Tüketici güveniyor mu, güvenmiyor mu? Ekonomist Çetin Ünsalan açıkladı
TÜİK’in açıkladığı Tüketici Güven Endeksi, Ekim'de bir önceki aya göre %5,3 arttı; Eylül ayında 72,4 olan endeks, Ekim ayında 76,2 oldu. Ancak dört aydır artış gösteren tüketici güveni hala dipte.
Ekonominin en önemli kavramı güven ve en önemli bileşeni ise tüketici…
Tüketicinin satın almasına dayalı ekonomide tüketici güven endeksi Ekim ayında yüzde 5,3 arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Ekim ayında bir önceki aya göre %5,3 oranında artarak; Eylül ayında 72,4 olan endeks, Ekim ayında 76,2 oldu.
TÜKETİCİ EKONOMİYE GÜVENMİYOR
Güven endeksi 0 ile 200 arasında değerlendiriliyor. Verilerde Tüketici Güven Endeksi 100’ün üzerinde çıkarsa bu tüketicinin güvendiği, 100 değerinin altında çıkar ise bu tüketicilerin ekonomiye güvenmediği anlamına geliyor.
Eylül ayında 72,4 olan endeks, Ekim ayında 76,2 oldu ancak değer hala 100'ün altında... Bu da tüketicinin ekonomiye güvenmediğine işaret ediyor.
Verilere göre aylık bazda tüketicinin güveni artsa da hem skalada 100 değerinin altında olması hem de esnafın durumu ekonominin fotoğrafını ortaya koyuyor.
Ekonomi güveni aylık olarak artış gösterse de endeksin hala 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor.
Peki, tüketici güveni dipteyken aylık artış nasıl gerçekleşiyor? Aylık bazda yüzde 5 oranında artışın sebebini Ekonomist Çetin Ünsalan, AL-AIN Türkçe’den Alev Olgay’a değerlendirdi.
“Tüketici güveninde yüzde 5’in üzerinde artış olumlu gibi gözüküyor ama halen baz etkisi yani sıfır noktası dediğimiz baremin altında. Birincisi bunu iyi okumak lazım. İkinci faktör de nereden kaynaklanıyor bu artış ona bakmak lazım. İki nedenle artış var. Bir harcama yapılıyor ki tüketicinin harcamaya yönelik bir güveni söz konusu diye algılanır bu endeksler. Artışın birinci nedeni mecburi harcamalarından kaynaklanıyor. İkinci faktör de mecburi harcamaları başta olmak üzere oradaki fiyat artışları sanki ekstra bir hacimmiş gibi rakamlara yansıyor ve bu da olağandan fazla bir ciro elde edilmesi sonucunu doğuruyor. O rakamlar da sanki tüketici güveninde bir artış varmış izlenimi doğuruyor. Temel artış nedeni budur. Diğer noktalara baktığınızda aslında tüketicinin çok ciddi bir borç kalemi içerisinde olduğu takipteki kredilerin arttığı da bize burada büyük bir uyarıyı da beraberinde getiren diğer faktör olarak dikkate alınması gereken başlıklar olarak öne çıkıyor.”