Tülay Hatimoğulları: “Başarabilirsek Orta Doğu’ya da Öncülük Ederiz”

Tülay Hatimoğulları, barış ve demokrasi sürecinde Türkiye’nin başarısının Orta Doğu’ya da öncülük edebileceğini vurguladı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, barış ve demokratikleşme süreciyle ilgili, “Bunu başarabilirsek sadece Türkiye’de değil, Orta Doğu’nun barışına da öncülük edebiliriz” dedi. Hatimoğulları, Türkiye’de yargı bağımsızlığının, demokrasi ve barış için temel olduğunu vurguladı.
“Sınırları Aşan Güçlü Bir Barış Hareketine İhtiyacımız Var”
Hatay’da, Samandağ Belediyesinin düzenlediği Kitap Fuarı’nda panele katılan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Hatimoğulları’nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Bugün 3. Dünya Savaşı'nın arifesinden geçtiğimiz bir dönemde koşulların aynen birinci ve ikinci Dünya Savaşı koşullarına benzediğinin altını çizmeliyiz ama farklılık şu; silahlar çok daha fazla gelişti ve dünya biyolojik silahlarla, siber savaşlarla, biyolojik savaşların yanı sıra biliyorsunuz İran-İsrail Savaşı'nda çok açığa çıktı, nükleer silahların tehdidi altında.
Yani bugün nükleer silah kullanıldığında hangi ülkede kullanıldığının önemi yok. Kocaman bir bölgenin, birçok ülkenin etkileneceğini çok iyi biliyoruz.
Böylesi bir zamanda bizim sınırları tanımayan, sınırları görmeyen, aşan, enternasyonalist, güçlü bir barış hareketine ihtiyacımız olduğunun altını özellikle çizmek isterim. Ve tabii ki bu mücadeleyi kendi ülkemizin sınırlarından başlatmak durumundayız.
Barış ve demokratik toplum çağrısı, barış ve demokratik toplumun bugün gündeme gelmiş olmasının en önemli nedenlerinden birinin, bahsettiğim küresel gelişmeler, bahsettiğim siyasal gelişmeler olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu konuda daha fazla konuşmaya, daha fazla tartışmaya ihtiyacımız var.
Ve biz şundan eminiz ki Türkiye'nin kendi iç barışını oluşturması Türkiye'nin kendi iç adaletini, özgürlüklerini, demokrasisini inşa etmesi demek; Türkiye'nin her anlamıyla halklar arasında birlik, beraberlik ve dayanışmayı güçlendirmesi, 86 milyon yurttaşımızın eşit yurttaşlık hakkı temelinde Türkiye'de yaşayabilmesi demek.
En önemlisi bizler bunu başarabilirsek Türkiye coğrafyasında sadece Türkiye'de değil biz aynı zamanda Orta Doğu'nun barışına öncülük edebilecek durumda oluruz."
“Demokrasi, Yargı Bağımsızlığı ve Eşit Yurttaşlık Vazgeçilmez”
Tülay Hatimoğulları, Türkiye’nin iç siyasetinde baskıların arttığına dikkat çekerek, barış sürecinin tüm halklar için geçerli olması gerektiğini belirtti. Muhalefet partileri ve toplumsal aktörlerle sürekli görüşmeler yaptıklarını ifade eden Hatimoğulları, şöyle devam etti:
"Bugün biz barış sürecini bu ülkede tesis edeceksek barış süreci ne sadece Kürt'ün barışı ve demokrasisi olur ne sadece DEM Parti'nin barışı ve demokrasisi olur. Bu Türkiye halklarının tamamının barışı ve demokrasisi olmak zorundadır. Bu nedenle biz özellikle bu süreci yürütürken Türkiye'de başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün muhalif partilerle, emek meslek örgütleriyle, ittifak güçlerimizle, sol sosyalist yapılarla, bileşenlerimizle ve Türkiye'de farklı ideolojilerden olan siyasi parti, oluşumlar, STK'lar, demokratik kitle örgütleri her kesimle 7/24 görüşmelerimizi sürdürüyoruz.
Çünkü biz biliyoruz ki ne barış ne demokrasi hiç kimseye altın tepsiyle sunulmaz. Biz bunu örgütlenerek, mücadele ederek kazanabiliriz ve bu buluşmalarımızda Alevi toplumuyla Türkiye'nin dört bir yanında ve merkezi olarak Alevilerin federasyonu ve konfederasyonlarıyla ortak çalışmalar yürüttük."
Hatimoğulları ayrıca yargı bağımsızlığının ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasının önemine dikkat çekti:
"En önemli olan adım yargının bağımsızlığı ve yargının gerçekten siyasi hegemonya'dan kurtularak yargının hukuka dayalı bir şekilde karar vermesinin sağlanması.
...Bugün AİHM kararlarının hayata geçmesi demek, AYM kararının hayata geçmesi demek Can Atalay'ın, Figen Yüksekdağ'ın, Selahattin Demirtaş'ın ve arkadaşlarının, Osman Kavala ve bütün gezi tutsaklarının serbest kalması demektir ve bunun yapılması için Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin gereği olarak AİHM'in kararı acil bir biçimde yaşama geçmelidir."
Hatimoğulları, belediyelere atanan kayyumların kaldırılması, seçilmişlerin görevlerine iade edilmesi ve toplumda tam eşit yurttaşlık hakkı sağlanmasının, demokratikleşme yolunda olmazsa olmaz olduğunu ifade etti.