamasını yaptı.
Tunus Cumhuriyet Savcılığı'nın kararı doğrultusunda birkaç gün önce, Nahda hareketi liderlerinden Abdulkerim Süleyman da kara para aklama suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Süleyman'ın elde ettiği paranın 100 milyon dinardan (30 milyon dolar) fazla olduğu tahmin ediliyor.
Şubat ayı başlarında, 2013 yılında suikasta kurban giden Şükri Belabid ve Muhammed Brahmi suikastini araştıran Savunma Bakanlığı, bir basın toplantısında, Raşid Gannuşi liderliğindeki Nahda Hareketi’nin siyasi suikastlara karıştığını gösteren belgeleri ortaya çıkarmıştı.
Suikast davasıyla ilgili soruşturmalar, Gannuşi, oğlu ve diğer yöneticileri kara para aklama suçlarına karıştığını, Tunuslu gençleri, IŞİD kamplarına katılmak üzere Suriye'ye gönderilmesini finanse ettiklerini, yurt dışından şüpheli finansal hareketler yaptıklarını ve iç devlet güvenliğine saldırdıklarını ortaya çıkardı.
Savunma Otoritesi başkanı Rıza Radavi, "İhvan lideri Raşid Ganuşi'nin Tunus’a ihanet yürüyüşü 2011'den önce başladı. 2011 yılında yabancı yatırımı teşvik etmek amacıyla Nema adlı bir dernek kuruldu, ancak bu dernek çatışma ve savaş bölgelerine terörist gönderme suçlarına bulaşdı.” dedi.
Temmuz ayında, Tunus Merkez Bankası Mali Analiz Komitesi, Tunus bankalarına Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi ve oğlu Muaz'ın, eski Başbakan Cibali ile iki kızının, eski Dışişleri Bakanı Refik Abdüsselam’ın hesaplarını dondurma kararı almıştı.
Gannuşi’nin İsviçre ve Fransa'da yerleşik büyük şirketlerdeki bir milyar ABD doları tutarındaki banka mevduatları ve hisseleri, iki oğlu Muaz ve Süheyl ile damadı Refik Abdüsselam tarafından yönetiliyor.
İhvan'ın Tunus'ta iktidar olduğu süre boyunca Gannuşi, kara para aklayıcılar, kaçakçılık çeteleri, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı ağları aracılığıyla ülkenin merkez bankasından büyük miktarlarda para elde etti.
Ayrıca Gannuşi'nin damadı Refik Abdüsselam, 2012'de Çin'den 500 milyon dolarlık bir bağışın zimmete geçirilmesi olayına karışmıştı.